İstanbul'daki Mısır muhalefetinin gözünden "yarım kalan devrim"

- Mısır'da Devrimin Yarını Partisi Lideri Dr. Nur: - "Mübarek, yönetimi askerlere bıraktığında darbenin temelleri atılmaya başlandı. Ve bu süreç 3 Temmuz 2013'te General Abdülfettah Sisi'nin yönetime el koymasına kadar sürdü" - "Mısır'da yarım kalmış devrime rağmen umutsuz değiliz. Her geçen gün daha da umutlanıyoruz. Mısır'da kötü gidişatı değiştirmenin tek yolu yarım kalan devrimi tamamlamak. Başka yol yok" - "Mısır'daki siyasi durumun düzelmeyeceğini ve bu yönde bir umudun olmadığını düşünüyorum. Ancak sağcı, solcu, İslamcı, liberal ayrımı yapılmadan tüm kesimleri temsil edecek ulusal bir birlik kurulursa Mısır'ın durumu düzelir" - "İki yıldan fazla süredir ulusalcılar, bağımsızlar, akademisyenler, İstanbul'dakiler, İstanbul dışındakiler, Mısır'dakiler ve tüm dünyadaki muhalifler olarak böyle bir cephe oluşması için çalışıyoruz" - "Biz Türkiye'de program üretip, Avrupa'da yayınlıyoruz. Türkiye'de olmamızdan istifade ediyoruz. Türkiye büyük ve özgür bir ülke. Haklara saygı duyuyor. Arap devrimleri karşısındaki tutumu da yüce ruhlu. Bunu kesinlikle unutamayız" - "İstanbul'da basın ve televizyon alanında üretim için uygun bir ortam var. Buradaki siyasi ortam ve atmosferden de istifade ettik. Kimse bize müdahale etmedi. Türk yönetimine teşekkür ediyoruz"

Google Haberlere Abone ol
İstanbul'daki Mısır muhalefetinin gözünden "yarım kalan devrim"

İSTANBUL (AA) - Mısır'da Abdülfettah Sisi tarafından gerçekleştirilen askeri darbeden sonra yurt dışına sürgün edilen Devrimin Yarını Partisi Lideri Dr. Eymen Nur, Mısır'da yarım kalmış devrime rağmen umutsuz olmadıklarını belirterek, "Her geçen gün daha da umutlanıyoruz. Mısır'da kötü gidişatı değiştirmenin tek yolu yarım kalan devrimi tamamlamak. Başka yol yok." dedi.

Hüsnü Mübarek'e 2005 yılında rakip olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerine giren tek aday olan ve kurduğu "Mısır'da Devrimin Yarını Partisi" ile tüm muhalifleri tek çatı altında toplamaya çalışan Nur, yarım kalan darbeyi, muhalif Mısır diasporasını ve bundan sonraki hedeflerini AA'ya değerlendirdi.

Eymen Nur, Hüsnü Mübarek'in devrilmesinden sonra darbe sürecinin başladığını ve adım adım uygulamaya geçildiğini söyledi.

Mübarek'in yönetimi Yüksek Askeri Konsey'e bırakmasından sonra darbe zeminin hazırlandığını söyleyen Nur, ''Mübarek, yönetimi askerlere bıraktığında darbenin temelleri atılmaya başlandı. Ve bu süreç 3 Temmuz 2013'te General Abdülfettah Sisi'nin yönetime el koymasına kadar sürdü. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve İsrail gibi bazı kesimlerin bölgesel planları, devrimin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden oldu. Devrimin öncülerini karalamak ve bu uyanışı yok etmek amacıyla Mısır'ı bu sürece sürüklediler. Tüm bu olumsuzlukların gölgesinde devrim sonlandı. Ancak bu ilk dalgaydı. İkinci dalga gelecekti.''

Dr. Nur, darbe sonrasındaki Mısır'ın Mübarek döneminden çok daha kötü halde olduğunu, Sisi diktasının Mısır'ı yavaş yavaş bir felakete doğru sürüklediğini ifade etti.

