'Yasadışı dinleme' davasında sanık da müşteki de ‘algı operasyonu’ dedi

Adana’da ‘yasadışı dinleme’ iddialarıyla açılan davada yargılama başlandı. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanık olarak 10 polis ve hâkim ve savcılarında içinde olduğu 12 müşteki bulunuyor. İlk duruşmada tutuksuz...

Google Haberlere Abone ol
'Yasadışı dinleme' davasında sanık da müşteki de ‘algı operasyonu’ dedi

Adana’da ‘yasadışı dinleme’ iddialarıyla açılan davada yargılama başlandı. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanık olarak 10 polis ve hâkim ve savcılarında içinde olduğu 12 müşteki bulunuyor. İlk duruşmada tutuksuz sanıklar emniyet müdürleri İ.B.(46), E.Y.(40), Komiser F.M.(42), polis memurları H.S.(35), A.Ş.(29), R.K.(45), M.A.(37), B.A.D.(52) ile emekli Polis Memuru A.K. (55) ile müştekiler Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim S.K.,(58), F.Y.(29), G.G.(32) ve avukatlar hazır bulundu. Sanıklardan Trabzon’da görev yapan Emniyet Amiri A.A.(34), müşteki hakim ve savcılardan K.V. (48), C.T. (49), Ş.U. (57), A.G. (66), Y.K. (49) ile T.İ. (28), H.S. (44), A.Y. (34), F.U. (36) ise duruşmaya katılmadı. Kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasından sonra duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunmalara geçildi.

Adana Emniyet Müdürlüğü’nde 2002-2014 yılları arasında İstihbarat Şube’de görev yapan Komiser F.M., birim içerisinde masasının dahi olmadığını söyledi. İstihbari duyumların birime her şekilde gelebileceğini belirten F.M., dinlemelerle ilgili sürecin nasıl yapıldığını anlattı. Projeyi yürüten görevlinin telefon veya imei numarasının sorgulamasını yaptığını hatırlattı. Daha sonra Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan “uygundur” talep edildiğini hatırlatan F.M., “Bu şekilde projeden geçmeyip sorgulanmayan numaralar dinlenmez. Zira talep formuna hem isim, hem de numaralar yazılmaktadır. Talep formlarının doğru olduğunu, düzenleme tarihi itibariyle imei numaralarının talep formundaki kişilere ait olduğunu düşünüyorum. Projeyi yürüten arkadaşlarıma güvenerek, düzenlenen talep formlarını imzaladım. Belgeler sahte değildir. İstihbaratta geniş bir teknik arşiv vardır. Hangi zaman diliminde, hangi personelin bilgisayarlara girerek işlem yaptığı açık biçimde belidir. Ayrıca duyum birimin en yetkili kişisine gelebileceği gibi en alt seviyede görev yapan memura da gelebilir. Bu durumda memur amirine bilgi verir. Ancak bunlarla ilişkin yazılı bir tutanak veya talimat belgesi tutulmamaktadır. Proje çalışmalarını A.K., H.S., ve A.Ş. isimli arkadaşlarımız yürütüyor. Bu süre zarfında telefon veya hat el değiştirmiş olabilir. Klonlanma yapılabilir. Adana adliyesinde yüzlerce hakim savcı var. Adana 2 milyon nüfuslu şehir. Talep formunda hakim ve savcı olan kişilerin imelerinin başka isimle bulunduğuna inanmıyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum.” dedi.

2009-2012 yılı Temmuz ayına kadar Adana Emniyet’inde İstihbarat Şube Müdürü olarak çalışan Emniyet Müdür Yardımcısı İ.B. ise İstihbarata Karşı Koyma (İKK) biriminde yardımcı eleman olmadığı için yapılan istihbaratın tutanağa geçirilmediğini kaydetti. Yapılan istihbari veya alınan duyumları değerlendiren personelin detay sorgulama yetkisi mevcut ise bunu ana bilgisayarda sorguladığını aktaran İ.B., “Kişinin abonelik bilgilerine ve bir çok bilgisine ulaşılabilir. Proje olarak tanımlanan şey ana bilgisayardan yapılan sorgulama ve çalışmadır. Daha sonra bu çalışma neticesinde düzenlenen İletişim Müdahale Talep Formu birim amirlerince imzalanarak bana gönderilir. Tüm birimlerden bana belge geldiği için hepsinin tek tek kontrolünü yapmam mümkün değildir. Ancak arada rastgele seçerek bazı numaralara kontrol ederim. Biz dinlen kişilerin hakim ve savcı olduğunu bilmiyorduk.” diye konuştu.

