Ertuğrul Kürkçü: Demek ki Başbakan'ın Roboski katliamından haberi vardı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, Türkiye’nin bir erken seçime ihtiyacı olduğunu ve erken seçim çağrısında bulunduklarını söyledi.

Google Haberlere Abone ol
Ertuğrul Kürkçü: Demek ki Başbakan'ın Roboski katliamından haberi vardı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, Türkiye’nin bir erken seçime ihtiyacı olduğunu ve erken seçim çağrısında bulunduklarını söyledi. İnternette yer alan ses kayıtlarına da değine Kürkçü, Demek ki Roboski katliamından Başbakan’ın haberdardı. Başbakan biz zat kendisi bu katliam emirlerinin bir parçasıydı” dedi.

HDP Eş Genel Başkanları Ertuğrul Kürkçü ve Sabahat Tuncel parti genel merkezinde gündeme dair açıklamalarda bulundu. Yeni internet yasası ile TİB’in görevlerinin derinleştiğini, yetkilerinin süper yargıç yetkisi ile donatıldığını ve söz konusu yasanın demokratikleşme eğilimin tam zıddında bir gelişme olduğunu belirten Kürkçü, “İnternet yasakları açıkçası çok net olarak anlıyoruz ki başbakan, ailesi ve yakınları ile suçlamaların kamuoyunda, halk arasında ışık hızında yayılmasını önleyecek tek imkân olarak hükümete görülüyor. Gazete ve televizyonların ne kadar ağır bir denetim altında olduklarını son günlerde kamuoyunda çokça tartışılan internette, şimdi o yasaklar geçerli olmadığı için, dolaşan başbakanın yayın organlarına müdahalesinden görüyoruz. Çok merak ediyoruz. Sadece bir liderle ilgili midir ve sadece bir tek yayın organına mı bu müdahale yapılmıştır? Aklımız mantığımız, olayların olağan akışı bunun aslında her televizyonla her gazete ile her yayın organı ile bire bir görüşüldüğünü bizde doğuruyor” dedi.

İnternete yansıyan ses kayıtlarına da değinen Kürkçü, “Kamuoyuna yansıyan görüşme tapelerinden kamuoyuna yansıyan şu ki örneğin Roboski katliamının ortaya çıkarılmasından sadece hükümet kendisine kamuoyunda yüksek puan alabilecekken bunun örtbas edilmesi için ne kadar büyük bir çaba içerisinde olduğunu bize gösteriyor ve bir kere daha şu suçlamayı bize yeniden hükümete yöneltme hakkını veriyor. Demek ki Roboski katliamından Başbakan’ın haberdardı. Başbakan bizzat kendisi bu katliam emirlerinin bir parçasıydı. Öyle olduğu için de bunun ortaya çıkartılmasına imkân sağlayacak, kamuoyunu aydınlatacak, kamuoyunu her yıl her gün bu katliamla ilgili bilgilendirecek olan kurumları doğrudan doğruya bu yoldan saptırmak için çaba gösterip bunun sonuçlarını memnuniyetle karşılamışsa eğer burada hükümetin doğrudan doğruya bu saldırıda bir payı olduğunu bize gösterir” ifadelerini kullandı.

Paris’te terör örgütü PKK’lı 3 kadının öldürülmesini değinen Kürkçü, “Kamuoyuna yansıyan belgelerden net olarak gördüğümüz şey Paris’te 3 genç siyasetçi kadının öldürülmesi olayında Türk makamlarının parmağı olduğuna dair son derece açık, net göstergeler var. Bununla ilgili olarak MİT her anlama gelebilecek yalanlama koydu. Demedi ki ‘alakamız yoktur, kesinlikle yoktur, bu belge kesinlikle sahtedir, biz asla böyle şey yapmayız, böyle bir şey duymadık, görmedik.’ Hükümette katliamın olduğundan 14 dakika sonra bunun bir örgüt içi çatışma olduğunu söyleyecek kadar kendisine verilen enformasyonla hareket ettiği halde bunun doğru olmadığı ortaya çıktığından beri de herhangi bir şekilde bu katliamın aydınlanması için hiçbir adım atmadı. Nasıl olacak? Bir yandan müzakere yapacaksınız. Çatışmasızlığa karar vereceksiniz. Bir yandan elinizin altındaki istihbarat örgütü o hareketin önde gelen 3 üyesini herhangi bir şekilde silahlı mücadele içinde olmadıkları halde katledecek ya da katliamın sorumluluğuna dolaylı dolaysız müdahil olacak. Bütün bunlarla yüzleşilmedikçe bu sürecin içinden çıkmak, süreci başarı ile sona erdirmek mümkün değil” şeklinde konuştu.

"TEK YOL YARGIDA AKLANMAKKEN YARGI YOLUNU KAPATACAK BÜTÜN TEDBİRLERİ ALIYOR"

17 Aralık’ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna da değine Kürkçü şu şekilde devam etti: “Yolsuzluklarla zedelenmiş olan bu iktidarın itibarının, öte yandan barış sürecine herhangi bir şekilde güç katmayışı, uluslararası âlemde içine girmiş olduğu derin ihtilafları, bölgede, dünyada ve Türkiye’de yalnızlaşmasını göz önüne alınca Türkiye’nin bu hükümetle artık işlerini göremeyeceği, bu hükümetle yönetilemeyeceği sonucuna siyaseten ve mantıken varıyoruz. Ancak bu şu anlama gelmiyor. Hükümetin elindeki iktidara tutulmak için gereken maddi, fiziki kaynakları tüketmiş olduğu anlamına gelmiyor. Manevi kaynakları, halkın onayını, halkın nezdindeki itibarını muhafaza ettiğini söylemek çok güç. Yolsuzluk iddialarının hiçbirisine somut cevap verilmedi. Hükümet kendi mensuplarını savcıların soruşturmasından korumak için çıkarttığı yasalarla, attığı adımlarla yaptığı tayinlerle kendisini ve yakınlarını bir an için tutuklamaktan korumuş olsa bile bunun yol açtığı sorunlar hepsi bugün ortada duruyor. Bu sorularla birlikte ne kadar uzun süre yaşanabilir. Bu yolsuzluğun her gün bir başka unsurunun kamuoyunun gözüne, pek çok farklı kaynaktan sokulduğu bir yerde hükümet bununla ilgili hiçbir savunma bilinmeyen komplo varsayımı dışında hiçbir savunma ortaya koyamıyor. Tek yol yargıda aklanmakken yargı yolunu da kapatacak bütün tedbirleri alıyor.”

Hükümete erken seçim çağrısında bulunan Kürkçü konuşmasını şöyle tamamladı: “Bütün bu yolsuzluklar, demokrasisizlik, ahlakı kriz, siyasi belirsizlik, iktisadı çöküntü belirtileri, bütün bunlarla bir araya baktığımızda biz bir kere daha 27 Aralık’ta ortaya koyduğumuz erken seçim çağrımızı tekrarlamak istiyoruz. Türkiye’nin bir erken seçime ihtiyacı vardır. Erken ve demokratik bir seçime ihtiyacı vardır.” CİHAN

Yorumlar