SP'li Hasan Bitmez: Medyanın dışlanması seçime gölge düşürür
Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, siyasi parti temsilcilerine seçimleri nasıl gözlemleme imkanı tanınıyorsa, medya mensuplarının da serbest bir şekilde sandıkların takipçisi olmaları gerektiğini söyledi.
Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, siyasi
parti temsilcilerine seçimleri nasıl gözlemleme imkanı tanınıyorsa,
medya mensuplarının da serbest bir şekilde sandıkların takipçisi
olmaları gerektiğini söyledi. Medyanın bu güne kadar seçimleri
takip etmesinde bir engel çıkarılmadığını hatırlatan Bitmez, “Medya
mensuplarının tamamı, geçtiğimiz seçimde nasıl bir izleme imkanına
sahip olduysa, bu seçimde de en az o kadar izleme imkanına sahip
olmalıdır. Ayrıca, yandaş medyanın seçimleri izlemesini
kolaylaştırıcı bir ortam oluşturulurken, iktidarın, kendisine
destek vermeyen medyanın dışlanması noktasındaki bir adımı tasvip
edilmez ve seçime gölge düşürür.” dedi.
Bitmez, seçim güvenliği hakkında Cihan
Haber Ajansı’na (Cihan) değerlendirmelerde bulundu. Seçimin şeffaf
ve güvenilir bir ortamda yapılması gerektiğini dile getiren Bitmez,
bu konu da sandık güvenliğinin sağlanmasının ve medyanın seçimlerde
görevini yerine getirmesinin önemli bir ehemmiyetinin olduğunu
kaydetti.
Hasan Bitmez, bu bağlamda siyasi parti
temsilcilerine seçimleri nasıl gözlemleme imkanı tanınıyorsa, medya
mensuplarının da serbest bir şekilde sandıkların ve seçimin takipçi
olmalarının en doğal hakkı olduğunu söyledi. Medyanın bu güne kadar
seçimleri takip etmesinde bir engel çıkarılmadığını bundan sonrada
çıkarılmasının doğru olmadığının vurgulayan Bitmez, “Medya
mensuplarının tamamı, geçtiğimiz seçimde nasıl bir izleme imkanına
sahip olduysa, bu seçimde de en az o kadar izleme imkanına sahip
olmalıdır. ‘Geçtiğimiz seçimde bana destek veriyordun, bu
seçimlerde destek vermiyorsun.’ diye bir medya mensubunun
dışlanmasının doğru olmadığı kanaatini de taşıyorum. Yandaş
medyanın seçimleri izlemesini kolaylaştırıcı bir ortam
oluşturulurken, iktidarın kendisine destek vermeyen medyanın
dışlanması noktasında bir adımı tasvip edilemez ve seçime gölge
düşürür.” diye konuştu.
“YANDAŞ MEDYA SEÇİM GÜVENLİĞİNİ İHLAL
ETTİ”
Bitmez, seçim güvenliğinin seçimden önce
çiğnendiği konusuna da değindi. Seçim güvenliğinin medya tarafından
ihlal edildiğini vurgulayan Bitmez, seçimlerin eşit şartlar altında
yürümesi gerekirken, bu tarafsızlığın medya organlarınca
yitirildiğini savundu. Bitmez, YSK murakabesinde ‘tarafsız ve eşit
yayın yapmaları’ gerektiği bildirilen medyanın yanlı ve taraflı
yayınlar yaptığını anlattı.
Medyanın, bir siyasi partiye yanlı ve yakın
yayın yapmaması gerektiğini ifade eden Bitmez, “18 televizyon
kanalı hakkında YSK’ya bir dilekçe verdik. Bu dilekçenin gereği
olarak YSK, RTÜK’ten 18 kanalın Saadet Partisi hakkında hangi
periyotta nasıl yayın yapmış olduğunu talep etmesine rağmen, RTÜK
bu yazıyı geciktirdi. Bununla alakalı olarak RTÜK ve TRT hakkında
savcılığa suç duyurusunda bulunduk.” diye konuştu.
Bitmez, RTÜK’ün, YSK‘nın talebine en acil
ve hızlı bir şekilde cevap vermesi gerektiğini vurgulayarak,
“İktidar kontrolünde olan hükümet medyası ve yandaş medyalar
iktidarın propagandasını orantısız olarak gördükleri gibi, bazı
partileri de yok görme yok sayma davranışı içerisi girmiştir.
Muhalefetin haberleri ise, iktidarın işine yarayacak şekilde takdim
edilmektedir. Bu dengesiz bir seçim yarışıdır. Seçim öncesi
güvenlik ihlal edilmiştir. Bunun içinde kamu vicdanı gerekli
muhakemeyi yapacaktır.” dedi.
“EN BÜYÜK TEHDİT TUTANAKLARIN AKTARILIRKEN
OLUŞACAK YANLIŞ”
Hileli oy kullanmanın artık bittiğini de
dile getiren Bitmez, seçimleri tarafsız ve ilkeli yürütmekle
görevli YSK’nın bazı tedbirleri aldığını söyledi. Bitmez,
yaşanabilecek en büyük hilenin ise sandık kurulu tutanaklarının,
birleştirme tutanaklarına aktarılırken bilinçli veya bilinçsizce
yanlış yapılması esnasında gerçekleşebileceğini kaydetti.
Bitmez, Saadet Partisi seçim günü, sandık
güvenliği ile ilgili aldığı tedbirlerle alakalı verdiği bilgileri
ise şöyle sıraladı:
“Sandık kurullarında 109 bin kişi görevlendirdik. Sandığın başında
oturup oy verme işlemi uğraşan kişiler. Buna ilave olarak, gezici
müşahitler dediğimiz olaya müdahil olabilecek 250.000 kişiyi parti
teşkilatlarımızdan görevlendirdik. Partimiz adına güvenliğin temin
edilmesi için gerekli işlemleri yapacaklar.
Bizim görevlendirdiğimiz kişiler, yanlışın tespiti durumunda
kendilerine verdiğimiz örnek dilekçe ile sandık kurulu başkanına
müracaatta bulunacaklar. Sandık kurulu başkanı imtina ederse diğer
siyasi parti temsilcileri ile bir tutanak tutularak aynı zamanda
ilçe seçim kurulundaki arkadaşlara iletecekler. İlçe seçim
kurulundaki, bizim arkadaşlarımız konuyu hukuki olarak takip
edecekler.”
ADLİ KOLLUK, SEÇİM KURULU BAŞKANININ
TALİMATI İLE MÜDAHİL OLACAK
Polis ve diğer kolluk kuvvetleri, seçim
kurulu başkanının da talimat olmadan orada müdahale etme yetkileri
yok. Hükümet bu konuda birinci dereceden sorumludur. Yargı
mensupları, görevli memurlar, siyasi partilerin sandık kurulunda
görev yapacak 5 üyesinin tutum ve davranışları seçim güvenliği
açısından en önemli unsurdur”
“SANDIKLARA ESAS SAHİP ÇIKMASI GEREKEN
BAŞBAKAN'DIR”
Sandıklara esas sahip çıkması gereken
Başbakan Erdoğan’ın mitinglerde, “Sandıklara sahip çıkın.”
ifadelerini kullanmasını, zihinlerde bazı soru işaretleri bıraktığı
şeklinde yorumlayan Bitmez, “İl seçim kurulu üyeleri, ilçe seçim
kurulu üyelerimiz ve sandık kurulu üyelerimizle gerekli
tedbirlerimizi aldığımız kanaatini taşıyoruz.” şeklinde konuştu.
CİHAN
Yorumlar