Üstün: Yabancı düşmanlığı ve ırkçılık fikri, İslam karşıtlığına dönüştü
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Avrupa'Da yabancılara yönelik nefreti ve bunun sonucu olan eylemleri ortadan kaldıracak projelerin hayata geçirilemediğini, kurumların halen yeterli duyarlılığa erişemediğini söyledi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer
Üstün, Avrupa'Da yabancılara yönelik nefreti ve bunun sonucu olan
eylemleri ortadan kaldıracak projelerin hayata geçirilemediğini,
kurumların halen yeterli duyarlılığa erişemediğini söyledi. Üstün,
"Yabancı düşmanlığı ve ırkçılık fikri, İslam karşıtlığına dönüştü."
dedi.
Meclis'te, 'Avrupa'da Türkiye kökenlerine yönelik ırkçı saldırılar
raporu'nu açıklamak için basın toplantısı düzenleyen TBMM İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Temmuz
2011'de Norveç'te toplam 77 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalı ve
silahlı saldırının arka planında İslam karşıtlığı, ırkçılık ve
yabancı düşmanlığı fikrinin olduğunun ortaya çıkması üzerine,
Komisyon Başkanlığı'nca, Avrupa genelinde yabancı düşmanlığı ve
ırkçılık içeren tutumlar, uygulamalar ve mevzuat değişiklikleri
hakkında izleme yapmak üzere 'Avrupa'da ırkçılık ve yabancı
düşmanlığı' başlıklı bir izleme dosyası açıldığını hatırlattı.
Komisyon'un, bu kapsamda ilk çalışmasını, Almanya'da neo-Nazilerce
2000 ilâ 2006 yılları arasında ırkçı saikle işlenen seri cinayetler
üzerine başlattığını dile getiren Üstün, 21-24 Şubat 2012
tarihlerinde Almanya'da (Berlin) çeşitli temaslarda bulunduğunu ve
konuya ilişkin bir rapor hazırlayarak kamuoyuyla paylaştığını
söyledi.
Yine, cinayetler hakkında 6 Mayıs 2013 tarihinde Münih'te görülen
ilk dava Komisyonca kurulan bir heyet tarafından izlendiğini dile
getiren Üstün, Komisyon Başkanlığı'nın Almanya'daki çalışmaya ek
olarak, Avrupa'da Türkiye kökenlilere yönelik ırkçı motifli
eylemler hakkında bir izleme yapmaya başladığını ve 2012 yılına
ilişkin elde edilen verilerin, istatistik çalışması ve kısa bir
analiz olarak kamuoyuyla paylaşıldığını vurguladı.
Irkçı ve yabancı düşmanlığı içeren eylemlere yönelik çalışmanın
2013 yılına ait verileri ve değerlendirmesinin bu raporla
sunulduğunu anlatan Üstün, "Ancak bilinmesi gerekir ki, yapılan
çalışma Avrupa'da Türklere yönelik eylemlerin tümünü kesin
rakamlarla açıklamakta yeterli olmayıp, yalnızca komisyona iletilen
veya komisyonumuzca tespit edilen eylemleri içermektedir. Oysa
eylemlere maruz kalanların korkudan, ihmalden veya gerek görmeden
dolayı bildirilmedikleri çok daha fazla ırkçı ve yabancı düşmanlığı
saikiyle işlenen eylemin meydana geldiği tahmin edilmektedir."
dedi.
2013 yılı boyunca ırkçı ve yabancı düşmanlığı motifli eylemlerin
ülkelere ve eylemin çeşidine göre dağılımı şu şekilde: Almanya
saldırı 9; kundaklama 11; tehdit 7; diğer 11. Avusturya saldırı 2;
diğer 1. Belçika diğer 5; Bulgaristan saldırı 5; kundaklama 1;
diğer 3. Fransa saldırı 2; diğer 1. Hollanda 1 saldırı, kundaklama
3; diğer 2. İngiltere saldırı 3. İsviçre 1 saldırı. Rusya 1
saldırı. Ukrayna diğer 1.
2013 yılı içerisinde 10 Avrupa ülkesinde Türklere karşı
gerçekleştirildiği tespit edilen ırkçı ve yabancı düşmanlığı
motifli eylem sayısının 70 olduğunu belirten Üstün, eylemlerin
yarısından çoğunun Almanya'da gerçekleştiğini; Almanya'yı, bu
ülkeye kıyasla daha az eylemle, Bulgaristan, Hollanda, İngiltere ve
diğer ülkelerin takip ettiğini kaydetti.
