PKK’nın haraç cinayeti davası başladı
Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde haraç vermedikleri gerekçesiyle iki kardeşin PKK tarafından öldürülmesiyle sanıkların yargılanmasına başlandı.
Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde haraç vermedikleri gerekçesiyle
iki kardeşin PKK tarafından öldürülmesiyle sanıkların
yargılanmasına başlandı. Savcı, KCK/PKK’nın ‘mali alan’
yapılanmasında çalışan örgüt mensuplarının istediği 50 bin TL’lik
haracı vermeyen Bilal ve Deyah Çelikten kardeşleri öldürdüğü
iddiasıyla yargılanan 4’ü firari sanık 5 kişi hakkında
ağırlaştırılmış müebbet, 5 sanık hakkında ise terör örgütüne yardım
yataklık suçundan 20’şer yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasını
talep etti.
Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 2011 yılında
bir benzinlik istasyonuna düzenlenen saldırıda 2 kardeşin hayatını
kaybettiği olayla ilgili sanıkların yargılanmasına başlandı.
Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan yapılan tensip
duruşmasına tutuklu sanıklar Cemile Şahin, Mahmet Şahin, Şahin
Şahin, Enver Bülbül hazır edilirken tutuklu sanıklar Enver
Şimşeksoy ile Murat Elmascan görüntülü katıldı. Tutuksuz sanık
Bozan Elmascan da hazır oldu. Mahkeme heyeti iddia makamı
tarafından hazırlanan 63 sayfalık iddianamenin kabul edildiğini
belirterek, duruşmada iddianameyi okudu. İddianamede tutuklu sanık
Enver Şimşeksoy ile firarı sanıklar İshak Saydut, Fergül Elmascan,
Şahin Şahin ve Timur Ak hakkında birden fazla kişi tarafından
kendilerini tanınmayacak hale koyarak ve suç örgütlerinin korkutucu
gücünden faydalanarak silahla tehdit ve bu örgüte yarar sağlamak
amacıyla gece vakti yağmaya azmettirme, silahlı terör örgütü üyesi
olma, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma suçundan
ağırlaştırılmış müebbet, sanıklar Murat Elmascan, Enver Bülbül,
Cemile Şahin, Mehmet Şahin ve Bozan Elmascan hakkında ise terör
örgütüne yardım yataklık etmekten 20’er yıla kadar hapis cezasıyla
cezalandırılmaları istendi.
İddianamede terör örgütü KCK’nın mali alan
yapısı ile örgütün para kaynaklarına geniş yer ayrıldı. PKK/KCK
terör örgütünün vergilendirme adı altında Avrupa Kürt kökenli
zengin (özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki baraj şantiye
sahipleri) iş adamlarından, Avrupa ülkelerinde çalışan gurbetçi
ailelerden, Kürt sanatçılardan, Kuzey Irak, İran ve Suriye’ye giriş
çıkış yapan tüccar şahıslardan, köylülerden, koruculardan ve
özellikle sınır kaçakçılığının yoğun olduğu bölgelerden finans
sağladığı kaydedildi. İddianamede, “Her yıl PKK tarafından Irak,
Suriye, Türkiye, Avrupa ve Avrupa'da Kürtlerin bulunduğu her yerde
düzenlenen para toplama kampanyaları vardır. Böylelikle toplanan
paralar PKK'nın özellikle de HPG silahlı savaşçılarının
harcamalarını karşılamak için kullanılır." denildi. İddianamede
sanıkların Suruç Emniyet Müdürlüğü lojmanlarına, Emin Yağmurlu
kişinin evine ve son olarak iki kardeşin öldüğü Çelikten benzin
istasyonuna saldırıda bulunduklarına dikkat çekildi.
PKK’NIN İSTEDİĞİ 50 BİN TL HARACI
VERMEYİNCE SALDIRIYA UĞRADILAR
İddianamede iki kardeşi öldürülen Kamil
Çelikten’in ifadelerine de yer verildi. Çelikten ifadesinde,
işyerinde oturduğu sırada örgüt mensubu olduğunu tahmin ettiği iki
kişinin motosikletle kendisine geldiğini ve heybeden çıkardıkları
Kaleşnikofla içeri girdikten sonra, “Biz seni araştırdık, şurada
ailen var birlikte oturuyorsun. Durumun iyi, bizler sizin için
dağda mücadeleye ediyoruz. Yeri ve zamanı sonra söyleyeceğim, bize
50 bin TL vereceksin. Biz parayı almak için adam göndereceğiz”
dediğini ayrıldığını kaydetti. İddianamede birkaç gün sonra tekrar
petrole gelen silahlı terör örgütü mensuplarının hayatını kaybeden
iki kardeşi, parayı alamayınca öldürdüğü kaydedildi. İddianamede
olay yerinde bulunan boş kovanlar üzerinde yapılan inceleme, Emin
Yağmurlu’nun evi ve emniyet lojmanların taranmasında elde edilen
kovanlarla aynı olduğu kaydedildi.
