MHP Lideri Bahçeli: Başbakan'ın televizyonlardaki üslubu gittikçe çirkinleşiyor
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'deki yolsuzluk ve rüşvet sorgulamasının üstünü örtmek için yolsuzluk ve rüşvet sorgulamasından hiç bahsetmediğini söyledi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'deki yolsuzluk ve rüşvet
sorgulamasının üstünü örtmek için yolsuzluk ve rüşvet
sorgulamasından hiç bahsetmediğini söyledi. Başbakan'ın
televizyonlardaki üslubunun gittikçe çirkinleştiğini belirten
Bahçeli, "Herkese hakaret ediyor. Böyle bir davranışla aklınca
üstünü örttüğünü zannediyor." dedi.
Ferizli ve Söğütlü ilçelerindeki
programının ardından Adapazarı ilçesine gelen MHP Lideri Bahçeli,
Yeni Cami Kavşağı'nda vatandaşlara hitap etti. Konuşmasında
Başbakan Erdoğan'a yüklenen Bahçeli, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin
kendisini tanımlarken daha farklı anlatımlara müracaat ettiğini
dile getirerek "Kendileri hatırlıyorsunuz Milli Görüş çizgisinden
gelen şahsiyetlerin oluşturduğu bir siyasi partidir. Ancak belli
bir dönem sonra Milli Görüş gömleğini çıkarttığını ifade etmiştir.
Bu tabi kendisinin geldiği yeri red anlamına taşır. 'Peki öyleyse
siz nesiniz?' diye sorduğunuzda doğru dürüst bir tanımda
getirememişlerdir. 'Demokrat muhafazakar anlayışa sahibiz'
demişlerdir ama çıkan tişörtün yerine giydiği gömlek önünde ABD,
arkasında Avrupa Birliği yazıyor. Dolayısıyla vadettiklerini yerine
getirmede artık tıkanma, vazgeçme, veya kırılmaları ortaya koymaya
başlamışlardır." dedi.
"Medya etrafınızda fırıl fırıl dönüyor"
diyen Bahçeli, şunları kaydetti; "Ne dersen onu yapıyor. Neyi
konuşturmak istemiyorsan bir alon yeter diyorlar. Medya gücünü de
yanına alınca yasama, yürütme, kuvvetler ayrılığının 2 erki. Bir de
yanına medyayı dahil ettiğiniz vakit güç çılgını olmamak mümkün
değil. Sabahtan akşama kadar medya Recep Tayyip Erdoğan diyor.
Böyle tek yanlı bir propaganda, tek yanlı vatandaşı şartlandırma,
tek yanlı Recep Tayyip Erdoğan'ı düşündürme. Yargıyı ele geçirme,
yargıyı kuşatma, yargıyı siyasallaştırma, yargıyı AKP'leştirme ve
böylelikle kendisiyle ilgili her hangi bir soruşturma açılırsa
koruyucusu olan bir yargıyı, her hangi birisini ortadan kaldırmayı
rakip olmayı veyahutta ülkede varlığını silmeyi düşünüyorsa yargıyı
kullanmayı tercih ediyor. İşte Silivri'den tutun Balyoz'a kadar ne
kadar mahkeme açılmışsa sebebi budur."
"BİR KARIŞ TOPRAĞI, BİR İNSANIMIZI KİMSEYE
TESLİM ETMEYİZ"
Ülkede 40 yıldan bu yana bölücü terörün
bulunduğunu anlatan Bahçeli, "Bu bölücü terörün üstünü örtmek için
bin yıllık kardeşliğimizi istismar ederek 'bölücü terör yerine Kürt
sorunu var' diye ifade edilmektedir. Bunu hızlandırmak, kaşımak
açısından durup dururken 'bu ülkede 36 etnik grup vardır' deniyor.
İşte şimdi PKK denen İmralı canisinin Oslo'dan tutun İmralı'ya
kadar, İmralı'dan Kandil'e kadar uzanan yolunda etnik unsurlarla,
mezhep temelli çatışmalarla Türkiye'yi karma karışık bir hale
getirdiler. Bunun adına demokrasi dediler, bunun adına insan
hakları dediler, bunun adına özgürlükler dediler. Demokratik açılım
zırvasıyla Türkiye'yi bölünmenin eşiğine getirdiler. Şimdi de 2014
yılında özerklik yılı ilan etmeye kalkıyorlar. Diyarbakır'daki
pankartlar, sloganlar hep bunun üzerine. Özerklik Suriye'de oldu.
PKK'nın uzantısı PYD Suriye'de Batı Kürdistan özerk yönetimini 3
kant olarak kurdu. Şimdi de Türkiye'de 15 ili kastederek bir kuzey
Kürdistan özerklik yönetimini oluşturmaya çalışıyorlar. Türkiye
Suriye değildir. Türkiye Mısır değildir. Bir karış toprağı kimseye
vermeyiz. Bir insanımızı kimseye teslim etmeyiz. Biz 76 milyonuz.
Bin yıllık kardeşlikle birbirimize sahiplenmemiz lazım." uyarısında
bulundu.
