AK Parti Milletvekili Bostancı: Toplu suçlamalar doğru değil

AK Parti Amasya Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Naci Bostancı, modern hukukta 'suçun şahsiliği' ilkesi olduğunu hatırlatarak, "Kim suç işlemişse suçlu odur. Şurada veya burada her kim karanlık bir işe girmişse, bir örgütlenme gerçekleştirmişse, bir takım tabelaların arkasına saklanmışsa bunu bulup çıkarmak devletin görevidir. Topyekün insanları suçlamak, haşa." dedi.

AK Parti Amasya teşkilatı, 'Buluşma Kaynaşma Yerel Seçimler Hazırlık Toplantısı'nda bir araya geldi. Grand Ottoman’da düzenlenen toplantıya AK Parti Amasya milletvekilleri Mehmet Naci Bostancı ve Avni Erdemir, Tokat Milletvekili Dilek Yüksel, Amasya Belediye Başkanı Cafer Özdemir, AK Parti Amasya İl Başkanı Osman Faik Salman ve partililer katıldı.

Toplantıda konuşan AK Parti Amasya Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Naci Bostancı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 17 Aralık 2013 tarihinde düzenlenen operasyon hakkında da konuşan Bostancı, “Şimdi diyorlar ki hiç mi yolsuzluk yok? Değerli arkadaşlar mümkün olabilir, birileri hırsızlık etmiş olabilir. Yemin ediyorum bu partinin siyaseti şudur; eğer sol elim hırsızlık yaptıysa sağ elimle ben bunu keserim, yaşatmam. Başbakan da bunu söylüyor. Her kim hukuk dışı, kural dışı bu ülkenin beş kuruşuna el uzattıysa onu ciğerinden çekip çıkarmak bizim görevimizdir.” diye konuştu.

"HIRSIZLIK VE YOLSUZLUK OLAYLARI HUKUK ORTAMINA GÖTÜRÜLMELİ"

Hırsızlık ve yolsuzluk olaylarının hukuk ortamına götürülmesi gerektiğini kaydeden Milletvekili Bostancı, “Hukuktan, bir iş yapıyormuş gibi oradan bir deprem çıkartıp, siyaseti nasıl vesayet altına alırım, bunu yapmayacaksın. Bunu yaparsan hiç kimse bu işin hukuki bir iş olduğuna inanmaz. Hukuksa hukuk, siyasetse siyaset. Hepsi kendi mecraında. Soruşturmayı 3 kişi biliyor, soruşturma açılır açılmaz bütün gazeteler koro halinde yayın yapıyor.

Kamuoyunun önüne iddialar atıyorlar. Kamuoyu her zaman zalim bir yargılayıcıdır. Her zaman. Geçmişte de Türkiye'de birçok yolsuzluk iddiaları oldu, yargılandı, kimi beraat etti, kimi mahkum oldu. Beraat edenler, kamuoyuna intikal eden her konuda olduğu gibi hukuken beraat etmiş olanlar da aslında milletin vicdanında mahkum oldular. Çünkü sabah akşam afişe olduysan sen zaten hükmü giydin. Kamuoyu böyledir.” şeklinde konuştu.

"TOPLU SUÇLAMALAR DOĞRU DEĞİL"

Yolsuzluk operasyonu sonrası muhalefet partilerinin tavrını da eleştiren Bostancı, şöyle devam etti: “Şimdi yolsuzluk iddialarını duydular; bir sevinç, bir mutluluk. Ağızları sonuna kadar açılarak 'Sizi gidi hırsızlar yolsuzlar'. Ya kardeşim ortada bir hırsızlık varsa üzül, üzül. Deki 'çok üzgünüm' de 'milletin parasını çalmışlar' de, ben de sana inanayım. Bu sevinç neyin nesi? Dün iyi şeyler yapılırken üzül, bugün hırsızlık diye iddia ederken sevin. Senin derdin ne? Demek ki memleket, millet değil. Tıpkı ağacın olmadığı gibi. Demek ki dert iktidar. Ve buradan nasıl iktidar ekmeği çıkartırım. Ama millet bunları yemez.

Peki, bu 17 Aralık ve sonrası gelişmeler. Arkasında kim var? Cemaat mi var? Hep öyle tartışmalar ve konuşmalar yapılıyor. Değerli arkadaşlar cemaati bilirim. Cemaatin yaptığı hayırlı hizmetleri bilirim. Dünyanın her yerinde okullar açtılar. Çok iyi işler yapıyorlar. Yapmaya da inşallah devam edecekler. Öyle toplu suçlamalar, 'cemaat yapıyor, o yapıyor, bu yapıyor' bunlar çok doğru değil.

Modern hukukta 'suçun şahsiliği' diye bir ilke vardır. Kim suç işlemişse suçlu odur. Almanya'da hatırlarsınız; bir Alman cinayet işlediğinde 'Hans cinayet işledi' olurdu, bir Türk kötü bir olaya karıştığında 'Türkler yapmış' olurdu. Nedir bu? Irkçılık. Ortak bir yargı oluşturuyorsun. Şurada veya burada her kim karanlık bir işe girmişse, bir örgütlenme gerçekleştirmişse, bir takım tabelaların arkasına saklanmışsa bunu bulup çıkarmak devletin görevidir.

Topyekün insanları suçlamak Haşa. Kıblesi bir olanların kalpleri her zaman beraber olur. Biz de bu ülkede kıblesi bir olanlar olarak, hangi iniş çıkış olursa olsun, kural hiç değişmeksizin suçlu kimse o cezasını çeker, kalplerimiz bir olmaya devam edecektir. Bu memleket için bu millet için kim ne hizmet yaptıysa başımızın üzerinde yeri vardır. Saygıyla karşılarız, elini öperiz, ayağını öperiz.” CİHAN