Bahçeli: Başbakan, cesareti varsa yalan makinesine önce kendisi oturmalı
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Devlet istihbarat hizmetleri ve MİT Kanunu'nda yapılması planlanan bazı değişikliklerle ilgili, “Hükümet kantarın topuzunu iyice kaçırmış, ahlaki kontrolü tümüyle kaybetmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli,
“Devlet istihbarat hizmetleri ve MİT Kanunu'nda yapılması planlanan
bazı değişikliklerle ilgili, “Hükümet kantarın topuzunu iyice
kaçırmış, ahlaki kontrolü tümüyle kaybetmiştir.” dedi. Bahçeli,
MİT’te görev alan ve alacak kişilerin güvenilirliklerini ve
uygunluklarını belirlemek için yalan makinesi uygulaması getirme
hazırlığında olan Başbakan’a, "Cesareti varsa, kendine güveniyorsa,
o makineye millet huzurunda ilk önce kendisinin oturmasını tavsiye
ediyorum." diye ifade etti.
Gündemde tartışılan son konularla ilgili değerlendirme yapan Devlet
Bahçeli, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17 Aralık 2013
tarihinde başlatılan ve tüm zamanların en ciddi iddialarına konu
olan “Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması”nın AKP’nin dengesini
bozduğunu, telaşa sürüklediğini, korkuya kapılmasına yol açtığını
belirterek, “Başbakan Erdoğan’a ve ailesine kadar dayanan yolsuzluk
suçlamaları hükümetin çeteleşmeye, mafyalaşmaya ve organize suç
teşekküllerini aratmayacak bir kanunsuzluğa saptığını en açık
şekilde ispatlamıştır. Hükümet kantarın topuzunu iyice kaçırmış,
ahlaki kontrolü tümüyle kaybetmiştir. 67 gündür geceli gündüzlü
ortaya saçılan kirli çamaşırlar, deşifre edilen karanlık ilişkiler,
gün yüzüne çıkan gizli kapaklı işler AKP’yi çok zor durumlara
düşürmüştür.” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE KADERİNE TERK EDİLMİŞ, DEVLET ÇARKI KİLİTLENMİŞTİR”
MHP lideri Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın günlerdir tüm mesaisini,
tüm enerjisini, tüm siyasi planlamasını suçlamaları saptırmak,
sanal düşmanları savuşturmak ve hukuku kundaklamak üzerine bina
ettiğine işaret ederek, şöyle devam etti: “Bu itibarla Türkiye
kaderine terk edilmiş, devlet çarkı kilitlenerek gayri meşru niyet
ve müdahalelerin güdümüne girmiştir. Bunun yanında AKP hükümeti,
Türk milletinin asıl sorun ve gündemini ya ötelemiş ya da yok
saymıştır. Başbakan Erdoğan, düne kadar can ciğer kuzu sarması
olduğu kim varsa bugün paralel yapı kategorisine sokmuş ve bunlara
hain, casus, ajan, örgüt gibi son derece uçuk ve akıl dışı
ithamlarla saldırmıştır. Hâlbuki gerçek paralelliğin kimler
arasında, ne şekilde ve hangi amaçlara dönük kurulduğu tüm
yönleriyle açığa çıkmıştır. Nitekim tarafsızlığını kaybeden ve
önüne gelen her kanunu iştahla imzalayan Cumhurbaşkanı Sayın Gül,
Başbakan’ın paralelinde yürümeye, gölgesinde kalmaya ne denli
azimli olduğunu göstermiştir. Kesin olan bir şey varsa o da şudur:
Başbakan Erdoğan, Çankaya’daki noteriyle birlikte adım adım
Türkiye’yi kaosa ve temellerinden koparmaya doğru sürüklemektedir.
Peş peşe TBMM’nde kabul edilen yasal düzenlemeler, adaleti,
demokrasiyi, kişisel hak ve güvenliği sakatlayan, toplumsal bünyeyi
sarsan sonuçlara her boyutuyla açıktır.”
“TBMM, BAŞBAKAN’IN TAHAKKÜMÜNE MAHKUM HALE GETİRİLMİŞTİR”
Başbakan’ın, kendisine yönelen rüşvet ve yolsuzluk oklarını
tesirsiz hale getirebilmek ve hırsızlığı örtbas etmek için hukuku
adeta infaz ettiğini belirten Bahçeli, “Her çeşit utanma
duygusundan sıyrılmış, vicdani ve insani ölçülerden uzaklaşmış olan
bu zihniyet keyfince kanun değiştirmekte, kafasına estiği gibi
kanun çıkarmaktadır.
Türkiye, şu an itibariyle çoğunluğun baskısıyla, siyasi alanda tek
kişinin arzularının yasa mertebesine çıkarıldığı ‘tiranlık
rejimi’nin ayak sesleriyle tehdit edilmektedir. TBMM, Başbakan’ın
tahakkümüne mahkûm hale getirilmiştir. Bu durum, Türk milletinin
yüksek fazilet ve iradesine çok ciddi hakaret ve hazımsızlıktır.
‘Yok Kanun, Yap Kanun’ mantığıyla hareket eden iktidar partisi ipin
ucunu kaçırmış, milli egemenliği siyasi kapkaçın kalkanı olarak
kullanmıştır. ‘Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat
Teşkilatı Kanununda’ bazı değişiklikler yapmak maksadıyla 19 Şubat
2014 günü TBMM’ne sunulan 15 maddelik kanun teklifi bunun en son
örneği olmuştur.” diye belirtti.