Mübarek'e karşı cumhurbaşkanı adaylığını ve tutukluluk sürecini hatırlatan Dr. Nur, şu anda Mısır'da yaşanan insan hak ihlallerine de değinerek şunları anlattı:

''Ocak devrimine neden olan durumlar, bugün Mısır'ın içinde bulunduğundan daha az kötüydü. Sisi rejiminin zorbalığı ve insanları maruz bıraktığı fakirlik, Mübarek döneminde olandan kat kat fazla. Sedat dönemi ve Mübarek dönemi sonlarında farklı zamanlarda hapsedildim. Sisi döneminde ise vatanım dışına sürüldüm. 5 kez gözaltına alındım. En son Mübarek'e karşı güçlü bir rakip olmak suçundan ceza aldım.

Ancak şu an hapishaneler hakkında duyduklarım Sedat ve Mübarek dönemi cezaevlerinden çok daha kötü. 2005 yılı seçimlerinde ülke tarihinde bir ilk olarak cumhurbaşkanlığına aday oldum. Mübarek'e karşı koyduğum zaman seçimlerde Mübarek'e karşı olmanın acı tecrübesini yaşadım. Ortada bir seçim vardı ama adil değildi. Şu an protokol icabı hukuki şekil tamamlanıyor. Rakip hiçbir adaya fırsat verilmiyor. Ahmed Şefik örneğinde olduğu gibi. BAE'de bulunan Şefik, maruz kaldıklarının ardından adaylıktan vazgeçti. Bu durum Mısır'da siyasi alanın kapalı olduğunu ortaya koyuyor.''

- ''Mübarek despottu ama Sisi ondan daha çok despot''

Dr. Eymen Nur, Mısır'da yarım kalmış devrime rağmen umutsuz olmadıklarını, her geçen gün daha da umutlandıklarını ve bu umut doğrultusunda güçlendiklerini ifade etti.

Mısır'da kötü gidişatı değiştirmenin tek yolunun yarım kalan devrimi tamamlamak olduğunu dile getiren Nur, "Önümüzde devrimden başka yol yok. Demokratik mekanizmalar önündeki değişim, kapılarının kapalı tutulması, devrim kapılarının açılmasına yol açıyor. Mübarek, aday olduğum 2005 seçimlerinde hile yapmasaydı rakiplerini gözaltına almasaydı belki de yönetimde daha fazla süre kalabilecekti. Mübarek despottu ama Sisi ondan daha çok despot. Mübarek'in çevresindeki rejimin sahip olduğu siyasi zeka, devrim fikrini erteliyordu. Bu rejim, reformcular dahil tüm vatandaşların bir şeylerin farkına varmaması elinden geleni yapıyor. Tüm kapıları kapatıyor. Mısır'daki kötü giden sürecin sonlanması için devrimden başka yol yok.''

Dr. Nur, Mısır'da bulunan muhaliflerin Sisi'nin baskıları nedeniyle yeterince çalışma yapamadıklarını diasporada bulunan muhalif siyasetçilerin çalışmalarına devam ettiklerini belirtti.

Diasporada bulunan Mısırlıların sağcı, solcu, İslamcı, liberal ayırımı yapmadan ulusal bir birlik oluşturmasını öneren Nur, şöyle devam etti:

''Mısır'da siyasi çalışmalar, bir tür siyaset kaynaklarını kurutma çalışmaları oldu. Bu durum yurt içindeki muhalefeti etkiledi. Benim partim hala yurtta. Partilerin siyasi arenada pek bir alana sahip olmadığını biliyorum. Partisel özgürlük yok. Faaliyet gösteremiyorlar. Bu durum yurt içindeki muhalefete olumsuz yansıdı. Yurt dışındaki muhalefet de yurttakilerin yaşadıklarından kötü etkilendi. Ancak yurt dışındakilerin durumu içeridekilerden daha iyi. Yurt dışındaki muhalefetin bazı sıkıntıları var ama ülkedekiler kadar değil. Tabii parti içi anlaşmazlıklar, bölünmeler iki tarafta da var. Ancak yurt dışında bu daha az. Rejimin siyasi topluluk ya da hareketlere uyguladığı güvenlik stratejileri tehlikeli sonuçlar doğuruyor. O da birlikte hareket etmek yerine ikiliğe neden oluyor.''

