TRT World Tanıtım Gecesi

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1) - "Şüphesiz ülkemizin son 14 yılda yaşadığı sessiz devrimin en görünür olduğu alanların başında dış politika geliyor. Burada şunu açık ve net olarak ifade etmek isterim, Türkiye bizim dönemimizde dış politika tasavvurunda ciddi bir paradigma değişikliğine gitmiştir. Bugün Türk dış politikasının ana ekseni, insani değerler, bunun yanında milli çıkarların tam uyumu üzerine kuruludur" - "Tarihi, kültürel ve coğrafi bakımından bu derece güçlü derinliğe sahip bir ülkenin, etrafında yaşanan hadiselere kayıtsız kalması, gözünü kapatması, sırtını dönmesi mümkün değildir. Türkiye 2002'den beri dış politikasını bu gerçeğin idrakinde olarak şekillendiriyor, adımlarını da bu çerçevede atıyor" - "TRT World'ün yeni bir dil ile hikayeyi yeniden anlatmak, mikrofonu konuşturulmayanlara uzatmak, kamerayı görülmeyenlere çevirmek hedefini de son derece kıymetli buluyorum"

Google Haberlere Abone ol
TRT World Tanıtım Gecesi

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin son 14 yılda yaşadığı sessiz devrimin en görünür olduğu alanların başında dış politikanın geldiğini belirterek, "Burada şunu açık ve net olarak ifade etmek isterim. Türkiye bizim dönemimizde dış politika tasavvurunda ciddi bir paradigma değişikliğine gitmiştir. Bugün Türk dış politikasının ana ekseni, insani değerler, bunun yanında milli çıkarların tam uyumu üzerine kuruludur." dedi.

Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "TRT World Tanıtım Gecesi"ne, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın yanı sıra, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlarıyla, Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şenol Kazancı, TRT Genel Müdürü Şenol Göka, TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren, TRT World çalışanları, Diriliş Ertuğrul dizisinin oyuncularıyla iş, sanat, spor ve medya dünyasından bazı isimler katıldı.

Konuşmalar öncesinde konuklara, TRT'nin tanıtım filmi izletildi, ardından TRT Genel Müdür Yardımcısı Eren, TRT World ile ilgili sunum gerçekleştirdi. Daha sonra Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından 15 Temmuz akşamı düzenlenen darbe girişiminde, TRT World'ün yaptığı yayınlara ilişkin kısa bir film gösterildi.

Programda konuşan Erdoğan, sözlerine "TRT'ye ve TRT World ailesine uzun soluklu ve başarılı bir yayın hayatı temenni ediyorum." diyerek başladı.

TRT'nin 52 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirten Erdoğan, kurumun son dönemde gerçekleştirdiği başarılı projelerle, ulusal ve uluslararası alanda yayın hayatına yaptığı katkılarla dikkatleri üzerine çektiğini söyledi.

Erdoğan, daha önce hayata geçirilen TRT kanallarını hatırlatarak, TRT World'ün kendi alanında çok önemli bir boşluğu dolduracağına inandığını ifade etti.

Bugün 14 televizyonuyla, 16 radyo kanalıyla, 5 dergisiyle, 41 dil ve lehçede yapılan internet yayınlarıyla, 13 ülkedeki temsilcilikleriyle TRT'nin, dünyanın sayılı medya kuruluşları arasında yer aldığını vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben arkasına böyle bir birikimi ve gücü alan TRT World'ün, sloganında ifade edildiği gibi gerçekten de Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi olacağına inanıyorum. TRT World'ün yeni bir dil ile hikayeyi yeniden anlatmak, mikrofonu konuşturulmayanlara uzatmak, kamerayı görülmeyenlere çevirmek hedefini de son derece kıymetli buluyorum. Uluslararası medyanın büyük ölçüde birbirine benzediği, sunucular ve kanallar farklılaşsa da haberin kurgusunun ve dilinin tek düze hale geldiği bir dönemde, böyle bir misyonla ortaya çıkmak takdire şayandır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iddia sahibi olmanın, zorlukları göğüslemeyi daha başından kabul etmek demek olduğunu kaydederek, TRT World'ün, aralarında dünya çapında üne sahip 36 farklı ülkeden gazetecilerin yer aldığı deneyimli kadrosuyla, bu misyonu yerine getirecek donanıma fazlasıyla sahip olduğunu gördüğünü vurguladı.

Erdoğan, bu projenin hayata geçmesinde katkısı olan tüm TRT çalışanlarını da tebrik etti, başarılar diledi.

