Kemal Derviş: Erdoğan’da başbakan olmadan önce ABD’ye gitmişti
Ekonomiden Sorumlu eski Devlet Bakanı, İstanbul Politikalar Merkezi Yönetim Komitesi üyesi ve Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı Dr.
Ekonomiden Sorumlu eski Devlet Bakanı, İstanbul Politikalar
Merkezi Yönetim Komitesi üyesi ve Brookings Enstitüsü Başkan
Yardımcısı Dr. Kemal Derviş, Eskişehir'de CHP Lideri Kemal
Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyaretiyle ilgili konuştu. Derviş, "Başbakan
da, başbakan olmadan önce ABD’ye gitmişti. Bence herkese açılmak
gerekiyor. Diğer ülkelerle de arayı en üst seviyeye getirmek lazım.
Fakat bu hiçbir zaman bizim herhangi bir kuruluşumuzun, partinin
genel başkanının ABD'nin himayesi altına girmesi, onun gücünün
arkasına takılması anlamına gelmiyor. Bu dengeyi çok iyi bilmemiz
gerek. ABD'nin çok yakın dostuyuz." dedi.
Eskişehir'de düzenlenen 17’nci Girişimci ve İş Dünyası Zirvesi'ne
katılan Derviş, ‘Finansal kriz sonrası dönemde küresel ekonomideki
değişimler ve Türkiye'nin uyum süreci’ konulu bir konuşma yaptı.
Konuşması sırasında bir işadamı tarafından CHP Lideri
Kılıçdaroğlu’nun ABD'ye gitmesiyle ilgili soruya Derviş, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’ın da, başbakan olmadan önce ABD’ye gittiğini
hatırlatarak cevap verdi.
“İnsanlar hayat içinde değişir. Bence bu durum çok doğal."
ifadelerini kullanan Derviş, şöyle dedi: "20 yaşındaki görüşlerimiz
ile 40 yaşına geldiğimizde görüşümüz farklı olabilir. Her insan,
hayatı boyunca aynı görüşe sahip olmayabilir. Ben çok genç yaşımdan
bu yana sosyal demokrat bir insanım. Cumhuriyet gazetesinde 1973
yılında yazmış olduğum yazıyı Bülent Ecevit’i destekleyerek yazdım.
Çünkü demokrasiyi savunuyordu. Hem darbeyi hem de özgürlükleri
kısan bir ortama karşı, demokrasiyi içtenlikle savunuyordu. Sosyal
demokrasileşme aslında bir uzlaşmadır."
Sosyal demokrasinin, toplum içinde çeşitli kesimlerin daha dengeli
gelir dağılımına doğru götürmek istedikleri bir düzen olduğunu
vurgulayan Derviş, "Bence Avrupa’nın büyük bir başarısıdır, her
şeye rağmen. Bütün bu krizlere rağmen Avrupa, en özgürlük içinde
yaşayan bir bölge oldu. Dolayısıyla benim görüşüm, sosyal
demokrasiye hayat boyunca yardım etmek istedim.” dedi.
Ülkeler arasından barışın önemli olduğunun altını çizen Derviş,
Ekonomi Bakanlığı yaptığı sırasında ABD’nin Irak’a girmesi için
verilen oyların gizli oy olduğunu ancak kendisinin hiçbir zaman
gizlemediğini kaydetti. Irak harekâtında ABD ile olunmasına rağmen
kendisinin ret oyu verdiğini dile getiren Derviş, " Ama Obama'nın
Amerikası ile Bush’un Amerikası arasında fark var. Tabii ki milli
çıkarlarını gözetecekler, biz de gözeteceğiz. Fakat Obama’nın
sosyal anlayışı ve uluslararası olaylara bakış açısı ondan önceki
yönetimden çok farklıydı. Ben Birleşmiş Milletlerde Kalkınma
Teşkilatı'nın başındayken, bana en fazla muhalefet eden hükümet
Amerikan hükümetiydi." şeklinde konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu ile arada konuştuklarını ifade eden Derviş,
sözlerin şöyle sürdürdü: " ABD’de bizim değerlerimize yakın, bize
saygı gösterenlerle çok iyi ilişkiler içinde bulunmak, hem
Türkiye’nin hem de ABD’nin yararına. Başkalarının içişlerine
karışanlara da kesin sınırı koymamız lazım. Bence herkese açılmak
gerekiyor. Diğer ülkelerle de arayı en üst seviyeye getirmek lazım.
Fakat bu hiçbir zaman bizim herhangi bir kuruluşumuzun, partinin
genel başkanının ABD’nin himayesi altına girmesi, onun gücünün
arkasına takılması anlamına gelmiyor."
Bu dengeyi çok iyi bilmek gerektiğini aktaran Derviş, " ABD’nin çok
yakın dostuyuz. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, başbakan
olmadan önce ABD’ye gitti. Herkes ABD’ye gidiyor diyelim. Yalnız
Atatürk anlayışından geri kalan bir tepkisel bir durumumuz var.
Bence Atatürk, en doğru yolu göstererek, herkesle iyi geçinmeyi,
herkesle barışmayı, ama kendi kendimizi yönetme hakkımıza en ufak
bir lekeyi koydurmadan, hatta milletin bunu düşünmemesini bile
sağlayarak, Türkiye’yi o zayıf zamanında bile Atatürk, dünyanın en
saygın ülkeleri arasına sokmayı başardı. Herkesle barış içinde
olmak gerekiyor. Ama kimsenin de emrine girmemek gerekiyor.”
ifadesini kullandı.
CİHAN
Yorumlar