- ''Sağcı, solcu, İslamcı ayırımı yapmadan birlik olmalıyız''

Diasporada bulunan Mısırlıların sağcı, solcu, İslamcı, liberal ayırımı yapmadan ulusal bir birlik oluşturması önerisinde bulunan Nur, şu değerlendirmede bulundu:

''Ben liberal akımın bir temsilcisi olarak, ulusal topluluklar yeniden kurulmadan Mısır'daki siyasi durumun düzelmeyeceğini ve bu yönde bir umudun olmadığını düşünüyorum. Böyle bir ulusal toplulukta sağcı, solcu, İslamcı, liberal tüm kesimler temsil ediliyor. Ülkedeki siyasi durumların düzelmesi için bu gerekli. Partisel ve ideolojik kalıpları aşan ortak bir dil gerekli. Mısır'ın içinde bulunduğu tehlike, tarih boyunca yaşananlardan daha kötü. Tehlikenin boyutu, tüm siyasi kesimleri bir araya getiren bir formül geliştirilmesini gerektiriyor. Bu şekilde askeri rejimin siyasi güçlerle arasındaki kestiği güven köprüleri oluşturulabilir.

Ulusal birleşme dışında Mısır'da umut yok. Biz kişiler ve parti olarak, tüm Mısırlıların kanalı Eş-Şark kanalı ile bunun için çalışıyoruz. Temel amacımız, basın aracılığıyla siyasi güçler arasındaki duvarların kalkması. Mısır'da ve tüm Arap dünyasında bunu yaymaya çalışıyoruz. Şark kanalı, farklı siyasi görüşler benimseyen ve birbirini dışlayan kesimlerin saflarını birleştirme görevini üstlendi. Darbeyi destekleyen, karşı çıkan olsun tüm kesimlerin aynı masada toplanması zordu. Bu noktada Şark kanalı önemli bir rol oynadı. Ulusal Cephenin de bu çalışmaların bir meyvesi olduğunu düşünüyorum. Mısır'daki siyasi topluluklar da bunun önemini anladı.''

Dr. Eymen Nur, diasporada olan muhaliflerin başarısız olduğuna dair eleştirilerin yersiz olduğuna değinerek, "Ancak yeteri kadar başarılı olamadı. Birkaç ay önce toplanmak için önemli bir adım atıldı. Mısır Ulusal Cephesi ilan edildi. Bu cephede, solcu, liberal, Müslüman Kardeşler Teşkilatı'ndan ve çeşitli İslami eğilimli kesimlerden temsilciler bulunuyor. Belki de bu cephe aktif olamadı. Belki de seçim meselesi söz konusu oluşumun faaliyetlerinin sekteye uğramasında etkili oldu.Çünkü geçen dönemlerde seçimler hakkında çeşitli görüşler bulunuyordu." ifadelerini kullandı.

"Seçimleri boykot edecek miyiz, katılacak mıyız, katılmak siyasi meşruiyeti tanımak anlamına mı geliyor, yoksa rejimle mücadele mi oluyor?" soruları etrafında meydana gelen tartışmaların cephenin çalışmalarının meyvesini vermesinde gecikmeye neden olduğunu ifade eden Nur, "İki yıldan fazla süredir ulusalcılar, bağımsızlar, akademisyenler, İstanbul'dakiler, İstanbul dışındakiler, Mısır'dakiler ve tüm dünyadaki muhalifler olarak böyle bir cephe oluşması için çalışıyoruz. Tüm siyasi kesimlerin yaşadığı kutuplaşmanın olduğu bir dönemde bunun gibi bir cephe oluşturmak, uzun zaman isteyen zor bir mesele. Meyvelerini seçimlerden ya da sözde seçimlerden sonra verecek.'' dedi.

Dr. Nur, yurt dışında yaşayan birçok muhalif gibi kendisinin de zor şartlar altında çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti.