- "2002'den beri dış politikasını bu gerçeğin idrakında şekillendiriyor"

Türkiye'nin tarih boyunca çağ açıp, çağ kapatan hadiselerin yaşandığı, dünya siyasetine yön vermiş medeniyetlere beşiklik etmiş bir coğrafyada bulunduğunu dile getiren Erdoğan, bugün de aynı şekilde dünya siyasetini, ticari ve ekonomik hayatını etkileyen önemli olayların, Türkiye'nin çevresinde yaşandığına dikkati çekti.

Erdoğan, Türkiye'nin, Suriye, Irak, Yemen, Ukrayna gibi çatışma alanları, Kafkaslar, Balkanlar, Kuzey Afrika gibi potansiyel kriz bölgeleriyle güçlü bağlara ve köklü bağlantılara sahip olduğunu anlatarak, şunları ifade etti:

"Ortadoğu'dan Asya'ya, Kuzey Afrika'dan Avrupa'ya kadar birçok yerde akrabalarımız, kardeşlerimiz, vatandaşlarımız var. Tarihi, kültürel ve coğrafi bakımdan bu derece güçlü temele sahip bir ülkenin etrafında yaşanan hadiselere kayıtsız kalması, gözünü kapatması, sırtını dönmesi mümkün değildir. Türkiye, 2002'den beri dış politikasını bu gerçeğin idrakında olarak şekillendiriyor, adımlarını da bu çerçevede atıyor.

Şüphesiz ülkemizin son 14 yılda yaşadığı sessiz devrimin en görünür olduğu alanların başında dış politika geliyor. Burada şunu açık ve net olarak ifade etmek isterim, Türkiye bizim dönemimizde dış politika tasavvurunda ciddi bir paradigma değişikliğine gitmiştir. Bugün Türk dış politikasının ana ekseni, insani değerler, bunun yanında milli çıkarların tam uyumu üzerine kuruludur. Ne ülkemizin menfaatlerinden ne de bizi biz kılan insani ve vicdani değerlerden asla taviz vermedik, vermiyoruz ve vermeyeceğiz."

- "Kudüs'ü, diğer inançlara olan saygımız dolayısıyla da savunuyoruz"

Hakkı ve adaleti merkeze alan bir anlayışla, küresel ve bölgesel meselelerin çözümüne müspet katkılarda bulunduklarının altını çizen Erdoğan, mazlumun ve mağdurun inancına, kökenine, rengine bakmadıkları gibi zalimin de kimliğini dikkate almadıklarını belirtti.

Erdoğan, "Bir ayağımızı Türkiye'ye ve milletimizin hassasiyetlerine sabitliyor, diğeriyle de küresel barış ve huzura katkıda bulunmaya, çatışmaların, gerilimlerin önüne geçmeye çalışıyoruz. Yaptığımız budur." dedi.

Bölgenin huzura ermeden, Türkiye'nin huzurunun olamayacağını gayet iyi bildiklerini vurgulayan Erdoğan, dünyanın bir tarafı kan revan içindeyken, "küresel barış" iddiasının ancak bir ham hayal olduğunun farkında olduklarını söyledi.

Erdoğan, Somali'nin açlık sorunu çözülmeden, Orta Afrika'da iç savaş bitmeden, Asya'da istikrar sağlanmadan, Avrupa'nın refah içinde yaşamayacağını gayet iyi bildiklerini ve gördüklerini ifade etti.

Medeniyetler İttifakı girişiminin arkasındaki sebebin bu olduğuna işaret eden Erdoğan, Suriye'den Irak'a, Libya'dan Yemen'e kadar barış ve istikrarın hakim olması, insanların sükun bulması için gece gündüz gayret göstermelerinin gayesinin de bu olduğunu bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünya 5'ten büyüktür" derken de "Gazze sahili uçurtma uçuran, top oynayan çocuklara mezar olmasın" diye haykırırken de meseleye tamamen insan ve adalet odaklı baktıklarını belirterek, "Kudüs'ü sadece kendi inancımızın bir gereği olarak değil, diğer inançlara olan saygımız dolayısıyla da savunuyoruz. Sadece diplomatlarımız da değil, sivil toplum kuruluşlarımızda da, AFAD'la, TİKA'mızla, Kızılayımızla, Anadolu Ajansımızla, askerimiz, polisimizle kardeşlerimizin yaralarına merhem olmaya çalışıyoruz. Bütün bunları da yalnızca inancımızın, insanlığımızın bu topraklarda tevarüs ettiğimiz kadim değerlerimizin bir gereği olarak yapıyoruz." diye konuştu.

(Sürecek)

Yorumlar