600 yıllık İbn-i Sin Camii, bütün kemerleri çalındıkta sonra korumaya alındı

Diyarbakır'da bir dönem fabrikaya dönüştürüldüğü ortaya çıkan ve yeniden tescil edilen İbn-i Sin Camii'nin tarihi kemerleri çalındıktan 2 ay sonra korumaya alındı. Geçen yıl Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından...

Google Haberlere Abone ol
600 yıllık İbn-i Sin Camii, bütün kemerleri çalındıkta sonra korumaya alındı

Diyarbakır'da bir dönem fabrikaya dönüştürüldüğü ortaya çıkan ve yeniden tescil edilen İbn-i Sin Camii'nin tarihi kemerleri çalındıktan 2 ay sonra korumaya alındı. Geçen yıl Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 'korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı' olduğu belirtilerek 'birinci grup' sit alanı olarak tescil eden eserle ilgili önlemler alınmayınca caminin omurgasını oluşturan kemeri yıktırılmış son derece önemli olan kemer taşları ise çalınmıştı.

Diyarbakır'da aralarında İslam'ın büyük kumandanlarından Hz. Halid Bin Velid'in oğlu Hz. Süleyman'ın da aralarında bulunduğu 27 şehit sahabe kabrinin olduğu İçkale bölgesinde yıllardır bitmek bilmeyen kentsel dönüşüm projesi uygulanıyor. Büyükşehir Belediyesi, TOKİ, Diyarbakır Valiliği ve Sur Belediyesi tarafından yürütülen bu dönüşüm süreci kapsamında geçen yıl yıktırılan bir çeltik fabrikasının İbni Sin Camii olduğu ortaya çıktı. Kemerli yapıya Müze Müdürlüğü yetkilileri eserin cami değil değirmen olduğunu rapor haline getirdi. Ancak bölgede inceleme yapan çok sayıda bilim adamı, sanat tarihçisi ve uzmanlar, eserin müzenin raporunun aksine İbn-i Sin Camii olduğunu belirtti ve bununla ilgili belgeleri açıkladı. Bunun üzerine devreye Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu girdi. Kurul, Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Haspolat'ın başvurusu üzerine ilk önce eserin tüm yönleriyle incelenmesi yönünde karar aldı. Detaylı inceleme kararında eserin harç analizleri yapıldı. Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nden taşınmaza ait vakfiye istendi. Tapu Müdürlüğü'nden de tüm dönemlerine ait tapu bilgileri kurulu gönderilmesi istendi. Geçen yıl Kasım ayında toplanan kurul üyeleri tarihi eseri 'birinci grup yapı' olarak tescilledi.

Kararda, "Sur ilçesi Cevatpaşa Mahallesi'nde bulunan Hz. Süleyman Camii karşısında yer alan tapunun 33 ada 10 nolu parselinde kayıtlı kemerli yapı, 'Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı' özelliği gösterdiğinden 2863 sayılı kanunun tespit ve tescil ile ilgili 7'nci maddesi uyarında birinci grup yapı olarak belirlenmesine karar verildi." denildi. Böylece tarihi caminin kurtarılması için önemli bir adım atılmış oldu. Kurulun kararından sonra ilgili kurumların 'sit alanı' olan bölgede tescillenen eserle ilgili çalışma yapması gerekiyordu. Ancak tescil kararının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen eşsiz tarihi yapı bir kısmı boşaltılan gecekondu bölgesinde sahipsiz bırakıldı ve korunması adına hiçbir çalışma yapılmadı. Kimliği belirsiz kişi ya da kişiler caminin omurgasını oluşturan ve son derece önemli olan kemerlerini yıkmış ve işlemeli tarihi bazalt taşlarını ise çalmıştı.

Yetkililerin duyarsızlığı nedeniyle hırsızlar tarafından harabeye dönüştürülen tarihi caminin durumunun basında yer alması üzerine bölgede inceleme yapıldı. Tarihi kemerleri, işlemeli duvar taşları çalındıktan sonra harekete geçen yetkililer, camiye giriş-çıkışları engelleme amaçlı duvar ördü. Sahipsiz bırakıldığı için taşları çalınan camide alınan önlemlerin ise bir anlamı kalmamış. Çünkü camii içinde sadece beton parçaları kalmış.

CİHAN

Yorumlar