Çocuklar reklamla uyuşuyor

Reklamlar çocuğun beyin işlevlerinin tembelleşmesine neden oluyor.

Google Haberlere Abone ol
Çocuklar reklamla uyuşuyor
Reklamlar çıktığında çoğu çocuğun hayattan soyutlanarak televizyona daldığına şahit oluyoruz. Çizgi filme dahi ilgisi olmayan çocuklar için de aynı durum söz konusu olunca sebebini merak etmemek elde değil. Miniklerin reklama olan ilgilerinin en önemli nedeni, bu yayınlarda görüntülerin hareketli, renkli, sürekli bir frekans ve tekrar dâhilinde verilmesi.

Yani reklamlar içerdikleri kurgu, renkler, müzik, oyuncular, mekân gibi estetik öğelerle çocukların ilgisini çekiyor. Uzman Psikolog Rümeysa Ölmez, hızlı zumlar, renk patlamaları, yüksek ses ve karmaşık görüntülerle donatılmış reklamların, beynin dikkat bölgesini uyardığına dikkat çekiyor. Bu nedenle televizyon ve reklamlar, miniklerin vazgeçilmezi, annelerin yegâne kurtarıcısı, çocuklara yemek yedirmeyi sağlayan ücretsiz dadı halini alıyor!

Oysa reklam, klip gibi yoğun uyaran içeren yayınlara karşı dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var. Bu yayınlar, ön beyin korteksindeki dikkat, öz-denetim, organizasyon ve planlamadan sorumlu bölgenin tembelleşmesine neden oluyor. Yani çocuğumuz aşırı uyaranlara alıştığından zamanla hafif uyaranlara tepki vermiyor. Ne kadar erken yaşta reklam izlerse, sosyal ilişkilerinde beynini özgürce kullanması da o denli zorlaşıyor. Bu pasif edilgen konumun çok küçük yaşlarda çocuğun fıtratı haline gelme tehlikesi var. Mesela bir yaşını geçmesine rağmen çocuğumuzda konuşma belirtileri başlamamışsa bu durum bir gelişim geriliğinin habercisi olabilir. Üstelik televizyon karşısında fazlaca vakit geçirmesine müsaade ederek bu olumsuzluğu körüklüyor olabiliriz.       

Aşırı reklam izlemenin sonucu, dil geriliği

2007 yılında Journal of Developmental Psychology’de yayınlanan bir çalışma, reklamların çocuğa olan müspet etkilerinin en bariz kanıtı. Araştırma sonucuna göre 8-16 aylık dönemde yoğun olarak televizyon izleyen bir bebek, 3 yaşına geldiğinde dil becerisi yaşıtlarından 6-8 kelime daha geri oluyor. Ayrıca televizyona maruz kalan 12-36 aylık çocukların hafıza, dikkat ve odaklanma becerisi bakımından televizyonla tanışmayan çocuklara göre dezavantajlı olduğu bulunuyor. The Archives of Pediatrics dergisinde 2010 yılında yayımlanan başka bir çalışmada ise haftada birkaç kez DVD izleyen ve hiç izlemeyen çocuklar karşılaştırılıyor. Bu çalışma ise ne kadar erken yaşta yoğun televizyon izlemeye başlanırsa ilerleyen dönemde kelime hazinesinin o denli geri kaldığını gösteriyor.

Çocuk Psikoloğu Serpil Yeşilkurt ise bir diğer önemli noktayı nazara veriyor. Ona göre çocuklar hızlı ve hareketli görüntülere maruz kaldıkça, daha hırçın olmakla birlikte sosyal gelişim alanları da, geriden ve yavaş ilerliyor. Bu nedenle reklamlar gibi albenisi kuvvetli görüntülere çocuğumuzu teslim etmemek gerekiyor. Zira reklamlar henüz iradesi oluşmamış çocukların televizyon alışkanlığına doğru kaymasına da aracı oluyor. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre reklamlardan etkilenme yaşı da akıl almaz ölçüde düşmüş durumda. Sonuçlar, etkilenmenin bir buçuk yaşında başladığını gösteriyor. Beş yaşındaki çocuklar, markaların bir bedeli olduğunu öğreniyor. Altı yaşında, paranın farkını biliyor. On yaşında ise marka bilinci yerleşiyor. Öyle ki evin küçük çocuğu birçok evde ailenin yıllardır kullanageldiği markaları dahi değiştirme gücünü elinde tutuyor!    

Aileler ne yapmalı?

Ebeveynler, ilgili ve sıcak bir  yaklaşımla çocuğa zengin uyarıcı çevre oluşturmalı. Yani, oyun, müzik, kitap okunması, parka çıkma gibi farklı etkinliklerin çocuğun ilgi alanı içinde kalmasına dikkat etmeli. Böylece ekran, çocuğun biricik  uğraş alanı olmaktan çıkar.

Çocuk günlük 1 saati geçmemek koşuluyla anne-baba kontrolünde televizyon izleyebilir.  
Çocuğun bakımında etkin üçüncü kişi olan bakıcı, anneanne, babaanne gibi şahıslar da bu konuda mutlaka uyarılmalı.

Çocuğunuz 1 yaş ve civarında olmasına rağmen sürekli klip, reklam ve rutin bazı şeyler izliyor, bunları kapattığınızda size yoğun tepki gösteriyorsa çok dikkatli olmanız gerekebilir. Bunlarla sakinleşiyor diye bu yayınları sürekli açmak yerine bir uzman desteği alınmalı. 

Yorumlar