Merkez Bankası PPK toplantı özeti tam metin - 4

"Son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi düzenlemelerinin ise enflasyona önemli ölçüde yansıdığı ve aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüşün başlayacağı değerlendirilmiştir."

Google Haberlere Abone ol
Merkez Bankası PPK toplantı özeti tam metin - 4

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti'nde, "Son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi düzenlemelerinin ise enflasyona önemli ölçüde yansıdığı ve aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüşün başlayacağı değerlendirilmiştir. Kurul, parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle dezenflasyonu 2024 yılında Rapor'daki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıdır." denildi.

TCMB Para Politikası Kurulu'nun 21 Eylül'deki toplantısına ilişkin özet yayımlandı.

Özette, son dönemdeki vergi ayarlamalarının tüketici enflasyonu üzerindeki kısa vadeli etkilerinin gün hesabı dolayısıyla oluşan sarkan etkiler ile beraber temmuz ve ağustos aylarında gözlendiği belirtildi.

Vergi artışlarının doğrudan etkilerinin büyük ölçüde tamamlandığı bildirilen özette, ''Önümüzdeki aylarda vergi artışlarının dolaylı etkilerinin firmaların fiyat değiştirme sıklığına bağlı olarak zayıflayarak da olsa devam edeceği değerlendirilmektedir.'' denildi.

Enflasyon beklentilerindeki mevcut seyir ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü riskleri canlı tuttuğu kaydedilen özette, tüketici enflasyonu yayılım endeksinin ağustos ayında da artmaya devam ederek tarihsel ortalamasının üç standart sapması üzerinde değer almayı sürdürdüğü belirtildi.

Özette, ''Eylül ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre, 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 42,01’den 2,93 puan artışla yüzde 44,94, gelecek 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 22,54’den 1,33 puan yükselerek yüzde 23,87, 5 yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 10,42’den 0,39 puan aşağı güncellenerek yüzde 10,03 olmuştur. Bu unsurlar enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu'ndaki (Rapor) tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredeceğine işaret etmektedir. Son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi düzenlemelerinin ise enflasyona önemli ölçüde yansıdığı ve aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüşün başlayacağı değerlendirilmiştir. Kurul, parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle dezenflasyonu 2024 yılında Rapor'daki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıdır.'' değerlendirmelerine yer verildi.

Kredi büyümesinin iç talebi artırarak enflasyon üzerinde risk oluşturduğu aktarılan özette, şunlar kaydedildi:

''8 Eylül 2023 itibarıyla 2022 yılı sonuna kıyasla bireysel kredi bakiyesi kredi kartlarında yüzde 107,7, taşıt kredilerinde yüzde 75,8, ihtiyaç kredilerinde yüzde 34,0, konut kredilerinde yüzde 24,2 olmak üzere toplamda yüzde 54,4 oranında artmıştır. Diğer taraftan, kredi büyümesine dayalı menkul kıymet tesisi uygulamasının kapsamının genişletilmesi ile yavaşlama eğilimine giren ihtiyaç kredilerinin 18 Ağustos 2023’ten bu yana artış oranı yüzde 1,8 olmuştur. Aynı dönemde bireysel kredi kartlarında büyüme yüzde 6,9 seviyesine gerilese de güçlü seyrini korumuş, yıllık büyüme oranı yüzde 181,6 seviyesinde yatay seyretmiştir. Önceki PPK dönemine kıyasla yüzde 1,3 büyüyen Türk lirası ticari kredilerin yıllık büyüme oranı yüzde 61,3 seviyesinde gerçekleşmiştir. Önceki PPK döneminden bu yana politika faizindeki artış ile birlikte 1.260 baz puanlık belirgin bir artış kaydeden ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı-KMH hariç) faizleri 8 Eylül 2023 itibarıyla yüzde 59,7 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde taşıt kredisi faizleri yüzde 38,1’den yüzde 46,5’e; konut kredisi faizleri yüzde 36,4’ten yüzde 38,9’a yükselmiştir. Öte yandan, Türk lirası ticari kredi faizleri 931 baz puan artarak yüzde 40,6 olarak gerçekleşmiştir.''

-''TÜRK LİRASI TİCARİ KREDİLERİNİN AKIŞININ TESİS EDİLMİŞTİR'

Özette, haziran ayından itibaren sadeleşme süreci kapsamında bankacılık sisteminin sağlıklı işleyişini de temin etmek amacıyla alınan önlemlerle öncelikle Türk lirası ticari kredilerinin akışının tesis edildiği aktarıldı.

Haziran ayında sektör genelinde yüzde 0,3 artış kaydeden Türk lirası ticari kredilerin temmuz ayında yüzde 2,4, ağustos ayında yüzde büyüme kaydettiği bildirilen özette, ''Bu süreçte Türk lirası mevduat faizleri 18 Ağustos haftasında yüzde 24,9, 8 Eylül haftasında 31,6 seviyesinde gerçekleşmiştir. Makroihtiyati çerçevede sadeleşme süreci kapsamında atılan son adımlar ve politika faizindeki artışla birlikte Türk lirası enstrümanlarına olan talebin artması, kredi ve mevduat faizlerinin birlikte yükselmesi ile parasal aktarım mekanizmasının güçlenmekte olduğu değerlendirilmiştir.'' değerlendirmelerine yer verildi.

Doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış, turizm gelirlerinin cari işlemler hesabına desteği ve Türk lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin artmaya başlamasının fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacağı aktarılan özette, son dönemde yapılan anlaşmalar ile teknoloji yatırımlarını ve üretim kapasitesini geliştirecek alanlara yoğunlaşacak doğrudan yabancı yatırımların önümüzdeki dönemde dış finansmanı destekleyeceği vurgulandı.

Özette, ''Yurt içi belirsizliklerin etkisiyle 22 Mayıs 2023 tarihinde 703 baz puan seviyesiyle bu yılın zirve noktasına ulaşan Türkiye’nin 5 yıllık CDS primi, önceki PPK döneminde 412 baz puan, 20 Eylül 2023 itibarıyla ise 385 baz puan seviyesine gerilemiştir. Benzer şekilde, aynı dönemde belirgin düzeyde gerileyen Türk lirasının 1 ay ve 12 ay vadeli kur oynaklıkları bu PPK döneminde sırasıyla 15,7 ve 28,9 puan seviyelerinde yatay seyretmiştir. Risk primi ve kur oynaklıklarındaki düşüşlere haziran ayından itibaren 0,81 milyar ABD doları devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) piyasasına ve 1,66 milyar ABD doları hisse senedi piyasasına olmak üzere toplam 2,47 milyar ABD doları net portföy girişi eşlik etmiştir. TCMB uluslararası rezervleri haziran ayında girdiği güçlü artış eğilimini sürdürmektedir. 2022 yılı sonu itibarıyla 128,8 milyar ABD doları seviyesinden mayıs sonunda 98,5 milyar ABD doları seviyesine gerileyen TCMB brüt uluslararası rezervleri 8 Eylül 2023 itibarıyla 120,6 milyar ABD doları seviyesine yükselmiştir.'' denildi.

Politika faizinin, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleneceği kaydedilen özette, enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskler göz önüne alındığında Kurul'un; para politikası çerçevesinin yüzde 5 enflasyon hedefini gerçekleştirme kapasitesinin güçlendirilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulunduğu ifade edildi.

Özette, "Fiyat istikrarındaki bozulmanın makroekonomik istikrar ve özellikle finansal istikrar üzerinde oluşturabileceği risklere de dikkat çekilmiştir. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir." denildi.

- "SADELEŞME ADIMLARI KADEMELİ OLARAK SÜRDÜRÜLECEK"

PPK Toplantı Özeti'nde, Kurul'un dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar verdiği vurgulandı.

Bu çerçevede Kurul'un, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 25’ten yüzde 30 düzeyine yükselttiği hatırlatılan özette, "Kurul, mevcut mikro- ve makro ihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirmektedir. Sadeleşme adımları kademeli olarak sürdürülecek, bu süreçte dönüşümün hızı ve sıralaması etki analizleri ile belirlenmeye devam edecektir. TCMB tarafından yapılan düzenlemelere ilişkin etki analizleri söz konusu çerçevenin tüm bileşenleri için enflasyon, faizler, döviz kurları, rezervler, beklentiler, menkul kıymetler ve finansal istikrar üzerindeki yansımalarıyla birlikte bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilerek yapılmaktadır.'' denildi.

Bu kapsamda, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemeler parasal aktarım mekanizmasını güçlendirdiği belirtilen özette, Kurul'un faiz artırımının yanı sıra parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları almayı sürdüreceği bildirildi.

Özette, bu kararlarla temel politika aracı olan politika faizleri parasal, finansal koşullar ve beklentileri etkilerken, Türk lirası likidite ve tüketim talebindeki aşırılıkların dengelenmesi ve para politikasının etkinliğinin artırılmasının hedeflendiği belirtildi.

Özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Bireysel kredilerdeki ivmelenmeyle birlikte iç talebin hem doğrudan hem de cari denge üzerinden fiyat istikrarını bozduğu değerlendirilmiştir. Seçici kredi sıkılaştırması kararları sonucunda yurt içi talepte dengelenme sürecinin destekleneceği öngörülmektedir. Kurul, kredi sıkılaştırması kararlarıyla yurt içi talepte dengelenme ile beraber finansman kaynaklarının dağılımında iyileşmenin faktör verimliliğini olumlu etkileyeceğini değerlendirmektedir.

Döviz kuru gelişmelerinin etkisiyle kur korumalı mevduat hesaplarının kur farkı ödemeleri nedeniyle finansal sisteme girişi gerçekleşen Türk lirası likidite yakından izlenmektedir. Mevcut piyasa koşulları ve önümüzdeki döneme ilişkin likidite projeksiyonları dikkate alınarak yapılan etki analizleri çerçevesinde gerekli adımlar atılmaktadır. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede almaya devam edecektir."

Yorumlar