"Toplumsal gerginlikleri önlemek kapsayıcı bir sivil anayasadan geçer"
Malatya Aktif İşadamları Derneği ile Malatya Gazeteciler Cemiyeti tarafından her ay düzenlenen ‘Ortak Akıl Toplantıları’nın bu ayki konusu ‘toplum psikolojisi’ oldu.
Malatya Aktif İşadamları Derneği ile Malatya Gazeteciler
Cemiyeti tarafından her ay düzenlenen ‘Ortak Akıl Toplantıları’nın
bu ayki konusu ‘toplum psikolojisi’ oldu. Gazeteler ile
işadamlarının katıldığı toplantıda son 1 yıl içinde yaşanan
gerginlikler nedeniyle toplumsal kutuplaşmalar başladığına dikkat
çekildi. Ülke içindeki farklı grupların ayrışmasının tehlikelerine
değinilen programda Türkiye’nin kutuplaşmaların yaşandığı
dönemlerde 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat gibi acı durumlarla yüz
yüze kaldığı anımsatıldı. Durumun buhran haline dönüşmeden önlemler
alınması gerektiği vurgulanan toplantıda, çözüm olarak
siyasetçilerin nefret dili kullanmayı bırakması, toplumdaki bütün
kesimlerinin haklarını güvence altına alan bir yeni anayasa
hazırlanması, insanlar arasında uzlaşma kültürü oluşturmanın
gerektiği kaydedildi.
MAKİAD Yönetim Kurulu Üyesi işadamı Ahmet Gülçek, kimsenin
ötekileşmediği, herkesin birbirin din vicdan, özgürlüğüne saygı
duyduğu bir nesil yetiştirilmesi gerektiğini söyledi. Toplumsal
ayrışmanın çok kötü boyuta geldiğini belirten Gülçek,
kutuplaştırıcı ifadelerden kaçınılması gerektiğini, herkesin din,
dil ve ırkına saygı duyan bir nesil yetiştirilmesi gerektiğini dile
getirdi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Malatya Şube Başkanı İbrahim Göçmen de
özellikle 17 Aralık’ta gerçekleştirilen rüşvet ve yolsuzluk
operasyonunun insanların psikolojilerini olumsuz etkilediğini ifade
etti. Cumhuriyet tarihi boyunca her kesimin belirli dönemlerde
ötekileştirildiğini vurgulayan Göçmen, bu sorunun çözülmesi için
sivil anayasa yapılmasının şart olduğunu vurguladı. Göçmen, şöyle
devam etti: "17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması sonrası 76
milyon insanın psikolojisi farklı şekillerde etkilendi. İktidar,
yaptığı düzenlemelerle devletin yapısını kendine göre değiştirdi.
Referandumla daha 3 sene önce değiştirilen HSYK’nın yapısı
değiştirildi. Hükümet, MİT yasası ve internet yasası aynı şekilde
kendini korumak için değiştirdi. Sonucunda Mehmet Baransu’nun
sitesi anında kapatıldı. Basın özgürlüğü tehdit altında. Bütün
bunlar birleştiğinde toplumun psikolojisi olumsuz etkileniyor.
Türkiyenin psikolojisi çok iyi yere gitmiyor. Korkuyoruz.
Cumhuriyetin başından bu yana statükocu düzen değişmeli. Sistemin
demokratikleşmesi lazım. Mutlaka sivil anayasanın yapılması
gerekiyor. İnsanlarımız böyle değil ama siyasetçilerin konuşmaları
düşünceleri zıtlaştırıyor."
Güneş Medya Grup'un Sahibi Duran Özkan ise gelinen noktada akıl
yerine hislerin insanları yönlendirmeye başladığını ifade etti.