Eylemlerin, en sık eylem yöntemleri olan saldırı, kundaklama ve
tehdit mektubu olarak kayıt altına alındığını dile getiren Üstün,
şöyle devam etti: Bunlar dışındaki eylemler diğer olarak
kaydedilmiştir. İki veya daha fazla eylem türünü içeren olaylar ise
sadece bir eylem türüne göre kaydedilmiştir. Saldırı olayları
dayak, sözlü olarak küfür ve hakaret, cami, dernek ve iş yerlerini
taşlama, camlarını kırma, Müslüman mezarlıklarını tahrip etme, iş
yerlerini basarak iş yeri sahipleri ile çalışanlarını darp etme,
evleri basarak aileleri darp ve tehdit etme ve benzeri biçimlerde
meydana gelmiştir. Kundaklama olayları, patlayıcı madde
yerleştirme, ev, cami ve iş yerlerine yanıcı madde atma, yangın
çıkarma veya yangın girişiminde bulunma gibi olayları içermektedir.
Tehdit türü eylemler evlerin, derneklerin, camilerin ve iş
yerlerinin posta kutusuna dini ve milli değerlere hakaret içeren
mesajlar ve mektuplar bırakma, mektup yoluyla ölümle tehdit,
duvarlara tehdit içerikli yazılar yazma, ev ve iş yerlerini basarak
kişileri ülkeyi terk etmeleri için tehdit etme gibi biçimlerde
meydana gelmiştir. Diğer olaylarsa mesken, iş yeri, cami ve
derneklere domuz başı atma, duvarlara gamalı haç, küfür ve hakaret
içerikli yazı ve işaretleri çizme ve benzeri eylemleri
içermektedir. 2013 yılında işlenen ırkçı ve yabancı düşmanlığı
saikli eylemler daha ziyade saldırı olarak gerçekleşmiştir.
Kişilere, dini sembollere veya meskenlere yönelik saldırıların yanı
sıra, cami ve derneklerin duvarlarına/camlarına gamalı haç çizmek,
küfür ve hakaret içerikli yazı ve işaretleri yazmak kayıtlara en
çok giren eylemler olmuştur."
Irkçılık ve yabancı düşmanlığı saikiyle gerçekleştirilen eylemlerin
bazı ülkelerde düşük bazılarında ise yüksek seviyelerde devam
edegeldiğine dikkat çeken Üstün, "Görülmektedir ki, yabancılara
yönelik nefreti ve bunun sonucu olan eylemleri ortadan kaldıracak
projeler hayata geçirilememekte, kurumlar halen yeterli duyarlılığa
erişememektedirler. Yabancı düşmanlığı ve ırkçı düşüncenin devam
etmekte olduğunu, aşırı sağcı siyasi partilerin oy oranlarının
yüksek seviyelerde olması, liberal partilerin dahi yabancı karşıtı
söylemleri, iş piyasasında ayrımcılık, Hollanda'daki örnekte olduğu
gibi yargılamalarda bile 'kültürel nedenlerle' ayrımcılık
yapılması, eğitim-öğretimde yabancı kökenlilere önyargıyla
bakılması gibi hususlarda da açıkça görebilmekteyiz. Ortaya çıkan
diğer mesele ise yabancı düşmanlığı ve ırkçılık fikrinin İslam
karşıtlığına dönüşmüş olmasıdır. Eylemlerden de anlaşıldığı üzere,
konut, işyeri ve camilere yapılan saldırılarda İslamiyet'e
hakaretler ön plana çıkmaktadır. Kişiler dahi ırki nedenden ziyade
Müslüman oldukları için saldırıya uğramaya başlamışlardır. İslam
dini düşman olarak hedef tahtasına konulmuş, hoşgörü ve tahammül
akıl ve vicdanlardan silinmeye başlamıştır. Öyle ki yüzyıllardır
Müslümanlarla yaşayan toplumlar da dahi camilere, din görevlilerine
ve Müslüman mezarlıklarına yönelik saldırılar yapılmaktadır.
Sonuçta, ortaya çıkan tüm bu manzaranın Avrupa ülkeleri için
ürpertici olması beklenmektedir. Kaybolmak bilmeyen, aksine evrim
geçiren yabancı düşmanlığı ve ırkçılık düşüncesinin üzerine
topyekun gidilmeden bu nefretin bitirilmesi mümkün görünmemektedir.
Komisyonumuz önceki yıllarda olduğu gibi yabancı düşmanlığı ve
ırkçı saikli eylemleri izlemeye ve raporlamaya devam edecektir."
şeklinde konuştu.
Üstün, Sincan Çocuk Cezaevi'nde gardiyanlardan gördükleri işkenceyi
ailelerine ve avukatlarına anlatan 8 çocuğun sürgün edildiği
iddialarıyla ilgili alt komisyonun bugün olayı incelemeye
gideceğini açıkladı.
CİHAN
Yorumlar