'ALGI OPERASYONU OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM'

Suç tarihinde çok yoğun bir tempo ile çalıştıklarına dikkat çeken İ.B., savunmalarında “Dinlemelerden iki yıl sonra Star gazetesinde buna ilişkin haber çıkması nedeniyle hem gazete hem de bunu verebilecek kişiler hakkında şikayetçi oldum. Şantaj amaçlı dinleme yapsaydık, bunun için iki yıl beklemezdik. Böyle bir şey yapmadık. Bunu bir şekilde ayarlayan insanlar iki yıl beklemiş. Kimse hakkımda disiplin soruşturması yapmamış. 2 yıl sonra gazeteye resimlerimizi de vermiştir. Ben de bunun algı operasyonu olduğunu düşünüyorum. Bizim adli görevimiz yoktur. Sadece istihbarat toplamaktayız. Bu kapsamda önleme dinlemesi yapmaktayız.” ifadelerini kullandı. Teknik izleme bürosunda dinleme yapan sanık polis memuru H.S. ise bunun dışında alınan duyumlarla ilgili sorgulama yetkisinin bulunmadığını vurguladı.

‘TÜM KONUŞMALARI DİNLEMEM MÜMKÜN DEĞİL’

H.S., savunmalarında söyle devam etti: “ Diğer bürolarda benim yaptığım işi 10-12 kişi yapmaktadır. Tüm konuşmaları dinlemem mümkün değildi. Sistemin attığı konuşmalardan rastgele seçerek dinleme yaptım. Dinlediğim kişilerin birbirine ‘hakim, savcı’ diye hitap ettiklerini hatırlamıyorum. Böyle bir şey olsaydı amirlerime bildirirdim. Görüşmeleri kağıt ortamına aktarmamaktaydık. Sadece sistem üzerinden kaydedilmektedir. Veriler silindiği takdirde yeniden kurtarılmasının mümkün olup olmadığını bilmiyorum.” İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde teknik operasyon bürosunda (TEKOP) çalışan polis memuru M.A., detay sorgulama ve dinleme yetkilerinin olmadığını belirtti. Gelen İletişim Müdahale Talep formunun içeriğinden hiçbir değişiklik yapmadan karar talep formu haline getirdiklerini dile getiren M.A., üst yazısını yazıp, arkasına paraf attıklarını ve güven esasına çalıştıklarını aktardı.

Emniyet Müdürlüğü’nde beli dönemlerde İstihbarat Şube Müdürü olarak çalışan Emniyet Müdür Yardımcısı E.Y., mahkemeden dinleme kararı istendiğinde talep formu dışında herhangi bir belge eklemediklerini ifade etti. Talep formunda katalog suçlardan birine atıfta bulunup istihbari faaliyet çerçevesinde bilgi aldıklarında yazdıklarını kaydeden E.Y., “Bazen uzatma talep ettiğimiz mahkeme hakimleri bilgi notu istemekteydi. Bizde oluşturduğumuz bilgi notunu mahkeme hakimine gösterip karardan sonra imha etmekteydik. Müdürlük yaptığım dönemde hakim ve savcıların dinlendiğine dair hiçbir bilgi gelmedi. İmei numaralarının klonlanmış olabileceğini düşünüyorum. Birimde güven esastır. Şimdiye kadar alt birimlerde bu konu ile ilgili hiçbir sıkıntı yaşanmamıştı.” şeklinde konuştu. Diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmedi.

‘BUNUN BİR ALGI OPERASYONU OLDUĞU AÇIKTIR’

Müştekilerden Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı S.K. ise suç işleyenin hak ettiği cezayı almasını istedi. 2003’ten buyana devletin verdiği hattı kullandığına dikkat çeken S.K., şunları söyledi: “Telefonumu 5 yıldır değiştirmedim. Sadece bir keresinde arızalandığında KVK’ya yaptırdım. Telefonumda başka hat kullanmadım. Talep yazısında 30 numaranın olduğuna, sadece benim T.İ. adıyla imei numarası esas alınarak dinlemenin talep edildiğine ve uzatma talebin de aynı şekilde olduğuna dikkat çekmek isterim. Ayrıca durumu Star gazetesinin haberi ile öğrendim. 18 yıllık ağır ceza başkanıyım. 32 yıldır bu mesleğin içindeyim. Gazetede ‘örgüt lideri olmak. Yağma, adam kaldırma, cebir, tehdit uygulamak’ gibi suçlardan ötürü dinlendiğim yazmaktaydı. Bunun da bir algı operasyonu olduğu açıktır. Ayrıca manevi olarak beni etkilemiştir. Hemen şikayet dilekçemi verdim. Olayı vahim olarak değerlendiriyorum.” Sanık avukatlarından İsa Ayanoğlu ise Mülkiye Başmüfettişlerinin yaptığı disiplin soruşturmasına göre müştekilerden G.G.’nin üzerinde 214, F.Y.’nin üzerine ise kayıtlı 9 hatın olduğunun belirlendiğini söyledi. Ayanoğlu, bu hususların araştırılmasını talep etti. Mahkeme, benzer iddialarla Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın dosya ile birleştirilmesine karar verip, duruşmayı erteledi. Sanıklar hakkında “Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, suç uydurma, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek, gizlilik ihlalinde haberleşme içeriklerinin kaydedilmesi, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek.” suçlarından dava açılmıştı. CİHAN

Yorumlar