MHP'li Çetin: Başbakan'ın TV kanalındaki habere müdahalesi skandaldır
MHP Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir televizyon kanalındaki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli haberine müdahale ederek kaldırtmasını “Başlı başına bir skandaldır.
MHP Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat
Çetin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir televizyon kanalındaki
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli haberine müdahale ederek
kaldırtmasını “Başlı başına bir skandaldır.” diye yorumladı.
Konuyla ilgili yazılı bir değerlendirme yapan Şefkat Çetin, bir
taraftan eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın Sabah-ATV
grubunun satın alınması için ihale dağıttıkları işadamlarından
haraç topladığına dair konuşma kayıtları ortaya dökülmüşken, Tayyip
Erdoğan’ın gazeteler ve TV’lerden MHP’ye ve Genel Başkanına sansür
uygulatmasının şaşırtıcı bir yanı olmadığını söyledi.
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN KARA BİR LEKEDİR”
Çetin, “Milletin oyunu din-iman aldatmacasıyla, ak-pak
dalaveresiyle aldıktan sonra, adeta bir çete reisi gibi devlet
yöneten Tayyip Erdoğan’ın sadece devlete, yargıya, emniyete, MİT’e
sirayet etmediği, medya ve sermayeyi de kendi çıkarları için esir
ettiği anlaşılmaktadır. Türkiye’nin üniter ve milli yapısına
düşmanlığını, Türk’e tahammülsüzlüğünü gizleyemeyen Tayyip
Erdoğan’ın, MHP’ye ve Sayın Genel Başkanımıza yönelik sansür
girişimi, başta işgal ettiği Başbakanlık makamı olmak üzere
Türkiye’deki basın özgürlüğü için kara bir lekedir.” dedi.
“Diğer taraftan talimatla gazetecilik yapan, haberciliği tetikçilik
olarak uygulayan bu gazete müsveddesi, adındaki Türk sıfatını
çıkararak AKP’nin yayın organı olduğunu ilan etmelidir.” diye
sözlerini sürdüren MHP’li Çetin, “Tayyip Erdoğan’ın çiftliğine
dönen Türkiye’de, medya ve sermaye güçlerinin yanı sıra etrafından
eksik edilmeyen istihbarat araçları ile kuşatılan Milliyetçi
Hareket Partisi her daim gerçek bir iktidar alternatifi, millet
adına hesap soracak milli güç merkezi olarak varlığını korumaya,
doğru bildiği yolda yürümeye devam edecektir. Tayyip’in medyasının
görmediğini büyük Türk milleti elbette ki görmektedir. Son dönem
kırdığı ceviz bini aşan AKP’nin biletini kesmek için MHP’nin
iktidara uzanacağı günler yakındır.” ifadelerini kullandı.
“87 MİLYAR EURO’LUK GAYRI MEŞRU PARA TRAFİĞİ…”
Çetin sözlerine, “Başbakan Tayyip Erdoğan ve yakın çevresi hakkında
her geçen gün artan yolsuzluk ve rüşvet iddiaları, güven erozyonu
yaşayan AKP hükümetinin sorgulanmasına yol açmaktadır. Hırsızlık ve
rüşvet iddiaları aslında Türkiye’nin bir iç sorunu olmakla
birlikte, uluslararası kamuoyunda itibar yitirmemize ve ikili
ilişkilerde Türkiye’nin aleyhine bir koz olarak kullanılmasına
sebep olmaktadır. Sırtında bir kambur haline gelen yolsuzluk ve
rüşvet iddialarıyla peş peşe yurt dışı seyahatler yapan Başbakan
Tayyip Erdoğan’ın Brüksel, İran ve Almanya gibi önemli merkezlerde
ülkemizi ne kadar temsil edebildiği tartışma konusudur. İran’a
seyahatiyle aynı gün rüşvet operasyonundan tutuklu bulunan İran
asıllı Reza Zarrab’ın mal varlığına yönelik tedbirin
kaldırılmasının altında yine bir pazarlık mı yatmaktadır?
Başbakanın İran ziyaretinde, içinde AKP’li bakanların da bulunduğu
çete tarafından kontrol edilen 87 milyar Euro’luk gayrı meşru para
trafiği gündeme getirilmiş midir? İranlı yetkililerin Tayyip
Erdoğan’ı İsrail’in kuklası olarak suçladıktan sonra artık
akıllandığını söylemeleri manidardır.” şeklinde devam etti.
“AKP HÜKÜMETİ YARGILANMAKTAN KURTULAMAYACAK”
17 Aralık operasyonunun ardından her gün yeni bir suçlamanın, büyük
yolsuzluk delillerinin kamuoyuna servis edildiği AKP hükümetinin,
içine düştüğü korkunç bataklıkta debelendikçe daha da battığını
dile getiren Şeftkat Çetin, şöyle dedi:
“Devletin en tepesindeki bu hastalıklı yapı, tıpkı sağlıklı bir
insan vücuduna giren kanser hücresi gibi ülkemize zarar
vermektedir. Kanserli hücre nasıl ki vücuda yerleşmek için kendisi
gibi kötü huylu hücreleri çoğaltarak bütün vücuda yayılır ve
organların görev yapmasını engellerse, AKP hükümetinin yaptığı da
hâlihazırda devlet organlarının işleyişini felce uğratmaktır.
AKP hükümeti içeride rezil, dışarıda perişan vaziyettedir. Yargı ve
emniyetteki temizlikten sonra oğlunu ortaya çıkarabilen Tayyip
Erdoğan ve onca iddianın ardından saha temizlendikten sonra
konuşmaya başlayan müstafi bakanların fezlekelerin Meclis’e
getirilmesi engellenerek hiçbir şey olmamış gibi davranılsa bile,
hükümetin yol açtığı yangın artık söndürülecek gibi değildir. Son
çare olarak başvurulan kadro kıyımlarından sonra, internet
yasasıyla ve telefon dinlemeleriyle ilgili düzenleme girişimleri
AKP üzerindeki kiri pası gizleyemeyecektir. Güneşin balçıkla
sıvanamayacağı gibi, Tayyip Erdoğan’ın yolsuzluk ve rüşvet
iddialarını saklamaya gücü yetmeyecektir. Tutukluluk süresini
indirme bahanesiyle PKK ve KCK’lıların serbest bırakılması
sağlanmış olacak, buna karşılık düzenlemeden Ergenekon gibi
davalardan mahkûm olanlar yararlanamayacaktır. Aslında kendilerinin
yarattığı mağduriyetleri gideriyormuş gibi gözükerek Özel Yetkili
Mahkemeleri kaldırmaya teşebbüs eden AKP hükümeti, ne yaparsa
yapsın zamanı geldiğinde yargılanmaktan kurtulamayacaktır.”
Çetin, millet malına el uzatan, yetim malı ve haram demeden yiyen,
devlet hazinesinden dağıttığı ihaleler karşılığında resmen haraç
toplayan AKP kadrolarının, yüce Türk adaletinden çok daha önce
büyük Türk milletinin şaşmaz vicdanında mahkûm edileceklerini
sözlerine ekledi.
CİHAN
Yorumlar