Freedom House: Türk demokrasisi krizde; baskı çok büyük
Washington merkezli düşünce kuruluşu Freedom House yolsuzluk, medya ve güçler ayrılığı ilkesinin ele alındığı bir Türkiye raporu yayınladı.
Washington merkezli düşünce kuruluşu Freedom House yolsuzluk,
medya ve güçler ayrılığı ilkesinin ele alındığı bir Türkiye raporu
yayınladı. Raporda, 17 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrası
hükümetin alelacele yasakçı kararlar aldığı ifade ediliyor.
Medyanın hükümetten gelen çok büyük bir baskı ile yüzleştiğinin
belirtildiği raporda, Türk demokrasisin krizde olduğu
vurgulanıyor.
"Demokrasi Krizde: Türkiye’de Yolsuzluk, Medya ve Güç" başlığını
taşıyan rapor, aralarında Freedom House Başkanı David J. Kramer’in
de yer aldığı 5 kişilik bir uzman ekip tarafından hazırlandı.
Raporda hükümetin yolsuzluk soruşturması sonrası eylemleri ifade ve
basın özgürlüğü ilkeleri ön planda tutularak ele alınıyor.
AK Parti’nin devlet içinde yerleşik otoriter cazibeye
direnemediğinin belirtildiği raporda, politik ve sosyal açıdan
kutuplaşma uyarısı yapıldı. Kasım ayından bu yana Türkiye’de
yaşananların 'kötüye' bir yönelme olduğunu kaydeden Freedom House
raporu, "17 Aralık’ta yolsuzluk skandalını ortaya çıkaran polis
baskını ve üst düzey hükümet yetkililerine yönelik çok ciddi
ihaleye fesat karıştırma ve kara para aklama iddiaları AK Parti
hükümetinin alelacele yasaklamalara gitmesine neden oldu.
Düşüncelerini açıkça ifade etmeleri sebebiyle daha fazla gazeteci
işinden oldu. Ülke genelinde binlerce polis ve savcının görev yeri
değiştirildi. İnterneti düzenleme kanunundaki değişiklik ile bazı
yetkili isimlerin mahkeme kararı olmadan internet sitelerini
kapatabilmelerinin önü açıldı. Hükümet ayrıca cezai soruşturmalar
dahil yargıyı sistemini Adalet Bakanlığı’na bağlayarak güçler
ayrılığı ilkesini tehdit ediyor." ifadelerine yer veriyor.
GAZETECİLERİN TEHDİT EDİLMESİ SIRADANLAŞTI
Hükümetin eylemlerinin tartışılmasını engellemek amacıyla medya
üzerine baskı uyguladığının ifade edildiği raporda, taleplerine
olumsuz cevap veren gazeteciler ve medya patronlarını da
cezalandırdığı vurgulanıyor. Geçtiğimiz yıldan bu yana hükümet
baskısıyla düzinelerce gazetecinin kovulduğu ve hükümet
yetkililerince gazetecileri tehdit etmenin sıradanlaştığına dikkat
çekiliyor.
Raporda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine yönelik
eleştirel bir yazı kaleme alınması halinde gazetecilere ismen
saldırmayı sıklıkla yaptığı ifade ediliyor. Bu saldırılar sonucu
Hasan Cemal ve Nuray Mert gibi gazetecilerin işlerini kabettiğine
dikkat çekiliyor. Gezi Parkı eylemleri sürecinde 59 gazetecinin
işinden olduğuna vurgu yapılan raporda, "Türk demokrasisi bir kriz
yaşıyor. Geçtiğimiz yaz ülke çapında 3 buçuk milyon insan Gezi
Parkı eylemlerine katıldı. AK Parti’nin tepkisi, Gezi Parkı
eylemlerinde ve şimdi 17 Aralık yolsuzluk skandalında olduğu gibi
eleştirilere karşı çok sert önlemler almak ve halkın daha da
ötekileştirilmesine yol açmak oldu." ifadelerine yer veriliyor.
Freedom House, özgür tartışmaları kontrol altına alma çabasının
vatandaşları ötekileştirmekle birlikte ülke istikrarını potansiyel
olarak tehdit ettiğinin farkına varılması gerektiğini vurguladı.
Mevcut durumun Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne entegrasyonunu ve ABD
ile güçlü ortaklığını da riske atabileceği uyarısını yaptı.
Raporu hazırlayanlar arasında bulunan Freedom House Başkanı David
J. Kramer, "Türkiye’deki demokrasi krizi gelecek bir sorun değil
tam şu anda burada." ifadelerini kullandı. Medyanın hükümetten
gelen çok büyük bir baskı ile yüzleştiğini belirten Kramer, söz
konusu baskıların diğer kurumlara da yöneltildiğini dile
getirdi.
Raporda son olarak AK Parti hükümeti ile beraber, AB ve ABD’ye de
Türkiye’de demokrasinin desteklenmesi adına kısa ve uzun vadede
tavsiyelerde bulunuluyor. CİHAN
Yorumlar