Kürdistan Ekonomik Olarak Türkiye'den Ayrı
BDP Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı Gültan Kışanak ile 7 ilin merkez ve ilçe belediye başkan adayları katıldı.
BDP Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı Gültan Kışanak,
'Öz yönetimle, özgür kimliğe' modelinin bir slogan olmadığını
belirterek, öz yönetimin halkın doğrudan kendi kendini yönetme
iddiası olduğunu savundu. "Kürdistan, ekonomik
olarak Türkiye'den ayrılmış" diyen Kışanak, Türkiye'de kendileriyle
yarışacak bir siyasi parti ve hizmet modelinin olmadığını da iddia
etti.
BDP'nin Siyaset Akedemisi eğitim programı kapsamında
Diyarbakır Cigexhuin Kültür Merkezi'ndeki, 'Öz yönetimle, özgür
kimliğe' eğitim programına başlandı. Programa BDP Diyarbakır
Milletvekili Nursel Aydoğan, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı
Gültan Kışanak ile 7 ilin merkez ve ilçe belediye başkan adayları
katıldı.
"YEREL SEÇİMLERE, İKTİDARA TAŞIYAN MEKANİZME OLARAK GÖRÜLÜYOR"
3 gün sürecek eğitimin açılış konuşmasını yapan BDP Genel Başkan
Yardımcısı ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı Gültan
Kışanak, adaylara önerilerde bulundu. Öz yönetimle, özgür kimliğe
modelini anlatan Kışanak, Türkiye'de yerel yönetimlerin her zaman
siyasetin gölgesinde kaldığını belirterek, "Daha çok
iktidarcı, hireyarşik, lider odaklı, siyasal yaklaşım, yerel
yönetimleri de teslim almıştır aslında. Türkiye'de yerel yönetim
seçimleri mi yapılıyor, yoksa partilerin genel başkanları mı
yarışıyor? Çok fark edilmeyecek kadar aralarında bir fark yoktur.
Çünkü Türkiye'nin yerel siyasetinin, Türkiye genel siyaseti
içerisinde bir önemi ve kıymeti yoktu. Her zaman genel siyaset
merkezi, hükümet ve iktidar, yerel yönetimleri kendi gölgesinde
bırakmak, kendi değirmenine su taşıyan, kendisine yerel seçimlerde
iktidar olanakları açan bir mekanizma olarak bakıyorlar. 30 Mart
akşamı bu topraklarda ve coğrafyada demokratik siyasetin
gücü bir kez daha ortaya çıkacak ve tarihsel bir hamle yapılmış
olacak" dedi.
"ÖZ YÖNETİM HALKIN DOĞRUDAN KENDİ KENDİNİ YÖNETME İDDİASIDIR"
Öz yönetimin bir slogan olmadığını anlatan Kışanak, öz yönetimin;
halkın doğrudan kendi kendini yönetmesi olduğunu belirterek,
"Halkımızın yıllardır büyük bedeller ödeyerek, büyük acılar çekerek
bugünlere getirdiği bu mücadeleyi, yerel yönetimler olarak; öz
yönetimler olarak hayata geçirmek için kendimizi ortaya koyduk. Öz
yönetim bir slogan değildir. Biz bunu nasıl hayata geçeceğimizi ve
neler yapmamız gerektiğini burada 3 gün boyunca tartışacağız.
Birlikte de öz yönetim iddiasının gücünü açığa çıkaracağız. Öz
yönetim halkın doğrudan kendi kendisini yönetme iddiasıdır. Temsili
demokrasinin ortaya çıkardığı sorunları aşma gücüdür. Devletçi,
iktidarcı sistemlerin yerine, halkın kendi iktidarını kurduğu
yönetimlerdir. Merkezi hükümetlerin vesayetinden kurtulma
mücadelesidir" diye konuştu.
