Zirve Yayınevi davasında mütalaa: Cinayetleri TUSHAD yaptırdı
Zirve Yayınevi mütalaasında, Santoro cinayetinin emekli Orgeneral Hurşit Tolon tarafından kurulduğu belirtilen Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekât Dairesi'nin (TUSHAD) 4.
Zirve Yayınevi mütalaasında, Santoro cinayetinin emekli
Orgeneral Hurşit Tolon tarafından kurulduğu belirtilen Türkiye
Ulusal Stratejiler ve Harekât Dairesi'nin (TUSHAD) 4. bölge hücre
yapılanması tarafından, Dink cinayetinin 4 ile 1’inci bölgelerinin
ortaklaşa, yayınevi cinayetlerinin ise eski Malatya Jandarma Alay
Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger’in yönetimindeki 3 ile 1’inci
bölgelerinin ortaklaşa gerçekleştirildiğinin tespit edildiği
belirtildi.
Cumhuriyet Savcısı'nın mahkemeye sunduğu mütalaada çarpıcı
tespitler yer aldı. Malatya Zirve Yayınevi’nde biri Alman uyruklu 3
kişinin boğazları kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 18 Nisan
2007’de Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske, Necati Aydın ve Uğur
Yüksel’in vahşice öldürülmesine ilişkin dava kapsamında Malatya 3.
Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan mütalaada yayınevindeki
cinayetlerin, Hrant Dink ve Rahip Santoro cinayetleriyle
bağlantılarına dikkat çekildi.
Birbirinden farklı adi cinayetler olarak görülen olayların,
öldürülen kişilerin kimlikleri, öldürenlerin özellikleri ile
cinayetlerin işleniş şekilleri göz önüne alındığında, hükümete
darbeye teşebbüs amacıyla hareket eden derin bir örgütün farklı
kolları tarafından gerçekleştirildiği savunuldu. Seferberlik Tetkik
Kurulu’nun oluşturulmasından bu yana siyah ve beyaz kuvvetler ile
JİTEM arasındaki bağlantı için TUSHAD’ın kurulduğu belirtilen
mütalaada, 1952 yılından sonra yaşanan tüm toplumsal olaylar ile
darbelerin hangi amaçlar ve hedefler doğrultusunda
gerçekleştirildiğine ulaşıldığı anlatıldı.
Cinayetlerin örgütlü bir şekilde işlenildiğine ilişkin
değerlendirmenin yer aldığı mütalaada, TUSHAD’ın sanık İlker
Çınar’a gönderdiği bildirim notuna, Akdeniz Raporu, MİT’in
seferberlik tetkik kurulu raporuna ve TBMM Darbeleri Araştırma
Komisyonu’nun raporundaki bilgilere yer verildi. TUSHAD’ın
Ergenekon’un 1993’te talimname ile kurulduğu, beyaz, siyah
kuvvetler ile JİTEM’in topladıkları bilgileri buraya gönderdiğine
dikkat çekildi. 1997 yılına kadar ‘irtica’ söylemleriyle devletin
bekası adına tehdit algısı oluşturulduğu, 28 Şubat kararlarının
hayata geçirilerek Ak Parti gelene kadar bu algının kullanıldığı
ifade edildi.
Ak Parti iktidarının gelişiyle birlikte irtica söylemlerinin
bayatlaması üzerine misyonerliğin kullanılmaya başladığı dile
getirilen mütalaada yeni bir tehlike algısıyla 'misyonerliğin'
gündeme getirildiği ve farklı çalışmalarla toplumda hassasiyet
oluşturulduğuna işaret edildi. Ergenekon’un halen aktif olduğu
anlatılan mütalaada, yargılanan kişilerin tetikçiler ya da orta
düzey birimler olduğu, özel kuvvetlerin sivil unsurları ile Sivas,
Maraş, Gazi olayları toplumsal provakatif olayları çıkarabilecek
siyah kuvvetler denilen silahlı birimlerinin çoğuna hala
ulaşılamadığının tespit edildiği kaydedildi.
21 sanığın yargılandığı dava için sunulan mütalaada silahlı terör
örgütünü yöneticisi olduğu iddia edilen emekli Orgeneral Hurşit
Tolon ile eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet
Ülger ve binbaşı Haydar Yeşil için ağırlaştırılmış müebbet, 3 kez
adam öldürmeye azmettirme, 3 kez kişiyi hürriyetinden yoksun
kılmaya azmettirme ve yağmaya teşebbüse azmettirme suçlarından
cezalandırılması istendi. Davada örgüt üyesi oldukları iddiasıyla
yargılanan toplam 13 sanık için hükümete darbe teşebbüsünde
bulundukları suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve
kasten adam öldürmeye azmettirmeden 3 kez, konut dokunulmazlığını
ihlale azmettirmeden 3 kez, nitelikli yağmaya teşebbüse azmettirme,
resmi belgede sahtecilik ve haberleşmenin gizliliğini ihlal
suçlarıyla cezalandırılmaları talep edildi. Dava kapsamında
mahkemeye sunulan bir ses kaydında cinayeti işleyen gençler için
"Şerefsizlere, vurun dedik öldürmüşler" dediği ortaya çıkan ve
örgüt üyeliği iddiasıyla yargılanan Inönü Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi araştırma görevlisi Ruhi Abat aynı cezalar istendi. Sanık
Adil Akçay, Adem Gedik, Levent Ercan Gelegen için örgüt üyeliği
suçlarından ceza istendi. Sanık Aykut Saka’nın örgüte bilerek ve
isteyerek yardım etme suçundan cezalandırılması talep edildi.
Cinayetleri işleyen olayın asli failleri Emre Günaydın, Hamit
Çeker, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler ve Cuma Özdemir için hükümete
darbe ağırlaştırılmış müebbet, tasarlayarak kasten adam öldürmeden
3 kez, konut dokunulmazlığını ihlalden 3 kez, nitelikli yağmaya
teşebbüs suçlarıyla cezaları istendi. Dava kapsamında gizli tanık
‘Deniz Uygar’ kod adıyla önemli ifadeler verdikten sonra deşifre
olan sanık Ilker Çınar’ın örgütten ayrıldığına dikkat çekilerek
'Zirve Yayınevi ile ilgili tüm bildiklerini samimi şekilde,
pişmanlık duyarak anlatması nedeniyle, hakkında TCK'nın ilgili
maddeleri uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması'
istendi.
Dava kapsamında tutuksuz yargılanan sanık Kürşat Kocadağ ile Mehmet
Gökçe’nin Ergenekon silahlı terör örgütünün TUSHAD yapılanmasına
bilerek yardım ettiklerine dair kesin ve inandırıcı delil
bulunmaması nedeniyle beraatları talep edildi. Davada tutuklu
sanıklar astsubay Adil Akçay ve uzman çavuş Adem Gedik'in tahliye
olmasıyla birlikte 14'ü tutuklu 21 sanık yargılanıyor. CİHAN
Yorumlar