"Önlem alınmazsa Avrupa'da Mehmet’ler Michael olacak"
Danimarka'nın başkenti Kopenhag’da gerçekleştirilen 1. Uluslararası Avrupa’da İki Dilli Türklerin Ana Dili Eğitimi Çalıştayı’nda başta Danimarka olmak üzere Avrupa’nın değişik ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin anadil eğitimi konusunda karşı.
Danimarka'nın başkenti Kopenhag’da gerçekleştirilen 1.
Uluslararası Avrupa’da İki Dilli Türklerin Ana Dili Eğitimi
Çalıştayı’nda başta Danimarka olmak üzere Avrupa’nın değişik
ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin anadil eğitimi
konusunda karşılaştığı sorunlar masaya yatırıldı.
1. Uluslararası Avrupa’da İki Dilli Türklerin Ana Dili Eğitimi
Çalıştayı Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da gerçekleştirildi.
Danimarka Anadolu Dil ve Kültür Merkezi ile Kopenhag
Üniversitesi’nin ortaklaşa organize ettiği çalıştaya Türkiye’nin
yanı sıra Avrupa’nın değişik ülkelerinden çok sayıda akademisyen
katıldı. Danimarka’daki değişik okullarda Türkçe anadil dersi veren
öğretmenler ve yerel yöneticiler ve eğitimle ilgili çalışmalar
yapan çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de hazır
bulunduğu çalıştayda Avrupa’nın değişik ülkelerinde yaşayan Türkiye
kökenli göçmenlerin Anadil eğitimi konusunda karşılaştığı sorunlar
ve çözüm önerileri görüşüldü. 2 gün boyunca devam eden çalıştayda,
anadil eğitiminin göçmenlerin yaşadığı ülkeye entegre olmalarına
pozitif katkı yaptığı vurgulandı.
PROF. DR. MEHMET ALİ AKINCI: AVRUPA’DA ÇİFTE STANDART VAR VE
DERİNLEŞİYOR
Çalıştay’ın açılışında yaptığı konuşan Fransa Rousen
Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Ali Akıncı, Fransa’da araştırma
yapmak için gittiği bir okulda Türkiye kökenli öğrencilerin Türkçe
konuşmasının yasaklandığına bizzat şahit olduğunu belirtti. Akıncı,
Fransa’nın 1900’lü yıllarda diğer yerel dilleri yok etmek için
uyguladığı politikaları bugün göçmen kökenli toplumların dillerini
yok etmek için uyguladığını söyledi.
Fransa’da ve Avrupa’nın birçok ülkesinde anadil eğitimi konusunda
çifte standartların olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Ali Akıncı
‘‘Eğer bu çocuk Türk değil de İngiliz olsaydı, Alman olsaydı
öğretmen buna kendi dilini yasaklar mıydı? Esas soru burada. Ve
giderek görüyoruz ki; Avrupa’da bu çifte standart derinleşiyor. O
kadar derinleşiyor ki; artık terminoloji bile ayrılıyor. Zengin
aileler için iki dilli kavramını kullanıyoruz, göçmen kökenli
gençler için ‘yarım dillilik’ kavramını kullanıyoruz. Bu kavramı
duyunca inanın benim tüylerim diken diken oluyor.’’ dedi.
Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenli toplumun anadil eğitimine sahip
çıkması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Akıncı, ‘‘Önlem almazsak
Avustralya’da olduğu gibi Mehmetler Michael, Emineler de Emile
olur. Bunların olmaması için biz buradayız ve daime olacağız. Bu
etkinlikleri yaptıkça ve birbirimize kenetlendikçe Türkçeyi
Avrupa’da inşallah unutturmayıp yaşatacağız.’’ dedi.
PROF. DR. HAVVA ENGİN: ANADİL EĞİTİMİ AVRUPA’NIN ÇIKARINADIR
Almanya’nın Heidelberg Üniversitesi'nden Prof. Dr. Havva Engin ise
torunlarıyla iletişim kuramayan insan sayısının giderek arttığını
bu yüzden birinci kuşak ile üçüncü kuşak arasındaki bağlantının
kopmaya yüz tuttuğunu söyledi.
