Mustafa Kamalak: Bu zalim sistemin alternatifiyiz

SP lideri Mustafa Kamalak, şehirlere dikilen devasa AVM’lerde gencecik çocukların emeğinin sömürüldüğünü, banka patronları kar rekoru kırarken, işçilerin asgari ücrete mahkum edildiğini, tarım ürünlerine verilen düşük ücretlerin...

Google Haberlere Abone ol
Mustafa Kamalak: Bu zalim sistemin alternatifiyiz

SP lideri Mustafa Kamalak, şehirlere dikilen devasa AVM’lerde gencecik çocukların emeğinin sömürüldüğünü, banka patronları kar rekoru kırarken, işçilerin asgari ücrete mahkum edildiğini, tarım ürünlerine verilen düşük ücretlerin çiftçiyi şehrin varoşlarına mahkum ettiğini belirtti. Kamalak, "Huzurlarınızda bir kez daha haykırıyorum; Saadet Partisi, partilerin değil, bu zalim sistemin alternatifidir. Bu bozuk düzenin alternatifidir.” dedi.

Saadet Partisi (SP) 5. Olagan Büyük Kongresi, Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştiriliyor. SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak “Bu görev hayatımın en onurlu ve en şerefli görevidir.” ifadesini kullandı. Konuşmasında Türkiye'de yaşanan ekonomik sorunlara değinen Kamalak, şunları söyledi: “Şehirlere dikilen devasa AVM’ler ekonomik gelişmişliğin değil, olsa olsa küresel sömürünün bir göstergesi olabilir. Şunu asla unutmamalıyız; Yesrib’i Medine yapan, üzerindeki binalar değil, içindeki değerlerdi. Bugün o pırıltılı AVM’lerin içinde gencecik çocukların emeği sömürülüyorsa, karın tokluğuna çalıştırılıyorsa bu bir zulümdür. İnsanı değil binayı, fazileti değil rekabeti, paylaşmayı değil sömürüyü esas alan bütün düzenler zalimdir. '30 dakikada eve teslim pizza' taahhüt ederken, 30 dakikada aynı eve ambulans gönderemeyen bir düzen zalimdir. Banka patronları kar rekoru kırarken, işçileri asgari ücrete mahkum eden bir düzen zalimdir. AVM’lerle övünürken, ayakkabı alamadığı için aynı AVM’nin içinde canına kıyan genci görmeyen düzen zalimdir. Açlık sınırı bin 200 lira iken, asgari ücreti 846 lira olarak ilan eden bir düzen zalimdir. Fındığı, pancarı, tütünü para etmediği için çiftçiyi, yaşadığı toprağı terk etmek zorunda bırakan ve şehrin varoşlarına mahkum eden bir düzen zalimdir. İnsanımızı bir kredi kartının borcunu başka bir kredi kartı ile ödemeye mecbur eden bir düzen zalimdir. Huzurlarınızda bir kez daha haykırıyorum; Saadet Partisi, partilerin değil, bu zalim sistemin alternatifidir. Bu bozuk düzenin alternatifidir. Biz bu düzene bekçi olmaya değil, bu düzenin yerine adil bir düzen kurmaya geliyoruz.”

Kendi mücadelelerinin “Onlar başbakan oldu, biz de olalım mücadelesi değil” diyen Kamalak, "Bizim mücadelemiz, 'Onlar ihale aldılar biz de alalım' mücadelesi değildir. 'Onlar yalılara, yatlara taşındılar, biz de taşınalım' mücadelesi değildir. Biz, eksi 20 derecede motosikletinin üzerinde pizza yetiştirmeye çalışan çocuğun hakkını arıyoruz. Merhametine sığınacak bir vicdan bulamadığı için Boğaz Köprüsü'nden atlayarak intihar eden on dokuzundaki genç kızın hakkını arıyoruz. Eli nasırlı, yüreği hüzünlü çiftçinin hakkını arıyoruz. AVM şantiyelerindeki çadırlarda yanarak can veren işçilerin hakkını arıyoruz. Gün yüzü görmeyen maden işçilerinin hakkını arıyoruz. İstanbul’un karanlık sokaklarında koyun koyuna yatan sokak çocuklarının hakkını arıyoruz. Sigorta primi asgari ücretten yattığı için açlığa mahkûm edilen emeklinin hakkını arıyoruz. Gökdelen inşaatlarına kurban edilen çayırın, çimenin, toprağın, karıncanın hakkını arıyoruz karıncanın. Evet karıncanın hakkını arıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Konuşmasının son kısmında kendinden bahseden Kamalak şöyle devam etti: “Ben bu ülkenin milyonlarca evladı gibi kerpiç bir evde doğdum. Milyonlarca evladı gibi tarhana çorbasına kaşık salladım. Gün geldi dağlarda davar güttüm. Gün geldi Çukurova’da çeltik ektim ekin biçtim. Anadolu’nun kavruk elli, münbit yürekli analarıyla pamuk topladım, pancar söktüm. Kışın okul paramı çıkarabilmek için yazın inşaatlarda çalıştım. Varlığı da yokluğu da, hüznü de, sevinci de gördüm. Üniversite hocalığı yaptım. Binlerce öğrenci yetiştirdim. Milletvekilliği yaptım. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin en itibarlı komisyonlarında görev aldım. Peki şimdi bunları niye söylüyorum. İşte o Mustafa Kamalak Cenab-ı Allah’ın takdiri ve sizlerin teveccühüyle bundan 3 yıl önce Saadet Partisi Genel Başkanlığı’na getirildi. Bütün samimiyetimle söylüyorum, bu görev hayatımın en onurlu ve en şerefli görevidir. Bu süreçte elbette eksikliklerim olmuş olabilir. Kusurlarım olmuş olabilir. Ama Cenab-ı Allah şahidimdir ki, takatim yettiğince koşmaya çalıştım. Gücüm yettiğince düzeltmeye, dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Davamıza hizmet etmeye çalıştım. Bizler öyle büyük bir davanın mensuplarıyız ki, hiç kimse bu davaya şeref ve paye katamaz. Hocamızın dediği gibi; 'Ancak bu davanın içinde yer alan şeref bulur.' O yüzden bu davada çaycısından, bekçisine, il başkanından genel başkanına herkes aynı şeref ve payeye sahiptir. Eğer bir gün bana derseniz ki; 'Ey Mustafa Kamalak, sen bundan sonra bu davanın kapısında bekçi olarak duracaksın.' Eğer zerre kadar tereddüt edersem namerdim. Aynı samimiyet, aynı aşk ve aynı heyecanla o kapıyı beklerim. Çünkü bu kapıdan daha hayırlı bir kapı yoktur. Bu kapıdan başka kurtuluş kapısı yoktur. Hiç şüphe yok ki, Allah sadıklarla beraberdir.”

Kamalak, kongreye gelen bazı izleyicilere partide bulunan bazı isimlere tepki gösterilmesine tepki gösterdi. “Başkaları gibi çekip gitmedilerse suç mu?” işlediler diye sordu. CİHAN

Yorumlar