10 lira yüzünden hayatı karardı

10 lira yanında olmadığı için kimliğini vermek zorunda kalan Hakan Çelik'in hayatı karardı.

Google Haberlere Abone ol
10 lira yüzünden hayatı karardı

İzmir’de 2008 yılında evine aldığı şifreli kanal uydusunu bağlamaya gelenlere kurulum parası 10 lira beraberinde olmaması sebebiyle kimliğini eda etmek mecburiyetinde kalan Hakan Çelik’in hayatı karardı. İddiaya kıyasla iki şahıs Hakan Çelik’in kimliği ile 3 sene boyunca internette alışveriş şirketi kurup alıcıların kredi kartlarını boşaltırken, eşinin boşandığı Çelik işinden de oldu.

Evli ve 2 çocuk babası Hakan Çelik, 2008 yılında Konak ilçesi Çankaya semtinde dolaştığı sırada yol üstünde bulunan bir şifreli kanalın standına uğradı. Burada şifreli kanal meselesi için bilgi saha 34 yaşındaki Çelik, şifreli kanalı evine bağlatmaya karar verdi. Buradan uydu ve çanağını saha Hakan Çelik, kurulum için eve gelen 2 servis elemanına kurulum parası için istedikleri 10 lira beraberinde olmaması sebebiyle kimliğini verdi. 2011 yılında polisten gelen telefonla

iki şahıs sebebi ile kimliği ile internette alışveriş şirketi kurulup alıcıların kredi kartlarının boşaltıldığını ve mağazalardan alışveriş yapıldığını öğrenen Çelik’in evime icralar gelmeye başladı. 2012 yılında eşinin boşanma davası açarak boşandığı Çelik, çalıştığı kargo şirketindeki işinden de oldu. Kimliği ile dolandırıcılık yapanların mahkemesi sonuçlanmadığı için hakkını arayamadığını söz eden Çelik, sorunun çözülebilmesi için yetkililerden katkı istiyor.

Hakan Çelik, stantta şifreli kanalın kurulumunun parasız olduğunu söylediklerini anlatarak, “Akşam saatlerinde şifreli kanalın iki adet servis elemanı gelip, uydu bağlantısını, kurulumunu ve montajını yaptıktan sonra benden 10 lira nakit istediler. Benimde o an yanımda nakit olmaması sebebiyle veremeyeceğimi, bununla birlikte kurulumun parasız olduğunu söyledim. Ancak nakit aldıklarını söyleyip, bu halde benden kimliğimi alıp ertesi gün Bornova’daki işyerinden 10 lirayı vermem dahilinde kimliğimi alabileceğimi söylediler. Kimliğimi verince gittiler. Ertesi sabah Bornova’ya gittim ve sözleşmede bulunan telefon numarasını aradığımda karşıdaki kişi, bana ayrıcalıklı adresler verip oradan oraya oyaladı. Ben onları bulamayınca şifreli kanalın İstanbul’daki merkezini arayıp konuyu bildirdim. Onlarda bana bir hafta içinde kimliğimi göndereceklerini, bir daha böyle bir şeyin yaşanmayacağını söylediler. Bende vakadan derhal sonra bulunduğum bölgedeki polis merkezine giderek, yaşadığım hali bildirip şikayetçi oldum. Bir hafta sonra kimliğim gelmeyince bende mecburen yeni hüviyet çıkarttım. Bu şifreli kanaldaki arkadaşlar beni hiç aramadı’’ dedi.

POLİSTEN GELEN TELEFONLA HAYATI DEĞİŞTİ

2011 yılında polisten gelen telefonla şok bulunan Çelik, “2011 yılında İzmir Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürlüğü’nden aradılar ve şubeye gelmem söylendi. Oraya gittiğimde benim hüviyet bilgilerimle 2 bireyin İstanbul’dan kargo vasıtasıyla 22 bilgisayar getirildiği ve kargocunun kuşku üstüne hali polise bildirdiği ve benim kimliğimle alışveriş yapıldığı ortaya çıkmış. Bu vakadan sonra benim hüviyet bilgilerimle internet üstünden sanal pazarlama şirketleri ve sanal alışveriş siteleri kurulup, 25 işadamının kredi kartını boşaltmışlar. Ayrıca ismini bilmediğim İstanbul’daki bir takım mağazalardan alışveriş yapmışlar. Bu insanlar dolandırıcılık suçlamasıyla 2011 yılında tutuklandılar’’ diye konuştu.

Yaşananlar yüzünden ailesinin dağıldığını dile getiren Hakan Çelik, “Dolandırıcılık vakayı ortaya çıktıktan sonra bana borç tebligatları gelmeye başladı. Üç ayrı telefon şirketinden fazla fazla sayıda hat açmışlar, onların borcu bana geldi. Zanlıların internet sitelerinden yaptığı alışverişlerin borçları bana geldi. Her gün evime icra geldi. 2012 yılında eşim boşanma davası açtı ve benden boşandı. 2 çocuğumun velayetini aldı. Eski eşim çocuklarımızı da aldı annesinin evine gitti. Perişan durumdayım. İşimden oldum, işte bulamıyorum icralar nedeniyle. Ayda iki kere hukuki şekilde çocuklarımı görme iznim var, param olmaması sebebiyle onları bakmaya de gidemiyorum. Zaten kalacak yerim de yok. Kirayı ödeyemediğim için evden kovuldum. Komşularda yetinme ediyorum, onlar bana bakıyor. Zaman süre parkta kalıyorum’’ dedi.

“EN SON ÇARE KENDİMİ YAKACAĞIM”

Hakkında sürekli yakalama kararı çıkartıldığını anlatım deden Çelik, “Benim kimliğimle dolandırıcılık yapanlar 2011 yılından bu güne cezaevinde. Bu kişilerle ilgili cumhuriyet savcılığı hakkımda arama kararı çıkarttığında, bulunduğum semt karakoluna gittiğimde cumhuriyet savcısına polisler kelepçeyle götürüyorlar. Savcılara hakkımı aramak istediğimi söylediğimde, ‘Senin kimliğinle dolandırıcılık yapanların mahkemesi sonuçlanırsa hakkını arayabilirsin, şuanda hiç bir şey yapamazsın’ dediler. Şuan elim kolum bağlı, hakkımı arayamıyorum. Mağdur durumdayım. İzmir Valisi Mustafa Toprak’tan, Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’ndan, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan katkı bekliyorum. Benim sorunlarım çözülsün, yok ise en son deva kendimi yakarak öldüreceğim. Benden sonraki mağdurlarla ilgilenirler belki. Bir Hakan ölürse devlette adalet yerini bulur” diye konuştu.

Kaynak: HABER7.COM

Yorumlar