Prof. Dr. Engin ayrıca asimilasyonun göçmenlerin makus kaderi
olmadığını velilerin bilinçlenmesi sayesinde bu kaderin
değiştirilebileceğini söyledi.
Avrupa’daki Türkiye kökenli insanların eğitiminin Avrupa’nın
çıkarına olduğunu belirten Prof. Dr. Engin, ‘‘Büyük bir insan
potansiyeli var ve bu kaynağı kullanmamak Avrupalı ülkelerin
zararınadır. İki dilli, iki kültürlü bu insanlar, globalleşmenin
olduğu bir yerde acele artıya çevirmeli. Anadil eğitimi Avrupa’nın
yararınadır.’’ dedi.
PROF. DR. FİRDEVS GÜNEŞ: ANADİL EĞİTİMİ ADINA TARİH YAZILDI
Çalıştaya Türkiye’den katılan Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Firdevs Güneş ise sonuç ve değerlendirme
toplantısında yaptığı açıklamada ‘‘Gerçekten burada bir tarih
yazılıyor. İki dillilik adına, Türkçe’nin öğretimi adına çok güzel
bir çalışma yapılıyor. Bu sürece destek veren bunu düşünen ve bu
işi planlayan, katkı getiren herkese teşekkür ederim.’’ dedi.
HEDEF, TÜRKÇE EĞİTİMİNİN KALİTESİNİ ARTTIRMAK
Anadolu Dil ve Kültür Merkezi Genel Koordinatörü Fatih Doğan,
‘‘Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenli insanlarımız için anadil
eğitiminin önemi her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Günümüzde
karşılaşılan sıkıntıların büyük bir bölümünün arkasında aslında
anadil eğitiminin yetersizliği yatıyor. Bizde Anadolu Dil ve Kültür
Merkezi bünyesinde bir süre önce özel bir Türkçe Akademisi kurduk.
Amacımız Türkçe eğitiminin daha kaliteli bir hale getirilmesi.’’
dedi.
Söz konusu çalıştayı Türkçe eğitim öğretim faaliyetlerinin
nitelikli bir yola girmesini sağlamak için organize ettiklerini
belirten Kopenhag Üniversitesi Türkçe Okutmanı Gülşat Bican
‘‘Özelde Danimarka genelde ise bütün Avrupa’daki vatandaşlarımızın
Türkçe anadil eğitimini daha kaliteli hale getirmek,
yaygınlaştırmak ve bu alanda akademik çalışmalar yürütmek için
buradayız.’’ diye konuştu. Bican ayrıca; Danimarka’da devletin
anadil eğitimi için belirli bir bütçe ayırdığını ancak velilerin
bilinçsizliğinden yada başka sıkıntılardan dolayı anadil eğitimine
yeterli talep olmamasının gerekçe gösterildiğini ve bu yüzden
desteğin geri çekildiğini söyledi.
ÇALIŞTAY’IN DEĞERLENDİRME VE SONUÇ TOPLANTISINDA ÖNE ÇIKANLAR
• Ders araç-gereç eksiği var. Yeni kuşaklara göre ders araç
gereçleri, kitapları yenilenmeli. Her ülke için ayrı materyaller
hazırlanmalı
• Eğitim konusunda büyükelçiliklerle sivil toplum kuruluşları
arasında iş birliği geliştirilmeli. Birçok büyükelçiliğimizde
eğitim müşaviri bile yok.
• Öğretmenler yetersiz. Öğrencilerin yaşadığı ülkeyi bilmeyen
öğretmenlerin verdiği eğitim kalitesiz. Çok yönlü öğretmenlere
ihtiyaç var.
• Veliler anadil eğitimi konusunda yanlış algılara sahip. Aile
eğitimi şart. Ailelerin Türkçe eğitimi konusunda bilinçlendirilmesi
gerekiyor.
• Anadilini öğrenen çocuk yaşadığı ülkenin dilini daha hızlı kolay
olur. CİHAN
Yorumlar