MHP’li Çetin: Danıştay’ın kararı delilleri örtme girişimlerine vurulan tokattır
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Bu karar hükümetin suçu ve delilleri örtmeye yönelik girişimlerine vurulan bir tokat anlamına gelmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Şefkat
Çetin, Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararına ilişkin yaptığı
değerlendirmede, “Bu karar hükümetin suçu ve delilleri örtmeye
yönelik girişimlerine vurulan bir tokat anlamına gelmektedir.”
ifadesini kullandı.
Yazılı açıklama yapan MHP’li Şefkat Çetin, Danıştay kararını
değerlendirdi. Çetin açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Değiştirilen Adli Kolluk Yönetmeliği’nin yürütmesinin Danıştay
tarafından durdurulması kararı, hükümetin suçu ve delilleri örtmeye
yönelik girişimlerine vurulan bir tokat anlamına gelmektedir. AKP
hükümetinin, suçüstü vaziyetten kurtulabilmek için yargıyı baskı
altına alarak, savcıların ve polisin ellerini bağlama çabası boşa
çıkarılmıştır. Yasaların gereği ne ise yerine getirilmesi ve kimin
suçlu ya da suçsuz olduğu araştırılmalıdır. Yargının önündeki
engeller kalkmalı, bütün soruşturmalar, nereye giderse gitsin,
sonuna kadar sürdürülmelidir. Devlet içerisinde oluşmuş, her türlü
rant çetelerinin temizlenmesi, yasaların müsaade etmediği kararlara
imza atmış ya da gayrımeşru işlere bulaşmış kirli isimlerden hesap
sorulabilmesi, hukuk devletinin en temel esasları arasındadır. 17
Aralık’tan bu yana ortaya atılan rüşvet iddiaları, para trafiğine
karışan isimlerle ilgili söylenen dudak uçuklatan bilgiler ile
soruşturma ve yargı sürecine ilişkin yapılan müdahaleler
karşısında, Türk milletinin mevcut hükümete olan güveni temelinden
sarsılmıştır. 11 yıldır hükümet etme yöntemi olarak benimsediği tek
adamlık hevesinin Başbakan Erdoğan’ı peş peşe hatalar zincirine
mahkûm ettiği anlaşılmaktadır. Başbakan Erdoğan unutmamalıdır ki,
deveyi yardan uçuran bir tutam ottur. Milletin verdiği hükümet etme
yetkisinin aynı zamanda şahsi çıkarları için kullanılamayacağını en
acı şekilde öğrenmiş bulunmaktadırlar. Şimdi yapabilecekleri en
doğru hareket, soruşturmaların sağlıklı yürütülmesine ve yargı
sürecine gölge düşürmemektir. Savcıların, polislerin, hâkimlerin
görevlerini yapmalarına engel olmamalarıdır. Hükümet aksi için ne
kadar çabalasa da, Danıştay’ca iptal edilen adli Kolluk Yönetmeliği
ile suç isnat edilen çocuğu için bakan babasından izin alınma
garabeti önlenmiştir. Aksi takdirde Tayyip Erdoğan’ın AKP
hükümetinin, millet nazarında daha baştan suçlulukları
tescillenecek, hukuki hesaptan önce siyasi hesabı vermek zorunda
kalacaklardır. Devlet teşkilatındaki bütün makamları
önemsizleştiren, bakanları çantacısı gibi kullanan Tayyip Erdoğan,
en güzel cevabı “benim polisim, benim yargıcım” dediği yerden
almıştır. Otoriter kişiliğinin ve yönetim anlayışının gözünü kör
ettiği Başbakan, polisin de savcının da kendisine ait olmadığını
nihayet öğrenmiştir. Hangi yetkiyle donatılırsa donatılsın, her
kamu görevlisinin sahibi, Türk devletidir ve vakti zamanı
geldiğinde, millet adına hesap soracak olan da orasıdır. Devlete ve
dolayısıyla büyük Türk milletine hesap vermekten, hiç kimse
müstesna değildir ve bundan kurtulamaz. Bu ülkede, bir şeyhlik ya
da padişahlık düzeni ya da hesap sorulamaz bir dikta rejimi
hevesine milletimiz izin vermez. Türkiye’de, millet egemenliğine
dayalı, ağır aksak da olsa yürüyen bir demokrasi rejimi vardır.
Demokratik rejim ise sandıkta, milletin vekil tayin ettiği
siyasetin işleyişini denetleyecek mekanizmalarla mümkündür. Yürütme
görevini icra edecek hükümet üyelerinin kelimenin gerçek anlamıyla
yürütmelerini önlemek için yargının, yasamanın ve bir sivil denetim
mekanizması olarak basının bağımsızlığı önemlidir. Hiç bir hükümet
sandıktan aldığı oya dayanarak ne ülkenin bölünmesi için kan döken
teröristle el sıkışmaya, ne de milletin malını har vurup harman
savurmaya cüret edememelidir. Bir Başbakan’a hırsızlık yaparken
suçüstü yapılanları savunmak, yapılan soruşturmaları gölgelemek
için savcıları, polisleri görevden almak, yönetmelik değiştirmek
yakışmaz.”
CİHAN
Yorumlar