PKK’LININ KİMLİĞİ ANNE VE BABASININ KAN
ÖRNEĞİNDEN TESPİT EDİLDİ
Savcı iddianamesinde olayın terör örgütü
PKK’nın silahlı militanları tarafından yapıldığının tanık ve
müşteki ifadelerinin yanı sıra delillere sabit olduğuna dikkat
çekti. Olay sırada ölen kardeşler arasında olduğu değerlendiren bir
kişinin silahla yaralandığı belirtilerek “Hayatını kaybeden
kardeşlerin elbiselerin üzerindeki kanın DNA incelemesinde şüpheli
ve maktüllerin genotipi dışında başka bir geonotip bulunmuştur.
Olayda terör örgütü mensubu Cigerhun Mardin kod adlı İshak
Saydun’un katılmış olabileceği istihbara değerlendirilmesi üzerine
harekete geçirilmiştir. Bulunan genotipin terörist Saydun’a ait
olabileceği değerlendirilmiştir. Bunun için firari şüphelinin baba
ve annesinin kan örneğinin alınmasına karar verilmiştir. Şüphelinin
anne ve babasından alınan kan örneklerinin DNA incelemesinde
hayatını kaybeden Bilal Çelikten’in pantolonu üzerindeki kanın
terör örgütü mensubu İshat Saydun’a ait olduğu kesinlemiştir.”
denildi. İddianamede ifadeleri bulunan Suruç, Pirsus, Ayşegül,
Yolun sonu, Şemsiye ve Murat isimli gizli tanıkların beyanları da
okundu. Gizli tanıklar beyanlarında olayın terör örgütüne mali
kaynak aktarma isteyen örgüt mensuplarının, saldırı için kırsaldan
adam çağırdıklarını dile getirdi.
İLK DURUŞMADA 3 TUTUKLU SANIK TAHLİYE
OLDU
Duruşmada daha sonra sanıklar savunma
yaptı. Avukatların savunmalarının ardan iddia makamına söz verildi.
Savcı tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep
ettikten sonra duruşmaya ara karar için ara verildi. Mahkeme heyeti
tutuklu sanıklardan Şahin Şahin, Enver Bülbül ve Enver Şimşeksoy’un
tutukluluk hallerinin devamına, tutuklu sanıklar Cemile Şahin,
Mehmet Şahin ve Murat Elmascan’ın tahliyesine karar verdi. Mahkeme
ayrıca evleri terör ve işyerleri terör örgütü tarafından taranan
Çelikten ve Yağmurlu ailelerinin davaya müdahillik talibini kabul
etti.
MÜŞTEKİ VE AVUKAT YAĞMURLU: DURUŞMA BASKI
ALTINDA YAPILDI
Duruşma müşteki olarak katılan avukat Nasır
Yağmurlu, sanıkların 50 kişiyle mahkeme salonuna girdiğini ve
mahkeme heyetini etkilediğini iddia etti. Yağmurlu, tahliye edilen
sanık Cemile Şahin’in 3 yaşındaki çocuğunu kucağına alarak hâkim
karşısına çıktığını belirterek, “Mahkeme başkanı bayan olduğu için
bundan etkilendi. Müştekilere fazla söz hakkı tanınmadı. Yargılama
Diyarbakır’da ayıpladığı için baskı altında oldu. Yargılama
ortasında sanığın çocuğu kucağına aldırılmaz. Özel yetkili
mahkemelerde halbuki bu kadar müsamaha gösterilmez. Gizli tanık
beyanları hiçe sayıldı. Terör suçlarında gizli tanık beyanlarının
hükme esas alınıp alınmayacağı takdir yetkili mahkemeye
bırakılmıştır. Heyet ortamdan etkilenip 3 sanığın tutuksuz
yargılanmasına, iddia makamının tutukluluk haline devamına rağmen
bu kararı verdi. Tensip duruşmasında nasıl başlarla öyle devam
eder. Biz müşteki tarafı olarak daha adil yargılama için davanın
Ankara Özel Yetkili Mahkemesi'ne taşınması talep edeceğiz.” diye
konuştu. CİHAN
Yorumlar