Öcalan: Müzakere sistematiği için yasal çerçeve kaçınılmaz

Diyarbakır’daki Nevruz şenliğinde Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan gönderdiği mektubu okundu.

Google Haberlere Abone ol
Öcalan: Müzakere sistematiği için yasal çerçeve kaçınılmaz

Diyarbakır’daki Nevruz şenliğinde Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan gönderdiği mektubu okundu.
Diyalog süreçleri önemli olmakla birlikte bir bağlayıcılık içermedikleri, bundan dolayı da kalıcı bir barış için yeterli güvence oluşturamadıklarını bildiren Öcalan, gelinen noktada müzakere sistematiği için yasal bir çerçevenin kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor.

Mektubun Kürtçesini BDP’li milletvekili Pervin Buldan, Türkçesini Sırrı Süreyya Önder okudu.
Yürütülen diyalog sürecinin önemine vurgu yapan Öcalan, kendisini insanlığa karşı sorumlu tutan herkesi barışın yapı taşı olmaya çağırıyor. Okunan mektupta Öcalan’ın verdiği mesaj özetle şöyle: “Yüreğinde barışa bir yer açan, sesimize kulak veren herkesi, tüm Türkiye'yi asırların dayanışma ruhuyla bir olmaya çağırıyorum. Bizler gencecik fidanları, canları, aşkları, emekleri kül eden savaş ateşini, yine böyle bir günde, geçtiğimiz Newroz'da söndürmüş ve barış için büyük bir dirilişin meşalesini yakmıştık. Sevgili Türkiye halkı. Tarih bize göstermiştir ki eğer kararlı bir barış önderliği sergilenmezse tarihsel sorunlar bildiğini okur ve genellikle çok kayıplı dönüşümlerle cevaplarını üretirler. Önümüzde en yakıcı bir şekilde cevap bekleyen şey, birbirini tekrarlayan darbelerle mi yoksa tam ve radikal bir demokrasiyle mi yola devam edeceğimiz sorusudur. Son Newroz’dan bugüne yaşadığımız güncel somut durum tam da çatallaşmaya başlayan bu yol ayrımını ifade etmektedir. Ya son 200 yıllık kapitalist moderniteye dayalı komplocu-darbeci rejim kendini yeniden restore ederek sürdürecektir ya da tarihsel rotasına oturtulmuş Türk-Kürt ilişkileri en kapsamlı demokratik reformlardan geçerek demokratik anayasal bir rejimle komplocu-darbeci mekanizmaları parçalayarak çözümlenecektir. Bütün ara yollar ve geçici biçimler artık miadını doldurmuştur. Şu ana kadar yürütülen bir diyalog süreciydi ve önemliydi. Bu süreçte iki taraf da birbirlerinin iyi niyetini, gerçekçiliğini, yeterliliğini test etmiştir. Bu testten hükümetin ağırdan alma, tek taraflı yürütme, yasal temelden kaçınma ve uzatma tutumuna rağmen iki taraf da barış arayışından kararlılıkla çıkmıştır. Gelgelelim diyalog süreçleri önemli olmakla birlikte bir bağlayıcılık içermezler. Bundan dolayı da kalıcı bir barış için yeterli güvence oluşturamazlar. Gelinen noktada müzakere sistematiği için yasal bir çerçeve kaçınılmaz olmuştur. Barış savaştan daha zordur ama her savaşın da mutlaka bir barışı vardır. Biz direnirken korkmadık, barışırken de korkmayacağız. Sorumlu bir dil ve üslup birçok ırkçı psikolojik harp metotlarını boşa çıkaracağı gibi büyük barışımızın da temel karakteri olacaktır.” CİHAN

Yorumlar