YEREL YÖNETİMLER HÜKÜMETİN VE DEVLETİN VESAYETİ ALTINDADIR"
Yerel yönetimlerin, merkezi hükümetin ve devletin vesayeti altında
olduğunu savunan Kışanak, belediyelerin mali özerkliğinin de
olmadığına dikkat çekerek, "Aslında yerel yönetimler merkezi
hükümetin, devletin vesayeti altındadır. Mali özerkliği yoktur, öz
gelirleri son derece sınırlıdır. Merkezi hükümetin gönderdiği payla
yetinmek zorundadır. Ayrıca büyük projeleri, merkezi hükümetin
planlamasına dahil edilemezse, hayata geçirme şansı da yoktur.
İdare olarak vesayet altındadır. Belediyenin idari yapılanmasını,
personel alımı da dahil olmak üzere, yerel yönetimin kendisi
yeterince şekillendirme şansına dahil değildir. Biz bütün bunlara
rağmen yerelde, kendi kentlerimizde, halkın öz yönetimini
kuracağız. Bu vesayetçi sisteme rağmen, merkezi hükümetin bu kadar
dayatmasına, hukuk sisteminin bu kadar anti demokratik olmasına
rağmen, biz halkın gücüyle kendi öz yönetimlerimizi kuracağız ve
bütün bu vesayet mekanizmalarını işlevsiz ve anlamsız kılmak için
elimizden gelen gayreti fazlasıyla ortaya koyacağız. Türkiye'de ne
yazık ki demokratikleşme ancak halkın özverili gücüyle mümkün
oluyor. Biz buradan halkımızın ihtiyaçlarını, beklentilerini,
kentin ihtiyaçlarını ve beklentilerini, önceliklerini ön plana ve
esas alan bir çalışma sistemi kurarsak, bunun önünde hiç bir
vesayet rejimi durmaz, bu iddiayla yola çıkmalıyız. Kararlarımızı
halkla birlikte almalıyız" diye konuştu.
"KÜRDİSTAN EKONOMİK OLARAK TÜRKİYE'DEN AYRILMIŞ"
Kamu kaynaklarının yanlış kullanılmasıyla birlikte, Doğu-Batı
arasındaki ekonomik farklılığa işaret eden Kışanak, şöyle
konuştu:
"Bugün Türkiye'nin bütününe baktığımızda Kürdistan aslında ekonomik
olarak Türkiye'den ayrılmış durumdadır. Eğer bölge arıyorsa Ankara,
öncelikle kendisine bakmalı. Şimdiye kadar kamu kaynaklarını nasıl
kullandılar? Bu ülkeyi nasıl böldüler? Kürdistan'ı nasıl en yoksul
iller durumuna getirdiler? Buna bakacaklar. Bizler siyasal olarak
çok büyük ayrımcılıklara uğradık. Dilimizi, kültürümüzü,
kimliğimizi yasakladılar, yok saydılar. İnanın ki bu topraklarda en
büyük ayrımcılık, ekonomik ayrımcılık olarak yaşandı. Türkiye'nin
batısıyla Kürdistan'ı neredeyse iki ayrı ülke kadar ekonomik
standartlarının birbirinden ayrı olduğunu biliyoruz. Şimdi bunu
tersine çevirmenin zamanı geldi. Biz biliyoruz ki görev yaptığımız
kentlerde akşam belki de bir sofra kuramayacak, çocuklarının önüne
bir tabak sıcak ekmek, yemek veremeyecek ailelerimiz var. Bunun
vicdani sorumluluğuyla hareket edeceğiz."
"BİZİMLE YARIŞACAK BİR PARTİ VE HİZMET MODELİ YOKTUR"
Türkiye'de kendileriyle yarışacak bir siyasi parti ve yerel yönetim
modeli olmadığını iddia eden Kışanak, "Biz kendi kendimizle
yarışacağız. Bunlarla kendimizi kıyaslamaya kalkışırsak inanılmaz
derecede zaten büyük başarılar var orada" diye konuştu.
Yorumlar