Milli konut projelerinde "yerli tedarik" çağrısı

ARMATÜR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan, "Milli toplu konut projelerinde, tüm tedarik edilen malzemelerde ve armatürlerde yüzde 100 yerli şartı getirilmesi her zaman üzerinde durduğumuz bir konu" dedi

Google Haberlere Abone ol
Milli konut projelerinde "yerli tedarik" çağrısı

ARMATÜR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan, "Milli toplu konut projelerinde, tüm tedarik edilen malzemelerde ve armatürlerde yüzde 100 yerli şartı getirilmesi her zaman üzerinde durduğumuz bir konu. Ülkemizin değer yaratan firmalarına öncelik verilmeli ve pozitif ayrımcılık yapılmalıdır." dedi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Turhan, yerlilik konusunda hem alıcı hem kullanıcı hem de üretici tarafında bir bilinç ve şuurun olması gerektiğini söyledi.

Sektör olarak yaptıkları basın açıklamaları ve bilgilendirme toplantılarında, hayata geçirilecek yeni inşaat projelerinde yerli üretimin kullanılarak, yerli üreticilerin korunması ve teşvik edilmesi gerektiğini dile getirdiklerini aktaran Turhan, "Milli toplu konut projelerinde, tüm tedarik edilen malzemelerde ve armatürlerde yüzde 100 yerli şartı getirilmesi her zaman üzerinde durduğumuz bir konu.

Ülkemizin değer yaratan firmalarına öncelik verilmeli ve pozitif ayrımcılık yapılmalıdır. Elini taşın altına koyan üretici firmalarımıza öncelik verilmelidir. Böylelikle milli projelerimiz çok daha anlam kazanacaktır, ayrıca yerli üretime destek konusunda bakanlıklar nezdinde görüşmelerimizde de konuyla ilgili taleplerimizi bildirmeye devam ediyoruz." diye konuştu.

2022’de ihracatta miktar bazında azalma yaşadıklarını bildiren Turhan, şunları aktardı:

"Miktar bazında azalmanın sebebi geçmiş yıllarda yapmamız gereken yatırımları yeterli seviyede yapamamış, kapasite artışlarını sağlayamamış olmamız. Müşteri çeşitlendirmesini de tam anlamıyla yakalayamadık. Ama yaşadığımız bir takım olumsuzluklara rağmen sektör olarak 2022 yılını 4 milyar dolar ihracat ile kapatmayı hedefliyorduk ve hedefimize ulaştığımızı söyleyebiliriz. 2022 yılı dünyada Rusya-Ukrayna krizi, küresel enflasyon karşısında uygulanan sıkı para politikaları gibi sebeplerle ekonomide yavaşlamanın ve dalgalanmaların yaşandığı bir yıl oldu.

Ülkemizde pek çok sektör gibi bizler de dolaylı olarak ihracat, ham madde, tedarik ve ulaşım gibi konulardan etkilendik. Bu olumsuz gelişmelere rağmen sektör olarak ülkemizin ihracat gelirlerine önemli katkılarda bulunmaya devam ettik. 2023 yılı hedefimizi ise 5 milyar dolar olarak belirledik. Ancak 2023 yılına dair sağlıklı bir öngörüde bulunmak biraz zor gözüküyor. Ülkemize gelecek yatırımcılar geçtiğimiz yıllara göre azalabilir. Global olarak belirsizliklerin yaşandığı bir dönemdeyiz. 2023 yılında bizleri bekleyen bir seçim var. Seçim öncesi ve sonrası dinamikleri iyi takip etmek ve temkinli olmak gerektiğini düşünüyorum."

- "İŞLETMELER FARKLI SENARYOLARA GÖRE HAZIRLIK YAPIYOR"

Turhan, Goldman Sachs raporuna göre emtiaların 2023 yılında bir kez daha en iyi performans gösteren varlık sınıfı olacağını ve yüzde 40'ın üzerinde getiri sağlamasının beklendiğini vurguladı.

İşletmelerin farklı senaryolara göre hazırlıklarını yaptığını ifade eden Turhan, "ABD ve Çin'deki ekonomik zayıflıklar nedeniyle 2023'ün ilk çeyreğin emtialar için inişli çıkışlı olabileceğini belirten Goldman Sachs, ilk çeyrekten sonra ise petrol, doğal gaz ve metal fiyatlarının yeniden artmaya başlayacağını savunuyor. Tüm bu konuları ele aldığımızda gördüğümüz tablo zorlu bir dönem. Ancak mutlaka bu dönemi atlatıp, üretimin ve ihracatın artacağı, ekonomik göstergelerin olumlu olacağı bir dönemin uzak olmadığına inanıyoruz. Bu yüzden biz sanayiciler, insan kaynaklarına, teknolojiye ve fabrikalarımıza yatırım yapmanın peşini bırakmıyoruz." şeklinde konuştu.

Faiz oranlarındaki düşüşe rağmen, reel sektörün finansmana erişiminin zorlaştığını anlatan Turhan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Artan ham madde fiyatlarıyla ithalatın faturası artarken, talepte çarpıcı bir azalma olmasa da küresel resesyonla ihracat yavaşlamaya başladı. Artan fiyatlar, piyasada yaşanan belirsizlik ve kredi bulmakta zorlanan şirketler açısından zorlu bir döneme girilmesi kaçınılmaz. Asgari ücret artışları ister istemez şirketler tarafından fiyatlara yansıtılacak ve bu maliyet enflasyonu dinamiğini hızlandıracaktır.

Pandemi etkisiyle Çin ihracatı düşerek özellikle bizim gibi uzak ülkelere ihracatı daha da zorlaşmıştı. Pandemi döneminde Çin’e karşı böylelikle pazar avantajı elde etmiştik. Fakat şimdi navlun fiyatlarının düşmesinin etkisiyle de Çin yeniden devreye girdi. Çin’in düşük maliyet politikasıyla kendi firmalarına ait ürünler dünyanın her tarafına yeniden satılmaya başladı. Bu gelişmeler neticesinde firmalar da ürünleri daha ucuza Çin’den tedarik etmeyi tercih ediyorlar. Bu durumda yine talepte azalma yaşanıyor."

Yorumlar