“MİT KANUN TEKLİFİ HER AÇIDAN TEHLİKELİDİR”
Genel Başkan Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın MİT’i tam
manasıyla arka bahçesi yapmak, siyasi çıkarları uğruna baştan ayağa
kullanmak amacıyla harekete geçtiğine işaret ederek, “22 Şubat 2014
günü TBMM İçişleri Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak olan söz
konusu kanun teklifi her anlamda sorunlu, her açıdan tehlikelidir.
Başbakan Erdoğan MİT’i alet ederek işlediği suçları, bizzat ve
kasden neden olduğu ihanetleri hukuk zemininde güvenceye almak için
düğmeye basmıştır. Oslo’dan İmralı’ya, sınırlarımızdaki terör
gruplarına yardımdan milli hedeflerimizin aleyhine olan dış
politika tercihlerine kadar tüm yasa dışı, ahlak dışı, meşruiyet
dışı ilişkilere kılıf bulmak için MİT Kanununu fırsat görmüştür.
Başbakan Erdoğan demokratik tepkileri, masum hak arayışlarını, özel
hayatın dokunulmazlığını maşası olarak kullanacağı MİT vasıtasıyla
bastırmaya alenen karar vermiştir.” dedi.
“İMRALI CANİSİYLE MÜZAKERELER EMNİYETE VE KORUMAYA ALINACAK”
Bahçeli, şöyle dedi: "Söz konusu kanun teklifi TBMM’de kabul
edilirse, İmralı canisiyle sürdürülen ihanet müzakereleri de
emniyete ve korumaya alınacak. MİT mensuplarına, görevlerini yerine
getirirken ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlerle
görüşme, terör örgütleri dahil olmak üzere milli güvenliği tehdit
eden bütün yapılarla irtibat kurabilme imkanı tanınmaktadır. Bunun
yanında MİT’in; yerli ve yabancı her türlü kurum ve kuruluş ile tüm
örgüt, oluşum ve kişilerle doğrudan ilişki kurabileceği, uygun
koordinasyon yöntemlerini icra edebileceği verilen kanun teklifinde
yer bulmaktadır. Bunlar açık ve net olarak PKK’yı ve terörle
pazarlık yapanları yasal teminat altına alma teşebbüs ve amacından
başka bir şey değildir. Başbakan Erdoğan, İmralı canisinin aylardır
dayattığı ihanet görüşmelerini kanun çemberine alma teklifini
benimsemiş ve onay vermiştir. Artık teröristlerle Türkiye’yi bölme
ve parçalama pazarlıkları yasa metinlerine bile girecektir. Ve
melanet rutine bağlanmıştır. Bu durum Türk milletine, Türk
vatanına, şehitlerimize, gazilerimize, muhterem ailelerine, milli
ve manevi bütün değerlere karşı affı mümkün olmayan bir suç olarak
tarihe geçecektir.”
“BAŞBAKAN DAHA FAZLA PİSLİĞİN, REZALETİN İÇİNE GÖMÜLDÜ”
Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın rüşvet ve yolsuzluk yangınından
kaçarken teröristlerin, kanlı katillerin gönlünü ettiğini, daha
fazla pisliğin, rezaletin içine gömüldüğünü savunarak, “MİT
mensuplarının görevleriyle ilgili konularda hukuki ve cezai
sorumluluktan muaf hale getirilmeleri ise Başbakan ve hükümetinin
kanun tanımazlığına bir başka delil olması bakımından kayda
değerdir. Ayrıca, Başbakan kendisine bağlı istihbarat teşkilatıyla
ülke içinde ve ülke dışında operasyonel faaliyette bulunmanın
hevesindedir.” açıklamasını yaptı.
“BAŞBAKAN, HERKESİ SİNDİRMEYE, TAKİP ETMEYE, DİNLEMEYE, GÖZETLEMEYE
HIZ VERECEK”
Bundan sonra örtülü operasyonların kapağının tekrar açılabileceğini
hatırlatan Bahçeli, “Başbakan Erdoğan, MİT aracılığıyla herkesi
sindirmeye, takip etmeye, dinlemeye, gözetlemeye, haklarında ise
bilgi ve belge toplamaya hız verecektir. Hiç şüphesiz ki
Başbakan’ın demokrasi, özgürlük, adalet, kişisel hak ve
güvencelerle mesafesi kapanamayacak kadar açılmıştır. TBMM’nin
gündeminde olan ‘Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat
Teşkilatı Kanunu'nda yapılması düşünülen değişikliklere vicdanına,
vatan, millet ve insan sevgisine itimat ettiğim değerli
milletvekilleri gerekli tepkiyi mutlaka koymalıdır. Türkiye’nin
Saddam yönetimine, Esad idaresine, Baasçı vahşete sahne olmaması
amacıyla milli iradeyi temsil eden muhterem milletvekilleri lazım
gelen hassasiyet ve duyarlılığı göstermelidir. Ülkemizin yeni bir
“Soğuk Savaş" şartlarına döndürülmesinin; demokrasiyi katletmek,
hukuku linç etmek, insan hak ve özgürlüklerini çiğnemek olacağını
hiç kimse hatırından çıkarmamalıdır.” dedi.
Bahçeli, sözlerinin sonunda, “Başbakan Erdoğan ne yaparsa yapsın
günahlarını gizleyemeyecek, yolsuzluğunu, arşa varan suçlarını
örtemeyecektir. Tavsiyemiz odur ki MİT’te görev alan ve alacak
kişilerin güvenilirliklerini ve uygunluklarını belirlemek için
yalan makinesi uygulamasını getirme hazırlığında olan Başbakan,
cesareti varsa, kendine güveniyorsa, o makineye millet huzurunda
ilk önce kendisi oturmalıdır.” uyarısını yaptı.
CİHAN
Yorumlar