Pasaportunun süresinin dolduğunu ve yenileyemediği için ülke dışına çıkmadığını söyleyen Nur, şunları kaydetti:

''Yurt dışındaki siyasiler, fiziki olarak bir araya gelmeden iletişim kuruyorlar. Bazılarımız benim gibi sürgünde. Bazılarımız keyfi uygulamalara maruz kalıyor. Mesela benim pasaportumun süresi sona erdi. İstanbul'daki Mısır Konsolosluğundan yenilenmesini talep ettim. Ancak kabul edilmedi. Bunun üzerine Mısır aleyhine dava açtım. İstanbul'da mahkeme konsolosluğun pasaport çıkarması gerektiğine hükmetti. Daha sonra buna itiraz ettiler. Ancak itiraz neticesinde karar değişmedi. Buna rağmen hala mahkemenin kararı uygulanmadı. Şu an yolculuk yapamıyorum. Avrupa'daki ABD'deki Arap ülkelerindeki arkadaşlarımla yüz yüze görüşemiyorum.

İletişim araçları ile haftada bir gün toplanıyoruz. Olumlu görüşmeler yapılıyor. Hatta rejime olumlu bakanlar bile bunun hata olduğunu anladı. Bazı basit anlaşmazlıklar olsa bile hepimiz tek yürek olduk. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sona ermesinin ardından yurt içi ve yurt dışındakileri bir araya getiren Mısır'daki tüm siyasi hareketleri ve kesimleri barındıran daha büyük bir oluşum kurulacağını düşünüyorum.''

- Eş-Şark İstanbul'dan Mısır halkına sesleniyor

Dr. Eymen Nur, İstanbul'daki Eş-Şark stüdyolarında hazırlanan programları Avrupa üzerinden yayınladıkları bilgisini paylaşarak, Eş-Şark televizyon kanalının Mısır'da Arap kanalları içinde en yaygın ve etkili kanal olduğu söyledi.

Eş-Şark ve benzeri muhalif televizyon kanallarının kısa sürede Mısır kamuoyunda kendine büyük yer edindiğini aktaran Nur, çalışmaları hakkında şu bilgileri paylaştı:

''Buna belki de kanalın din, mezhep, siyaset ve ideoloji eksenli ifadeleri aşması yardımcı oldu. Çünkü biz kelimenin tam anlamıyla tüm dini, partisel, siyasi kesimleriyle bütün Mısırlılara sesleniyoruz. Bunda etkili olan en önemli sebep ülke de medyanın önünün kapatılması oldu. Ülkedeki tüm medya şu an tek bir dilden konuşuyor. Çünkü Sisi, hepsini tekeline aldı. Sisi, geçen aylarda istihbarat aracılığıyla milyar dolarlarla Mısır'daki çoğu kanalı satın aldı. Bu durum da tek bir dil ortaya çıkmasına neden oldu. Mısır halkı gibi özgürlüğü seven halklar, tek taraflı söylemlere ve her kanalda yer alan tekrar haberlere tahammül edemez. Bu noktada Eş-Şark, orta yollu, ılımlı, dengeli bir kanal olarak, Mısır kamuoyunun sesi oldu.

Biz Türkiye'de program üretip, Avrupa'da yayınlıyoruz. Türkiye'de olmamızdan istifade ediyoruz. Türkiye büyük ve özgür bir ülke. Haklara saygı duyuyor. Arap devrimleri karşısındaki tutumu da yüce ruhlu. Bunu kesinlikle unutamayız. İstanbul'da basın ve televizyon alanında üretim için uygun bir ortam var. Buradaki siyasi ortam ve atmosferden de istifade ettik. Kimse bize müdahale etmedi. Türk yönetimine teşekkür ediyoruz.

Eymen Nur, Eş-Şark radyosunun da açılacağını ifade ederek, "Radyo, Eş-Şark kanalının eğilimlerini ifade edecek. Tüm Mısırlıların ve tüm doğu halklarının olacak. Bu yıl ki projelerimiz arasında 'Şark'ul Evsat' adında yeni bir kanal açmak da bulunuyor. Bu kanal Mısırlıların ve genel olarak Arapların bölgesel konuları ile ilgili olacak. Daha çok bölgesel konulara odaklanacak. Aynı şekilde Türkiye'yle de ilgilenecek. Doğunun bir parçası olan tüm konuları masaya yatıracak." diye konuştu.

Yorumlar