Türkiye’deki toplumların gittikçe kutuplaştığının altını çizen
Özkan, "Toplumsal anlamda bölünmeler yaşanıyor. Cemaatin üzerine
son dönemde ciddi baskı var. Cemaati ötekileştirme yapılıyor. Son
olarak Fethullah Gülen hocanın Berkin için taziye mesajı bile
kutuplaştırma aracı olarak kullanıldı. Siz bir inanç grubuna bunu
söyleyemezsiniz. Bu aslında uluslar arası adalet divanında
yargılanacak bir suçtur. Toplumu bütünleştiren normlar ve değerler
zayıflıyor. Bugüne kadar dillendirmediğimiz bölünme parçalanma
sendromu yaşanıyor. Cemaat, yapılan ötekileştirmeler sonrası
aidiyetlikten uzaklaşıyor. Alevi toplumu Adana’da yakalanan tırlar
nedeniyle devletten şüpheleniyor. Mevcut iktidar, ötekileştirdiği
toplumun tepkileri dışlıyor, kendi yanındaki insanların acısı hemen
büyüterek vermeye çalışıyor. Berkin için Başbakan’ın taziye
yayınlamaması buna örnek olabilir. Başbakan biz ve onlar
tabirlerini kullanıyor. Türkiye otoriterleşmeye doğru gidiyor. Ak
partinin ilk dönemde herkese söylediği sözlerden geriye dönüş var.
Teokratik bir rejim oluşturuluyor. 17 Aralıkta bir yolsuzluk ortaya
çıktı. Darbe olduğu söylendi ama bu darbe söylemleri yolsuzluğu
gizlemez. Dinimiz zekatın şartlarını ortaya koymuştur. Yolsuzlukta
ortaya çıkan paralar için zekat ifadeleri kullanılıyor. Dinsel
değerler dejenere ediliyor. Yolsuzluk dinsel bir örtü ile örtülmeye
çalışılıyor. Biz çalıyoruz ama çalışıyoruz da. Bu söz dünyada
‘müslümanlar çalıyor ama çalışıyor’ algısı oluşturuyor. Bu çok
tehlikelidir." diye konuştu.
Yazar Asım Demirkök ise "Hz Muhammed SAV peygamberliği boyunca hep
toplumun tüm insanlarının hassasiyetlerini dikkate alarak adım
atmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında toplumun tüm kesimlerinin
hassasiyetleri dikkate alınarak devlet oluşturuldu. Türkiye 27
Mayıs 1960 darbesinde çok acılar yaşamıştır. Günümüzdeki kapışma
uzun süreli olursa her iki kesime de çıkış olmayacaktır. Türkiye’de
kaybeder. Devlet yine gelir oturur başımıza. Daha önce yaşanmış
acılara benzer acılar yaşanabilir. İnsanlar günlük bir algı
üzerinden hareket edince yanlış olaylar ortaya çıkıyor. Toplumda
tüm kesimlerin hassasiyetleri dikkate alınarak yeni bir anayasa
hazırlanmalıdır. Türklerin Kürtlerin, cemaatlerin, dini grupların
hakları konularak yeni bir anayasa acilen yapılmalıdır. Yoksa
Ergenekon gelir yine yönetimi ele alır." ifadelerini kullandı.
İşadamı Tamer Demirel de ülke olarak zor günlerden geçildiğini
adaleti sağlayacak bir hukuk sistemi oluşturulması gerektiğini
bildirdi.
"Toplumun psikolojisini iktidarın yanında ekonomi belirliyor" diyen
Sonsöz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Vahap Güner de "10 milyona
yakın işsiz var. Bu hükümet sol kesimi, liberalleri,
muhafazakarları kandırdığını düşünüyorum. Yüzde 50’ye oy oranına
yaklaşıldığında otoriterleşme eğilimlerine doğru gidiliyor. Bizim
yaşadığımız 1976-77’de büyük toplumsal olaylar yaşadık. Hamido
bomba ile öldürüldü. O gün sabahtan akşama kadar insanlar
sokaklardaydı. Birçok işyeri yağmalandı. O gün hiç unutmam Demirel,
Erbakan, Türkeş cenaze namazına katıldı. Çilesiz Mahallesi'nde 3
gencin kafasına kurşun sıkıldı. Trenin altına atıldılar. O çocuklar
için bir tek cümle söylemediler. Bugünde Tayyip Erdoğan’ın Berkin
taziye vermemesi de benzerdir. Ailelerin sağduyulu davranması
olumludur. Sağ muhafazakar iktidarların demokrasi getirme uğraşı
olmuyor. Yeni anayasa yapma çalışması yapmıyor. Cinnet hali
yaşamaya başladık. Caddede insanların kendi kendine konuşarak
gittiğini görüyoruz. Artık psikoloji bozulmaya başladı."
değerlendirmesinde bulundu.
CİHAN
Yorumlar