Doç. Dr. Akpınar: İran mut’ayı istihbarat aracı olarak kullanıyor
Turgut Özal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Akpınar, mut’a nikahının istihbarat birimleri tarafından araç olarak kullanıldığını belirterek, özellikle İran istihbaratının bu yolla çalıştığını söyledi.
Turgut Özal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Akpınar,
mut’a nikahının istihbarat birimleri tarafından araç olarak
kullanıldığını belirterek, özellikle İran istihbaratının bu yolla
çalıştığını söyledi. İran’ın toplumsal yapı olarak da göründüğü
gibi olmadığını belirten Akpınar, “Toplumsal doku olarak
Türkiye’nin İran’dan daha sağlam olduğunu düşünüyorum. Türkiye laik
bir cumhuriyet olmasına rağmen İran’a göre fuhuş, ahlaksızlık,
alkol, uyuşturucu gibi şeyler, şeriatla idare edilen İslamcı bir
İran’dan daha sağlamdır.” dedi.
Yeni Ümit Dergisi tarafından düzenlenen ‘Ailenin Korunması ve Mut’a
Fitnesi Sempozyumu'nda konuşan Doç. Dr. Mahmut Akpınar, mut’a
nikahının siyasi ve politik bir araç olarak istihbarat birimleri
tarafından kullanıldığını söyledi. Mut’anın uluslararası
ilişkilerle yakından alakalı olduğunu kaydeden Akpınar, “Özellikle
son 10 yılda İran’ın siyasi nüfuzunun arttığı dönemde mut’anın İran
nüfuzunu ve etkinliğini siyasi, ekonomik, iş dünyası üzerinde bir
silah ve angajman aracı olarak kullandığını ve Orta Doğu ve İslam
coğrafyası üzerinde ciddi bir etki oluşturduğunu düşünüyorum.
Öncelikle kadının cinsellikte araç olarak kullanılması, servisi
güçlü olan pek çok devlette vardır. Kadınlar ticaret unsuru olarak
kullanıldığı gibi istihbarat servisleri tarafından siyasi ve
politik araç olarak da kullanılmıştır. Çin, Orta Asya’daki
devletleri yıkmak için güzel kızlarını kullanmıştır. Kadınları
istihbarat ve politik araç olarak kullanan belli başlı güçler
vardır. KGB bunu zamanında etkili bir şekilde kullanmıştır. Mossad
yoğun olarak kullanıyor. İran istihbarat birimleri kadını
kullanıyor. Buna göre tedbirlerin alınması lazım. İstihbarat
birimleri son zamanlarda erkekleri de kadınlara karşı kullanmaya
başladı.” diye konuştu.
"İSTİHBARAT SERVİSLERİ GÜZELLİK SALONLARINI KULLANIR"
İstihbarat servislerinin kullandığı enstrümanlardan haberdar
olunamayacağına dikkat çeken Akpınar, şöyle devam etti: “Filmlerde
gördüğümüz ajan tipi gözlük takan kişilerin istihbaratçı olduğunu
zannederiz. Ama güzellik salonları, saunalar, mankenlik ajansları
gibi yerlerin bir arkasında servislerin olduğunu söyleyebiliriz.
Son zamanlarda ne o kullanılan kadınlar ne de o tuzağa düşen
insanlar kendisinin sadece bir güzellik salonuna gittiğini düşünür.
Saunaya gittiğini düşünür. Onun bir arkasında saunadan görüntü alan
servisin olduğunu, arşiv oluşturduğunu ve daha sonra karşısına
çıkacağını bilmez. Bazen de özellikle üst düzey siyasetçi ve bilim
adamları tesadüf olarak karşılaşabilir. Mesela TÜBİTAK’ta çalışan
bir bilim adamının peşine bir kadın takıp arkasından
kovalamayabilir. Çok tabi bir halde tabii bir ortamda tuzağa düşen
kişi olayların tabii geliştiğini zanneder. Bunun en çarpıcı
örneklerinden biri İsrail’in nükleer bilgileriyle ilgili dış
dünyaya bunla ilgili talimat veren Yahudi Mordahan Vanunu isimli
kişi. Bu İsrail’in gizli bir şekilde silah üretmesinden rahatsız
olunca bilgileri paylaşır. Mossad, Paris’te bir otelde tamamen
tesadüf eseri karşılaşmış cazip bir kadınla beraber olur ve o kadın
onu İsrail’e teslim eder. Önemli iş yapan insanlar sır taşıyan
kişilerin tedbirli olmaları gerekir. Beklenmedik bir anda tuzağa
düşürülebilir. Bu işler en fazla İran’da yapılır. Güçlü bir
ülkedir.”
Toplumsal doku olarak Türkiye’nin İran’dan daha sağlam olduğunu
söyleyen Akpınar, “Bir kısım verileri karşılaştırdığınızda Türkiye
laik bir cumhuriyet olmasına rağmen İran’a göre fuhuş, ahlaksızlık,
alkol uyuşturucu gibi şeylerde laik bir Türkiye şeriatla idare
edilen İslamcı bir İran’dan daha sağlamdır.” ifadelerini kullandı.
CİHAN
Yorumlar