Sezgin Tanrıkulu: AKP iktidarı yargıyı kendi emellerine alet etti
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, toplumları bir arada tutan en büyük mekanizmanın, adalet olduğuna işaret ederek “Fakat AKP iktidarı bu mekanizmayı da yerle bir etmiştir.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, toplumları bir
arada tutan en büyük mekanizmanın, adalet olduğuna işaret ederek
“Fakat AKP iktidarı bu mekanizmayı da yerle bir etmiştir. Yargıyı
kendi emellerine alet etmişlerdir.” dedi.
Sezgin Tanrıkulu, gündemdeki son
gelişmelerle ilgili yaptığı yazılı değerlendirmede, “Dikta
rejimiyle yönetilmeyen herhangi bir ülkede, bir iktidarın bu kadar
skandala rağmen ayakta kalması mümkün olmaz. AKP hükümeti, başta
Tayyip Erdoğan olmak üzere tarihte, bu halka yaşattığı zulümle,
bulaştıkları yolsuzluklarla, Kürt sorununu derinleştirmesiyle
anılacaktır. Halkın umutlarını sömürmek dışında elinde hiçbir koz
kalmamış olan AKP için yolun sonu görünmüştür. Bu iktidarın en
büyük günahlarından biri de yurttaşları etnik kimliklerine, siyasi
eğilimlerine ve inançlarına göre ayrıştırması ve nefret söylemini
yaygınlaştırmasıdır.” ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN İLE ERGİN’İN KONUŞMASINDAKİ
FİŞLEME
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin
Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasında geçen telefon görüşmesinden
de anlaşıldığı üzere insanları, Alevi kimlikleri üzerinden
fişlendiğini vurgulayan Tanrıkulu; şöyle devam etti: “Biz bunu
zaten biliyorduk. Biz zaten bu iktidarın Alevi-Sünni ayrımcılığı
yaptığını, nefret söylemini kendi tabanlarında yaygınlaştırmaya
çalıştıklarını, insanları kimliklerine göre sınıflandırdıklarını
biliyorduk. Tayyip Erdoğan, sanki telefon konuşmasında bir hakimi
‘Alevi’ kimliği üzerinden değerlendiren onlar değilmiş gibi dün
Adıyaman’da şunları söylüyor: ‘Devlet dairesinde, 'sen Türksün,
Kürtsün, Alevisin, Sünnisin sen başörtülüsün' diye bir engelleme
yapan olursa ona ağır cezalar getiriyoruz. Din ve vicdan
hürriyetini engelleyene ceza getirdik. Ayrımcılık ve nefret suçuyla
mücadeleyi yoğunlaştırdık.’ Nefret suçunu bizzat işleyen bir
kişinin bu ifadeleri, söylediği hiçbir söze itibar edilmemesi
gerektiğini ortaya koyuyor. Çünkü insanları Alevi, Sünni, Kürt,
başı açık-kapalı diye sınıflandıran bizzat kedisidir. Sayın
Kılıçdaroğlu’nu, daha önce bir mitingde 'biliyorsunuz, kendisi
Alevi' deyip yuhalatan bir kişinin şimdi çıkıp nefret suçundan söz
etmesi tek kelimeyle pişkinliktir, utanmazlıktır.
Eğer bu ülkede ayrımcılık ve nefret suçundan dolayı yargılanacak
birileri varsa, bunların en başında Recep Tayyip Erdoğan
gelir.“
4 BAKANLA İLGİLİ FEZLEKE
Toplumları bir arada tutan en büyük
mekanizmanın adalet olduğunu söyleyen CHP’li Tanrıkulu, “Fakat AKP
iktidarı bu mekanizmayı da yerle bir etmiştir. Yargıyı kendi
emellerine alet etmişlerdir. Bakın, rüşvete bulaşmış ve istifa
etmiş 4 bakanla ilgili fezlekeler, TBMM seçim tatiline girdikten
hemen sonra Meclis’e gönderiliyor. Bu güdümlü yargı değildir de
nedir? Eğer siz adaletin terazisiyle oynarsanız, toplumun birliğine
de müdahale etmiş oluyorsunuz. AKP tam da bunu yapmıştır. Toplumun
adalete olan inancının altına dinamit koymuşlardır! Çıkıp diyorlar
ki, 'biz halkın hizmetkarıyız' En büyük yalanları budur. Bu iktidar
halkın hizmetkarı değil, halkın efendisi olmaya odaklanmıştır.
Halkı kendilerine hizmet etmeye zorlamaya da devam ediyorlar.
Gökçek’in 'bana oy verene hizmet götürürüm' demesi, 'benim
hizmetkarım olmak zorundasınız' demenin başka bir ifadesidir. Dün,
eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, “Kim ne yapmışsa, onun hesabını
görür ama siz asıl hesabı sandıkta göreceksiniz” dedi. Yolsuzluğun,
rüşvetin hesabı sandıkta sorulmaz. Elbette bu halk sizden sandıkta
hesap soracaktır ama bununla da kurtulamazsınız! Yargı önünde de
hesabı vereceksiniz, vermek zorundasınız. Çünkü işlediğiniz suçları
toplasak, Ağrı Dağı’ndan daha büyüktür.” düşüncesini aktardı.
“HER TÜRLÜ SUÇUN HESABINI MUTLAKA YARGI
ÖNÜNDE VERECEKSİNİZ”
Tanrıkulu son olarak “Bu halk sizin ne
hizmetçinizdir ne de şamar oğlanınız. Cebine göz diktiğiniz bu
halkın canından, malından, deresinden, toprağından, merasından,
ormanlık alanından, hayatından, inancını yaşama biçiminden elinizi
çekeceksiniz. Bununla da kalmayıp, işlediğiniz her tür suçun
hesabını mutlaka ama mutlaka yargı önünde vereceksiniz.” şeklinde
konuştu. CİHAN
Yorumlar