'Arkadaşlar yorgunluktan yatağa çıkıp üstlerini bile örtemiyorlardı'
Afyonkarahisar’da geçen yıl 5 Eylül’de meydana gelen ve 25 askerin şehit olduğu, 8'i asker 11 kişinin yaralandığı mühimmat deposu patlamasına ilişkin davanın duruşmasına, öğleden sonra devam edildi.
Afyonkarahisar’da geçen yıl 5 Eylül’de meydana gelen ve 25
askerin şehit olduğu, 8'i asker 11 kişinin yaralandığı mühimmat
deposu patlamasına ilişkin davanın duruşmasına, öğleden sonra devam
edildi.
Mahkemede, patlamada yaralı olarak kurtulan 27 yaşındaki 347. Dönem
Er Fethi Tuna tanık olarak dinlendi. 1 Eylül 2012’de birliğe teslim
olduklarını aktaran Tuna, nizamiyeye giriş yaptıklarında burada
görevli askerlerin kendilerine ‘Cehenneme hoşgeldiniz’ diye
karşıladığını anlattı. Geldiklerinde herkesin ağzında bir denetleme
lafı olduğunu belirten Tuna, nizamiye güvenlik kameralarının ise
çalıştığını gördüğünü kaydetti. Tuna, “Nizamiye içerisinde bir
masanın üzerinde güvenlik kamerası monitörü vardı. Bu monitörde 4’e
bölünmüş alan vardı. İkisinde görüntü vardı, ikisi siyahtı. Çalışan
iki kamerada yerlerini bilmediğim görüntüler mevcuttu. Zaten burada
tadilat ve tamirat olduğu her halinden belliydi.” dedi.
"YORGUNLUKTAN YATAĞA ÇIKIP ÜSTLERİNİ BİLE ÖRTEMİYORLARDI"
Çantaları bırakır bırakmaz hemen çalışmaya başladıklarını,
dolapları ve ranzalarını taşıdıklarını anlatan Tuna, şöyle dedi:
“Sabah kalktığımızda mühimmat depolarının oraya gittik ve ot
temizliği yaptık. Ben astım hastası olduğum için raporum vardı. Bu
yüzden mühimmat depolarında çalışmıyordum, bölükteydim.
Arkadaşlarım gece saatlerine kadar çalışıyorlardı. Bölüğe
geldiklerinde yorgunluktan yatağa çıkıp üstlerini bile örtemeyecek
kadar yorgunlardı. Bu kadar yorgunluğun üzerine sabah ezanı ile
birlikte spor yapmaya gidiyorduk.” Olay gününde sabah 21.00
sıralarında deponun önünde çalışırken, içerisinde bile sıkışıklık
olduğunu söylendiğini dile getiren Tuna, “Biz de işi bıraktık. Ben
dinlenmek için deponun önünde duran kamyonun yanından yürüdüğüm
sırada ilk patlama oldu. Bu sırada 30-35 metre uçtum ve panikle
koşmaya başladım. Tel örgülere çarptığım sırada ikinci ve büyük
patlama oldu. Köye ulaşırken, yoldan birisi beni alarak ambulansa
götürdü.” dedi.
"BAKIMSIZ PİS REVİRDE TUTUP, TEDAVİMİ BİLE YAPMADILAR"
Daha sonra Afyon Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını anlatan Tuna,
şöyle devam etti: “Olay sonrası ambulansla hastaneye getirildiğimde
askeri istihbarattan olduğunu tahmin ettiğim sivil biri gelerek
kazanın nasıl olduğunu sordu. Benim dikkatimi çeken, olaydan sonra
gelerek kaza diye nitelendirmesini çok ilginç karşıladım. Hastanede
kaldığım sırada ilk ziyaretime gelen Tuncay Üsteğmen'di. Bana
geçmiş olsun dileğinde bulundu. Sonra Veysel Albay geldi, benimle
görüşmek istedi ama görüştürmediler. Hastanede 2-3 gün kaldıktan
sonra garnizon komutanlığının revirine götürüldüm. Revirde bir
hafta kadar kaldım. Revir bakımsızlık ve pislik içerisindeydi.
Ayağımda rahatsızlık olmasına rağmen burada bana tedavi
uygulanmadı. Bu esnada revirin kapısında nöbetçi askerler
bekletildi.”
"HASTANE ÇIKIŞI KİMSEYE KONUŞMAMAM İÇİN KAĞIT İMZALATTILAR"
Bir süre sonra da Kütahya Devlet Hastanesi’ne sevk edildiklerinin
altını çizen Tuna, burada bir gün kaldıktan sonra taburcu
edildiğini vurguladı. Tuna, o gün yaşadıklarını şöyle aktardı:
“Hastane çıkışında, isminin Gürkan olduğunu bildiğim bir komutan
elime bir kağıt uzatarak, bunu imzalamamı istedi. Bunun formalite
olduğunu söyledi. Kağıtta haber kanallarına, basına ve başka
kimseye açıklama yapmamam gerektiği yazılıydı. Ben de imzaladım ve
kağıdı verdim. Daha sonra hava değişimi için memleketime
gittim.”
"KÖPEK BAKIM KOMUTANINA BİLE MÜHİMMAT TAŞITMIŞLAR"
Asker Tuna, mühimmat taşıması sırasında yaşanan ilginç bir olayı da
mahkemeye anlattı. Birliğin köpek eğitiminden sorumlu Hüseyin
Apaydın isimli komutanın bile mühimmat taşıma işinde
görevlendirildiğini belirtti. Tuna, Apaydın ile arasında geçen
diyaloğu şöyle aktardı: “Apaydın komutan ile mühimmat deposunun
önünde oturuyorduk. Bana ‘köpek eğitmeniyim, mühimmatçı değil. Ama
bakın beni bile buraya mühimmat taşımaya getirdiler. Ben bu işten
anlamam ama beni bile gelip burada çalışıyorum.”
CİHAN
Yorumlar