Kılıçdaroğlu: 2 villa için valiyi satan ülkede, hiç kimseye başbakan denmez

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir'de yaptığı konuşmada, “Sizin bir valiniz vardı.

Google Haberlere Abone ol
Kılıçdaroğlu: 2 villa için valiyi satan ülkede, hiç kimseye başbakan denmez

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir'de yaptığı konuşmada, “Sizin bir valiniz vardı. Urla’da çok güzel bir yerde koyda Erdoğan’ın yakınları villa yapmak istiyorlar. Vali, 'SİT alanıdır' diye yıkmak istiyor. Ne yaptı? 2 villaya, Vali’yi sattı. 2 villa için Vali’yi satan ülkede hiç kimseye başbakan denmez. Vali’yi pazarlayan adam denir.” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hizmete sunulan “Çamur Çürütme ve Kurutma Tesisi”nin açılışı için İzmir’e gelen Kılıçdaroğlu “temiz siyaset” çağrısı yaptı. 5 bini aşkın kişinin katıldığı törende konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kürsüye çıktığında kendisini ayakkabı kutusuyla selamlayan vatandaşlara, “Ayakkabı kutusunu gördüm. Ne olduğunu, çok iyi biliyorum.” dedi.
İzmir’de olmaktan büyük gurur duyduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “İzmir, Türkiye’nin aydınlık yüzü; sanayi kenti, çevre dostu, kültür, fuarlar kenti. Sadece Türkiye’nin değil Akdeniz’in incisi olan İzmir. İzmir’de devletin yaptığı yatırımlardan daha fazlasını İzmir Büyükşehir Belediyesi yaptı. Ankara ve İstanbul Büyükşehir belediyeleri metro yapamadılar. ‘Biz yapamıyoruz, bizim boyumuzu aşıyor’ dediler. İzmir Büyükşehir Belediyesi ise kendisi yapacağını ve kente hizmet vereceğini söyledi.” diye konuştu.

Çevrenin çok önemli olduğunu, Başkan Kocaoğlu’nun İzmirliler’in güzel bir çevrede yaşamasını istediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Sayın Kocaoğlu bu hedef için büyük yatırımlar yapıyor. Bu yatırımlardan gelir elde edip, İzmirliler’in hizmetine sunuyor. İzmir güzel kokuyor, çünkü güzel kent. Kokunun büyüğü, Ankara’dan geliyor. Ankara’ya giderseniz burnunuzu tıkayacaksınız.” şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, 30 Mart seçimlerinde bir gerçeğin altını çizeceklerini belirterek, “Türkiye’de temiz siyasetin yolunu, halka hesap veren siyasetin yolunu açmak zorundayız. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız beş altı yerd,e kent ormanı yaptı. Şimdi, yargılanıyor. Sayın Başkan, kalkıyorsun kent ormanı yapıyorsun. Halbuki ‘milyon Ali’ye verebilirdin. Köşeyi, dönebilirdin. İzmir’e gelen birisi var, biliyorsunuz. Milyon Ali, müteahhitler aracılığıyla İzmir’e parfüm dağıtıyor.” diye ifade etti.

17 Aralık operasyonu sırasında bir banka genel müdürünün evindeki ayakkabı kutusundan çıkan 4.5 milyon doları sormasına rağmen yanıt alamadığını belirten Kılıçdaroğlu şunları ifade etti: “Gerçekleri ben de, siz de biliyorsunuz. Gerçekleri dünyaya haykıracağız. Gerçeğin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. 17 Aralık’tan şu ana kadar, elli kez soru sordum. Bir tek soruya yanıt alamadım. Yine soruyorum: ayakkabı kutusunda 4.5 milyon dolar, bir banka genel müdürünün evinde ne arar? “Bize darbe yapıldı” diyor. Sana darbeyi kim yaptı? Sana darbe yapıldıysa, gel yanıma beraber, darbeye karşı çıkacağız. Çünkü, halkın iradesinin üstünde hiçbir irade kabul etmiyoruz. Ama sen, 4.5 milyon doların hesabını vermelisin.”


Urla’da SİT alanında Başbakan Erdoğan’ın yakınları için yapılan ve dönemin İzmir valisi tarafından yıkılmak istenen konutlara da değinen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi; “Sizin bir valiniz vardı. Urla’da çok güzel bir yerde koyda Erdoğan’ın yakınları villa yapmak istiyorlar. Vali, SİT alanıdır, diye yıkmak istiyor. Ne yaptı? 2 villaya, valiyi sattı. 2 villa için Vali’yi satan ülkede, hiç kimseye başbakan denmez. Valiyi pazarlayan adam denir.”
Başbakan Erdoğan’ın Fas’tan Gezi olayları sırasında özel bir televizyon kanalının yöneticisini aramasıyla ilgili de Kılıçdaroğlu, “Fas’tan telefon ediyor. ‘Bu sözler neden televizyon ekranında yazıyla yer alıyor’ diyor. Muhalefete, tahammül edemiyor. 30 Mart’ta sandığa gidip, kul hakkı yiyenlerden hesap soracağız. Temiz siyasetin yolunu açmak için, oyumuzu kullanacağız. Kadın erkek eşitliği, için oyumuzu kullanacağız” dedi.

30 Mart’ın demokrasi tarihi açısından çok önemli olacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle tamamladı; “30 Mart’ta çocuklarımızın geleceğini belirleyeceğiz. Demokrasimizin halkın güvencesi olduğunu kanıtlayacağız. Bana düşen görevi olabildiğince yapmaya çalışıyorum. Kadınlar, erkekler size düşen görevler var. Çocuklarımızın geleceği için hep beraber çalışacağız. Güzel İzmir’e salamlar. Güzel İzmir’e saygılar. Türkiye’nin gözü 30 Mart’ta İzmir ‘e kilitlenmiş durumda. İzmir’de daha yüksek, daha iyi oy bekliyoruz. Sesinizi tüm Türkiye ve dünya insanları duyacak.”

CİHAN

Yorumlar