Kılıçdaroğlu'ndan Çiçek'e komisyon mektubu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni anayasa konusunda TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i ve her kesimi sorumluluk içinde hareket etmeye davet etti.

Google Haberlere Abone ol
Kılıçdaroğlu'ndan Çiçek'e komisyon mektubu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni anayasa konusunda TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i ve her kesimi sorumluluk içinde hareket etmeye davet etti. Çiçek’e yazılı yanıt gönderen Kılıçdaroğlu, "Gerek Başbakan’ın açıklamaları, gerek AKP yetkililerinin tutumları dikkate alındığında Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun varlığından rahatsızlık duydukları ve bir an önce sona erdirmek istedikleri anlaşılmaktadır. Üç yıllık bir çalışma birikimi ve özgürlükçü bir anayasa yapma fırsatının, iktidar partisinin günlük siyasal çıkarları ve kariyer planlaması uğruna heba edilmesi tabii ki kabul edilemez." ifadelerini kullandı.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e üç sayfalık bir mektup yazan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Çiçek'in 22.11.2013 tarih ve 151378 sayılı yazısına ilişkin, “Söz konusu yazıda, Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarında bir uzlaşma sağlanamayacağının anlaşılması nedeniyle komisyon başkanlığı görevini yürütmenizin yararı kalmadığı ifade edilmektedir. Ancak yaptığınız değerlendirmelerde, komisyondaki tıkanıklığın gerçek nedenlerine ise hiç değinilmemiştir." diye kaydetti.

Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun, TBMM’de grubu bulunan dört siyasi partinin ortak iradesiyle kurulduğunu, çalışma usullerinin 15 maddelik protokolde düzenlendiğini ve komisyonun nasıl sona ereceğinin de bu protokolde belirlendiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Buna göre, siyasi parti gruplarından birisi komisyondan çekilme iradesini açıkladığı ya da 3 toplantıya mazeretsiz olarak katılmadığı takdirde, komisyon münfesih hale gelecektir. Anayasa çalışmaları parlamenter sistem esasına göre başlamış ve komisyon çalışmaları bu çerçevede yürürken, AKP diğer üç siyasi partiden farklı olarak 'başkanlık sistemi' önerisi sunmuş, bu önerisini bir pazarlık unsuru olarak masada sürekli tutmuş ve bunu açıkça da ifade etmiştir. Başkanlık sistemi ısrarı, yasama ve yürütme bölümlerindeki müzakere ve mutabakatı engelleyen en önemli unsurlardan olmuştur." değerlendirmesinde bulundu.

"AKP, KİŞİSEL KARİYER PLANLAMA SÜRECİ OLARAK GÖRDÜ"

Kılıçdaroğlu, mektubuna şöyle devam etti: "Öte yandan, 'başkanlık sistemi olmazsa partili cumhurbaşkanlığı olsun' şeklindeki tartışmalarla AKP, süreci, özgürlükçü bir anayasa yapma süreci olarak değil, kişisel kariyer planlama süreci olarak gördüğünü ortaya koymuştur. Beklentisine ulaşamayacağını hissettiği andan itibaren de Uzlaşma Komisyonu'ndan rahatsızlığını ve masayı dağıtma niyetini hissettirmekten çekinmemiştir. Buna karşın, komisyon bugüne kadar yaptığı çalışmada 60 maddede tam mutabakat sağlayabilmiştir. Bu önemli bir aşamadır. Ancak, Sayın Başbakan’ın Komisyon çalışmalarına yönelik müdahaleci sözleri; özellikle yetkisi olmadığı halde çalışmalara süre koymaya ve Komisyona ömür biçmeye dönük ihtar üslubu içeren açıklamaları, çalışmaların güven içinde yürümesine önemli ölçüde zarar vermiştir. AKP grubu tarafından yaratılan bu güven dışı ortama rağmen çalışmalar devam ederken, TBMM Başkanının ani bir kararla çalışmaları sonlandırılmak istemesi, Komisyonu dağıtmak isteyen Başbakan ve AKP’nin omuzlarından yükü alma girişimi olarak algılanmıştır. Başbakan’ın 28 Kasım tarihli Grup Toplantısında, 'Meclis Başkanının Komisyonu feshettiğini' ifade etmesi karşısında Meclis Başkanının sessiz kalması da bu algıyı destekleyen bir tutum olmuştur."

Türkiye'nin özgürlükçü, demokratik bir anayasaya ihtiyacı olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, mektubunda şu görüşlere yer verdi: "Temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, tam demokrasinin sağlandığı, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin sadece bir sözden ibaret olmayıp kurumsal altyapısıyla birlikte tesis edildiği, üniter yapı içinde ulus devlet esası üzerinde şekillenen Cumhuriyet'in temel değerlerinin korunduğu, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucu rolünün vurgulandığı bir anayasanın uzlaşma içinde yapılmasına büyük önem veriyoruz. Bu nedenle bugüne kadar Başbakan’ın ve AKP’nin süreci tıkamaya, günlük siyasi manevra ve hesaplarına kurban etmeye ve bozmaya dönük tüm çabalarına karşın, çalışmaları sürdürmeye özen gösterdik. Bu çabayı bundan sonra da devam ettirme arzusundayız. Ancak TBMM Başkanının, Başbakan’ın Uzlaşma Komisyonu'nu dağıtma arzusunu gerçekleştiren bir misyonu üstlenmesini de uygun bulmuyoruz. Çalışmalara devam etmek istemeyen bir siyasi parti pekâlâ masadan ayrılabilir. Bu durumda imzalanan protokole göre komisyon dağılır. Siyasi sorumluluk komisyonu dağıtana ait olur. Gerek Başbakan’ın açıklamaları, gerek AKP yetkililerinin tutumları dikkate alındığında Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun varlığından rahatsızlık duydukları ve bir an önce sona erdirmek istedikleri anlaşılmaktadır. Üç yıllık bir çalışma birikimi ve özgürlükçü bir anayasa yapma fırsatının, iktidar partisinin günlük siyasal çıkarları ve kariyer planlaması uğruna heba edilmesi tabii ki kabul edilemez. Bu çerçevede çalışmaların amacına ulaşması için her kesimin sorumluluk içinde hareket etmesini bekliyoruz." CİHAN

Yorumlar