BAŞBAKAN HERKESE HAKARET EDİYOR
Türkiye'nin en önemli meselelerinden
birinin de asayişsizlik olduğunu belirten Devlet Bahçeli,
Türkiye'de her gün cinayetlerin işlendiğini söyledi. Her gün cinnet
getiren insanların ailesini katlettiğini kaydeden MHP Lideri,
şunları ifade etti: "Türkiye'de her gün kadına şiddet artıyor.
Evlerde huzur kalmıyor. Küçücük meseleler kavgalara, büyük kavgalar
cinayetlere kadar ulaşıyor. Şimdi buna benzer olaylar varken bir 17
Aralık 2013 günü bir yolsuzluk ve rüşvet olayının patlamasına şahit
oluyoruz. O günden bugüne kadar tam 68 gün geçti. Recep Tayyip
Erdoğan kadına şiddet yönünde cümle sarf etmiyor. Cinnet getiren
insanlarla ilgili olarak sosyal psikolojik tedbirler almıyor.
Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları susmuş. İlgililerin hiç
birisi bu manada durmuyor. Türkiye kan gölüne dönüyor. Farkında
olmadan. Geceleri büyük şehirlerin sokaklarında molotof kokteyliler
içerisinde insanlar olduğu arabaları bombalıyor. Recep Tayyip
Erdoğan'dan ses yok ama 68 günden bu yana diline doladığı bir konu
var. Türkiye'deki yolsuzluk ve rüşvet sorgulamasının üstünü örtmek
için yolsuzluklar rüşvet sorgulamasından hiç bahsetmiyor. Ama
karşılığında 'bana diyor komplo yapılıyor. Bana diyor tuzaklar
kuruluyor' 'Bize iktidarımıza karşı olanlar hep hainlerdir. Bunlar
iç ve dış unsurların devamıdır. İşbirlikçileridir' diye milleti
suçlamadan, milleti azarlamadan bir gün geçirmiyor.
Televizyonlardaki üslubu gittikçe çirkinleşiyor. Herkese hakaret
ediyor. Böyle bir davranışla aklınca üstünü örttüğünü
zannediyor."
"MİLLİ EĞİTİM'DE KİM ÇALIŞIYORSA DAĞITIP
YENİDEN İNŞAA EDECEK"
17 Aralık'ta bir savcının kolluk
kuvvetleriyle beraber bazı evlere baskın yaptığını hatırlatan
Bahçeli, "41 kişiyi tutukladı. Bu 41 kişinin içerisinde belediye
başkanı var, kardeşi var. 4 bakan çocukları var. İran'dan gelmiş 29
yaşında bir uşak var. Bazı iş adamları var. Peki bunlar ne kabahat
işledi ki sabahleyin evlerine girdiler. Kamu ihalelerinde fesatlık
var. Belediyelerin imar projeleri üzerinde hile var. Kara para
aklama var. Yolsuzluk ve rüşvet var ve altın kaçakçılığı var.
Onlarla işbirliği var. 17 Aralık'ta bu kamuoyuna duyurulur
duyurulmaz Recep Tayyip Erdoğan Bey'de bir panik başladı. Böyle bir
panik üzerinde her türlü davranışı daha da sertleştirdi. Savcıları
kıymaya, kolluk kuvvetlerini dağıtmaya, şuana kadar 8 bin polis
kardeşimiz yer değiştirmiş. Yüzlerce savcı kıyıma uğramış. 28 tane
vali yer değiştirmiş. Bazıları merkeze alınmış. Öğretmen atamaları
henüz daha yapılmamış 30 bine yakın. Fakat Milli Eğitim
Bakanlığı'nda bir değişiklik yapmak suretiyle müsteşar hariç Milli
Eğitim'de kim çalışıyorsa dağıtıp yeniden inşaa edecek. Onun içinde
kırmızı, yeşil bilmem ne renklerle fişlemeler yapmış. Yani aklınca
Türkiye'de bir paralel devlet var da bunların birini temizliyor.
Peki o paralel devlet bunları yapmışsa birisi. Sen de mevcut ikinci
paralel devlet olarak yolsuzluğun ta kendisi olmuşsun. Öyleyse
gerçek develete ihtiyaç var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bütün
unsurlarıyla sahiplenmek korumak lazım. Bunları paraleldi, çiftti,
beşdi diye parçalamaya kimsenin hakkı yok." dedi.
GENÇLERE UYARIDA BULUNDU: SOKAKLARDAN UZAK
KALIN
Gençlere sokaklardan uzak kalmaları
konusunda çağrıda bulunan Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle
tamamladı; "Aklınızı kullanıp sandıkta yumruğunuzu vuracağınız
yerde sokaklarda yumruk vurma hevesine kapılmayınız. Sokaklar
karanlıktır. Sokaklar kanlıdır. Sokaklar tehlikelidir. Sokaklarda
kim kimdir belli değildir. Öyleyse sokakta olmayınız. Olacağınız
yer ailenizle beraber yuvanızda olun. Yeri geldiğinde de ilk defa
oy kullanıyorsan şerefinle kullan. İlk defa görev almak istiyorsan
bütün partiler seni kucaklamaya hazır. Yeter ki sokaktan uzak
kal."
Devlet Bahçeli, konuşmasının ardından
Sapanca'da partisinin seçim bürosunun açılışına katıldı. Bahçeli,
Geyve, Akyazı ve Hendek ilçelerindeki programlarının ardından
Sakarya'dan ayrılacak. CİHAN
Yorumlar