Osman Hulusi Boyraz

Osman Hulusi Boyraz

İngiltere’de koronavirüsle imtihanımız

Cambridge'de yaşayan yazarımız Osman Hulusi Boyraz, dünyanın koronavirüs ile büyük bir imtihandan geçtiği dönemde İngilizler'in neler yaptığını yazdı.

İmtihanımız diyorum çünkü burada hükümet çok yakın bir zamana kadar koronavirüs salgınıyla insanları baş başa bırakıp aradan çekilmişti. Ya toplumdan, ya da belli odaklardan veyahut her ikisinden birden gelen baskılar sonucu Boris Johnson ciddi adımlar atmak zorunda kaldı. Burada yaşadıklarımızı ve insanların psikolojilerini biraz izah edeyim. Hiç kimse ne olacağını bilmiyor ama herkes bir felaket senaryosuna hazırlanıyor. Daha birkaç gün öncesine kadar salgınla ilgili şakalar yapanların bile artık yüzündeki korku ve endişe okunabiliyor. Marketler adeta yağmalanmaya başladı. Toptancılar dahil bütün marketler artık ürünleri kotalı olarak satıyor.

Bilinçsiz ve bencil bir stoklama söz konusu, burada stok yapanlar işletmeler değil, insanlar. İhtiyaçlarından çok daha fazlasına gözlerini dikmiş durumdalar. Durumun daha kötüleşmesi halinde, 2012 Londra olaylarından da hatırlayacağımız market yağmalamalarının başlaması endişesi herkeste hakim.

Johnson hükümeti baskılar sonucu iki gün önce açıkladığı kararla okulların bugün yani 20 Mart Cuma günü itibariyle tatil edileceğini duyurdu.

Küçük, orta ve büyük ölçekli işletmeler içinse 350 milyar sterlinlik bir paket açıklandı. Bunun bir kısmı hibe bir kısmı kredi şeklinde ihtiyacı olan işletmelere dağıtılacak.

ADADA MAHSUR KALMAK

Şu an için durum henüz kötüleşmedi, inşallah kötüleşmez de. Ancak böyle bir senaryoda insanın aklına ilk olarak bulunduğu yerden kurtulma, daha güvenli yerlere gitme fikri geliyor. Bu durumda karşımıza bir gerçeklik çıkıyor. İngiltere bir ada ve bir anlamda şu anda burada mahsur kaldık. Bu şu an için bizim tercihimiz. Türkiye geçtiğimiz Salı sabahı itibariyle İngiltere’ye kapıları kapattı. Son uçağa abimi ve kayınvalidemi yetiştirdim. Biz çoluk çocuk buradayız. Ancak şöyle bir durum var bizimle aynı durumda olan ortalama 250 bin Türk vatandaşı daha bulunuyor bu adada.

DAYANIŞMA KAÇINILMAZ

İçinde olduğumuz ve dozunu artırarak yaklaşan zor günlerde dayanışma kaçınılmaz bir kurtuluş yolu olacaktır. Öncelikli olarak buradaki Türk toplumunun birbiriyle dayanışma içerisinde olması çok önemli.

İNGİLİZ EV SAHİBİM KİRAMI ÜÇ AY ERTELEMEYİ TEKLİF ETTİ

Az önce bahsettiğim dayanışmaya güzel bir örnek vermek istiyorum. Bu hem beni hem de eşimi çok derinden etkiledi, duygulandırdı ve düşündürdü. Biz Mart ayı başında yeni bir eve taşındık. Ev sahibimiz 72 yaşında bir İngiliz hanımefendi, ismi Dorcas. Bugünlerde işler bir süre yolunda gitmezse ödemelerimizi ne kadar süre daha devam ettirebilirizin hesaplarını yapar olduk. Herkes bizim gibi. Ben bu ruh halindeyken Dorcas’tan bir mail geldi.

Mailin konusu “koronavirüs ve kira” idi. Açıp okudum, tercümesini aşağıya yazıyorum. “Sevgili Osman; Koronavirüs salgınının işlerini olumsuz etkileyeceğinden dolayı kesin endişe yaşıyorsundur. Biliyorum ki Lingholme Close’daki (oturduğumuz evin sokağı) evin kirası için otomatik ödeme talimatı verdin. Sana şöyle bir teklifim var, mesela üç aylık kira bedelini ben sana borç olarak verebilirim, bu sürecin sonunda da hesaplaşırız. Ne düşünüyorsun? Senden haber bekliyorum. “ Dorcas’ın bu teklifi beni hem etkiledi hem de düşündürdü.

Acaba biz millet ve ümmet olarak birbirimize bunu yapabiliyor muyuz? Daha bir aydır tanıdığımız kiracımıza üç ay kira ertelemesi yapabiliyor muyuz? Dayanışma içerisinde olmamız gerçekten önemli. Herkesin elinden bir şeyler gelir.

Ben, Dorcas’ın ileri yaşından dolayı eve kapanması gerekmesi durumunda alışverişini yapabileceğimi, başka bir ihtiyacı olduğunda bana çekinmeden ulaşabileceğini söyledim. Bu salgın hepimize bir şeyler öğretecek. Umulur ki acı çektirmeden öğretsin.

Diğer Yazıları

Yorumlar