Başbakan Erdoğan: Hocalardan kurtulduğumuz için memnunuz (2)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçimlere 30 gün kaldığını belirterek, kapı kapı dolaşacaklarını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçimlere 30 gün kaldığını
belirterek, kapı kapı dolaşacaklarını söyledi. Birilerinin de kapı
kapı gezeceğini ifade eden Erdoğan, "Bunların adı ablaymış, nasıl
ablaysa? Gelip size şunu diyebilirler, 'Siz ne istiyorsunuz? Sizin
hocanız 28 Şubat'ta başörtüsü için 'füruattandır' dedi. Kusura
bakmayın. Biz o hocalardan kurtulduğumuz için şu anda memnunuz'
deyin." dedi.
Başbakan Erdoğan, 30 Mart'ta yapılacak olan yerel seçimler öncesi
AK Parti İl Başkanlığı tarafından düzenlenen mitingde partililere
seslendi. Öğlen sonra özel uçak 'ANA' ile Balıkesir Havaalanı'na
inen Başbakan Erdoğan'a; eşi Emine Erdoğan, Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan eşlik etti.
Başbakan Erdoğan'ı Balıkesir Valisi Ahmet Turhan, AK Parti Genel
Başkan Yardımcısı Ahmet Edip Uğur, AK Parti Balıkesir
milletvekilleri ve partililer karşıladı.
Buradan Balıkesir Valiliği'ne geçen Başbakan Erdoğan, bir süre Vali
Turhan'la görüştü. Daha sonra Kuvayi Milliye Meydanı'nda düzenlenen
mitingde halka seslenen Erdoğan, Hizmet Hareketi ve Fethullah Gülen
Hocaefendi'ye yönelik sert eleştirilerde bulundu. 30 Mart tarihinde
sadece Balıkesir'de bir büyükşehir belediye başkanlığı seçimi veya
ilçelerde belediye başkanlıkları seçimi yapmayacaklarını belirten
Erdoğan, "Meclis üyelerini muhtarları seçmeyeceğiz. Türkiye
içindeki hainlere, Türkiye dışındaki gözü dönmüş düşmanlara,
sandıkta çok güçlü bir ders vereceksiniz. Türkiye'nin hedeflerine,
kazanımlarına, istikrarla büyüyen ekonomisine saldıranları sizler
sandıkta püskürteceksiniz. Seçimlere 30 gün kaldı. Durmak yok. Kapı
kapı dolaşacağız. Bildiklerimizi bilmeyenlere anlatacağız.
Duyduklarımızı duymayanlara anlatacağız. Bu arada birileri kapınızı
çalabilir. Anlıyorsunuz değil mi? Bunların adı ablaymış, nasıl
ablaysa? Gelip size şunu diyebilirler, 'AK Parti'nin dışında kime
oy verirseniz verin ama AK Parti'ye vermeyin.' Onlara şunu
söyleyin, 'Kusura bakmayın, biz bu ülkede eğitimde yapılan
reformları gördük. Biz bu ülkede sağlıkta yapılan reformları
gördük. Biz bu ülkede ulaşımda yapılan reformlar gördük. Biz bu
ülkede tarımda yapılan reformları gördük. Biz bu ülkede barajları
gördük. Biz bu ülkede adalette, emniyette atılan adımları gördük.
Biz bu ülkede sadece Balıkesir'e yapılan 10 katrilyon liralık
yatırımları gördük. Onlara bunu söyleyin. 'Sizde hiç arlanma yok
mu? Eğer siz siyaset yapmak istiyorsanız partinizi kurun da öyle
karşımıza gelin'. Onlara şunu söyleyin, 'Bu ülkede biz başımız
örtülü diye okula gidemiyorduk. Bu ülkede başı açık, başı örtülü
bizi birbirimize düşürmek istediler ama şimdi biz başörtülü olarak
okullarımıza gidebiliyoruz, üniversitelerimize gidebiliyoruz,
devlet dairelerinde çalışabiliyoruz. Siz ne istiyorsunuz? Sizin
hocanız 28 Şubat'ta başörtüsü için 'füruattandır' dedi. Kusura
bakmayın. Biz o hocalardan kurtulduğumuz için şu anda memnunuz'
deyin. 'Çünkü biz ya olduğumuz gibi görüneceğiz ya göründüğümüz
gibi olacağız' bunu söyleyin." dedi.
Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da yüklenen
Erdoğan, kendisinden önce İstanbul'da CHP belediyesi olduğunu ve
yolsuzluklar belediyesi olduğunu söyledi. İnançlarında iki
yüzlülüğün olmadığını aktaran Erdoğan, "Biz omurgalıyız, biz
menfaat şebekelerine pirim vermedik, vermeyeceğiz, müfterilere
pirim vermedik, vermeyeceğiz. Bu yolda emin adımlarla yürüyeceğiz.
Zalimlerin ebedi kalacağı yer yaşasın cehennem. Bunu böyle biliriz.
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Çıkacak aheste aheste.
Hiç merak etmeyin, Türkiye güçlenecek, Türkiye büyüyecek, inşallah
mazlumların ahı da bunları boğacak."
Bundan 17 yıl önce, 28 Şubat'ta seçilmiş bir hükümete post-modern
darbe girişiminde bulunulduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam
etti: "Sizlerin seçtiği, yetki verdiğiniz, vazife yüklediğiniz bir
hükümeti türlü komplolarla, baskılarla, tehditlerle görevden
uzaklaştırdılar. Bununla kalmadılar, memur kardeşime ağır zulümler
ettiler, üniversitedeki başörtülü kızlarımıza ağır işkenceler
yaptılar, imam hatiplerin orta kısımlarını kapattılar, meslek
liselerini kapattılar ve meslek liselerindeki çocuklarımızın da
önünü kestiler, inançlarımıza, değerlerimize her türlü kutsalımıza
dil uzattılar, el uzattılar. Hatta bir tanesi çıktı, 'bin yıl
sürecek' diyordu, 10 yıl bile sürmedi."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilerde
bulunan Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun grup toplantılarında
dinlettiği ses kayıtlarıyla anayasa suçu işlediğini vurguladı.
Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına bir kasetle genel başkan olduğunu
savunan Erdoğan, "Bu zat, SSK'ya genel müdürdü biliyorsunuz değil
mi? Bunun genel müdürlüğünü burada 40-50 yaş jenerasyonu bilir.
Hastanelerde kuyruklarda mıydık? Şafak vakti gider, kuyruğa girer,
numara alır, ondan sonra da saatimiz gelince güya tedavi olurduk."
değerlendirmesinde bulundu.
Kendisi için 'muhtar bile olamaz' dendiğini ancak başbakan olarak
geldiğine dikkat çeken Erdoğan, "Başörtülü, okuyamaz diyorlardı.
'İmam Hatipli, meslek liseli, üniversiteye giremez, hakim, savcı,
kaymakam, vali, doktor, avukat, mühendis olamaz' diyorlardı.
'Yoksulun çocuğu yoksul kalsın, yoksulların çocukları okuyamasın'
diyorlardı. 'Sen başörtülüsün, senden olsa olsa ancak kapıcı olur'
diyorlardı. 'Hizmetkar olur' diyorlardı. Ne oldu? Şimdi avukat da
oldu, mühendis de oldu, mimar da oldu. Aklınıza ne gelirse. Her
meslekte aldı başına gidiyor" diyen Erdoğan, "Niye bu zulüm? Yazık
değil mi bu milletin evlatlarına? Ne oldu? Benim başörtülü kızım da
başı açık kızım da el ele, omuz omuza artık bu sınıflarda beraber
okuyorlar. Bu ayrılık niye? Bizi ayırmaya yönelik, gayretler
gösteriliyor.
Şu anda Pensilvanya'da kendi ülkesine, kendi milletine tuzaklar
kuran zat da o günlerde yine ülkesini sırtından hançerliyordu. Ne
diyordu biliyor musunuz? Bugün hatta çok satan bir gazetede o günün
kendi gazetelerinin manşetleri var. Ne diyordu biliyor musunuz?
'Beceremediniz, artık bırakın' diyordu. Başörtüsüne saldırılar
olduğu günlerde 'furuattandır' diyordu. Yani 'takmayabilirsiniz'
diyordu. Sen ne karışıyorsun? İnancından dolayı benim kızım
takıyorsa başörtüsünü sen ne karışıyorsun? Çünkü onda evlat yok.
Öyle bir derdi de yok. Ama bizim derdimiz var. Bizim yavrularımızın
hiçbirisi baskı altında bunu yapmadı. Annesinde gördü, ablasında
gördü bu şekilde yaptı. Okudu, öğrendi bu şekilde yaptı."
ifadelerini kullandı.
CİHAN
Yorumlar