"1980 darbesi döneminde bizlere yapılanlar, bugün Hizmet'e yapılıyor"

12 Eylül 1980 darbesinde 'MHP ve Ülkücü Kuruluşlar' davası sebebiyle 11 sene 11 gün tutuklu kalan Osman Başer, 80 döneminde kendilerine yapılan zulümlerin aynısının bugün Hizmet'e siyasi iktidar tarafından yapıldığını söyledi.

Google Haberlere Abone ol
"1980 darbesi döneminde bizlere yapılanlar, bugün Hizmet'e yapılıyor"

12 Eylül 1980 darbesinde 'MHP ve Ülkücü Kuruluşlar' davası sebebiyle 11 sene 11 gün tutuklu kalan Osman Başer, 80 döneminde kendilerine yapılan zulümlerin aynısının bugün Hizmet'e siyasi iktidar tarafından yapıldığını söyledi. Türk okullarının Türkiye'yi yedi düvele anlatan okullar olduğunu dile getiren Başer, bu okulları kapatma girişiminin ise Türk milletinin dünyadaki geleceğine büyük bir darbe olacağını vurguladı.

    Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) konuşan Başer, 1980 darbesinde yargısız infaz edildiklerini, siyasi linç yaşadıklarını ifade etti. 'Masumiyet karinesi' diye bir ilkenin kendileri için hiç düşünülmediğini vurgulayan Başer, "Siyasi iktidar aynısını televizyonlarda, basında, devletin tüm kurum ve kuruluşları ile bir Hizmet cemaatine yargısız infaz ile ve siyasi linçi gerçekleştirmek için müthiş bir gayret içerisinde. Sindirme, bölme, parçalama ve yok etme, kapatma, yargısız infaz gerçekleştirmek, mevcut siyasi iktidarın 'zeytin yağ' misali su yüzüne çıkma için gayretidir. Yasama, yürütme ve yargı, kuralsızlık kuralı ile eşit ve denkliği yitirmiş durumdadır. Ne demokrasi, ne hukukun üstünlüğü, ne de kul hakkı gözetiliyor. Güçlünün, sınırsız ve ölçüsüz demokrasisi ve hukuksuzluğuna şahit oluyoruz." dedi.

    "TÜRK MİLLETİ ÇOK İYİ İRDELEMELİDİR"

    Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmelerin tamamen gözardı edildiğine dikkat çeken Başer, şöyle devam etti: "Siyasi iktidarın heva ve hevesleri, neyi gerektiriyorsa onu yerine getiriyorlar. Türk milleti, 4 bakanın ve çocuklarını, Başbakan ve oğlunu çok iyi irdelemelidir. Sayın Başbakanın çocukları, Amerika'da burs ile okumuştur. Türkiye Cumhuriyeti'ne döndüklerinde milyon dolarlar üzerinde yetki sahibi haline gelmişlerdir. Vergi beyannameleri tüzel kişilikleri varsa adresleri savcılıklarla tespit edilmeli, gerekirse mali şubeden denetim için bir komisyon oluşturulup kaynağı belirlenmelidir. Sayın Başbakan işçi temsilciliğinden gelip belediye başkanı olmuştur. Siyasi yasaklılığından gelip Siirt milletvekili olmuştur. Bu millet ona 11 yıldır hayal edemeyeceği yetkiyi vermiştir. Ancak bu yetki Müslüman'ın Müslüman'a eziyeti, zulmü şeklinde tezahür etmemelidir. Kul hakkı çok önemlidir. Kul hakkı Allah'ın ancak tarafların birbiriyleriyle helalleşmesiyle affedilecek bir husustur. Bunun insan fıkıhını bilen insanlar, imam hatip mezunu olanların bir kez daha düşünmesini isteriz."

    "DARBE MANTIĞI VE FELSEFESİ İLE BUGÜNKÜ SİYASİ İKTİDARIN MANTIĞI VE FELSEFESİ ÖRTÜŞÜYOR"

    "12 Eylül 1980 ihtilalinde darbe mantığı ve felsefesi ne ise bugünkü siyasi iktidarın mantığı ve felsefesi örtüşmektedir. Sadece bunların elinde silah yoktur." diyen Başer, "160 ülkede Hizmet cemaati okulları ve gazeteleriyle bir görev üstlenmiştir. Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş ise 'Bizim hayallerimizi gerçekleştiriyor' diye iltifatta bulunmuştur. Merhum Bülent Ecevit bu okullarla ilgili çok önemli ve çarpıcı ifadeler ile herşeylerine kefilim demiştir. Ancak diplomatları Türkiye'de toplayıp bu okulların kapatılması için bulundukları ülke yöneticilerine etki yapmaları noktasında kapatılmaları çalışma yapmalarını istemesini anlamıyoruz. Dün rahmetli şehidimiz, idam olan hücre arkadaşımız Mustafa Pehlivanoğlu'nun mektubunu okuduğunda ağlayan Sayın Başbakan, Türkçe Olimpiyatları'nda da aynı duygu seline kapılmıştı. Ancak bugün meydanlara çıkıp Türkçe Olimpiyatları olmayacak ifadesini hukuk devleti, demokrasi ve insan hakları açısından ele aldığımızda siyasi iktidarın başına bu sözler hiç yakışmamıştır. Eğer ki alternatif çalışmaları otel yapmak, yurt yapmak, okul yapmak ise on bir yıldır ve hatta 2004 MGK kararlarından sonra neden yapmamışlardır?" diye konuştu.

    "BU ZULME SANDIKTA BİR CEVAP VERMEK KAÇINILMAZ OLMUŞTUR"

    "Bugün gelinen noktada Müslümanlıkla alakası olmayan hatta ateist olan bir kısım insanlar bile Hizmet cemaatinin gördüğü bugünkü muameleyi hukuksuzluk, zulüm olarak adlandırmaktadırlar." diyen Başer, "Türk milleti, bu seçimde siyasi iktidara ayakkabı kutularını, rüşveti, yolsuzluğu, hırsızlığı, talanı, hukuksuzluğu zulmü sormak adına sandıkta bir cevap vermesi kaçınılmaz olmuştur. Unutmamak gerekir ki herkesin bir hesabı var, Allah'ın da bir hesabı vardır, hüküm Allah'ındır. Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kafirler, zındıklar, mürtetler gibi büyük bir azap gerçek dünyada karşılarına çıkacaktır. Siyasi iktidar ve onların adına yazı kaleme alanlar, bugünü yaşarlar ancak ahireti kaybetmemelerini kendilerine tavsiye ederiz." şeklinde konuştu. CİHAN

Yorumlar