Kamalak: Savcının beyanları doğru ise demokrasi adına korkunç bir olay

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Cumhuriyet Savcısı Zekeriye Öz’ün basın açıklamasında dile getirdiği ‘Başbakan’ın kendisine iki kişi gönderdiği’ iddiasının araştırılması gerektiğini söyledi.

Google Haberlere Abone ol
Kamalak: Savcının beyanları doğru ise demokrasi adına korkunç bir olay

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Cumhuriyet Savcısı Zekeriye Öz’ün basın açıklamasında dile getirdiği ‘Başbakan’ın kendisine iki kişi gönderdiği’ iddiasının araştırılması gerektiğini söyledi. Kamalak, “Bu, yenilir yutulur bir iddia değildir. Bu olayların sonucu Yüce Divan’a kadar gider. Korkunç bir durum.” dedi.

Cihan TV Network’te yayınlanan 'Anadolu’da Sabah' programına katılan Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, gündeme ilişkin soruları cevapladı. Kamalak, Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün dün yaptığı basın açıklamasında dile getirdiği, Başbakan’ın kendisine iki kişi göndermesini ‘korkunç bir durum’ olarak nitelendirdi. ‘Bu, hem demokrasi adına hem hukuk namına korkunç bir olaydır.” diyen Kamalak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu, başlı başına adli bir vakadır. Bu olayın araştırılması lazım. Bu, her şeyden önce sayın savcıya iki kişi varmış mıdır? Varmışsa niçin varmış, kim göndermiş. Bu, başlı başına araştırılması gereken çok önemli ciddi bir konu. Eğer sayın savcımızın beyanları doğru ise korkunç bir olaydır. Hukuk bakımından, devlet açısından, düşünün, operasyonu yöneten bir savcıya iki kişi varıyor. Başbakan tarafından gönderildiği ifade ediliyor. Olayı durdur, olayı durdurmakla kalma bir de Başbakan'dan özür dile, bu korkunç bir şey. Bu, yenilir yutulur bir iddia değildir. Bu olayların sonucu Yüce Divan’a kadar gider. Korkunç bir durum."

"HSYK DEĞİŞİKLİĞİ ANAYASA MAHKEMESİ’NDEN DÖNER"

Kamalak, AK Parti milletvekilleri tarafından Meclis Başkanlığı’na sunulan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kanununda değişiklik öngören yasa teklifinin de yasalaşması halinde Anayasa Mahkemesi’nden döneceğini söyledi. Meclis Başkanlığı’na sunulan HSYK kanununda değişiklik öngören yasa teklifini değerlendiren Kamalak, “Sayın Başbakanımız ‘’Aslında bu yetki bakanda idi, biz demokrasinin kuralları işlesin diye Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na bıraktık, yanlış yaptık.’’ diyor. Kanaatimce asıl itibariyle şimdi yanlış yapıyorlar. Yanlış hesap Bağdat’tan döner diye bir halk deyişimiz vardır. Bu haliyle çıkarsa kanun kanaatimce Anayasa Mahkemesi’nden döner. Kanaatimiz odur ki bu da Anayasa Mahkemesinden döner, çünkü yanlış. Anayasaya aykırıdır. Çünkü Anayasamızın başlangıç bölümüne göre kuvvetler ayrılığı esastır, yasama, yürütme ve yargı birbirinden bağımsızdır. Hükümetin başı Başbakan, Meclis’in başı Meclis Başkanı yargının başı da tabiri caizse HSYK’dır. Bütün hakimler savcılar, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’na bağlı, HSYK‘yı getirip Adalet Bakanlığı'na bağlıyor, Adalet Bakanı da zaten yürütmenin bakanı. Bu, yargı bağımsızlığı olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Yazık oluyor, Türkiye geriliyor. Neticede de yanlış hesap zaten yargıdan geri dönecektir, dönüyor da. Sayın Başbakanımız ‘biz bu yetkiyi HSYK’ya verdik yanlış yaptık’ derken aslında şimdi yanlış yapıyor.” diye ifade etti.

"DARBE SANIKLARI YARGI KARARIYLA AKLANMIŞ OLARAK GERİ GELECEKTİR"

Kamalak, Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılamanın tekrarlanması veya yok hükmünde sayılmasıyla ilgili çalışmayı da ‘darbe girişiminde bulunduğu iddia edilen kişiler, yargı kararıyla aklanmış olarak geri gelecektir’ şeklinde değerlendirdi. Kamalak, şöyle konuştu: “Kanaatim odur ki yargı kararı ile aklanmış olarak geri döner. Burada hükümet af çıkaramaz. Hukuka uygun olmaz. Birileri sizi tuzağa düşürmüş, size karşı kumpas kurmuş, dolayısıyla üç beş yıl sizi içeride tutmuş, hürriyetinizden yoksu bırakmış. Sonra şunu diyebilir mi ben seni affediyorum. Bu mümkün mü. Böyle bir durumda mağdur edilen kişiler ancak af dilenir. Neticede onun için tazminat hakkı doğar diyoruz. Bu durumda içeri alınmış olan tutuklu bulunan mahkumiyet hükmüne çarptırılmış ne kadar subay ve astsubay varsa, eğer ortada gerçekten bir kumpas varsa, hepsinin Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda tahliye edilmesi lazım ve bunlara da bir tazminatın ödenmesi gerekir. Ne olur sonra buradan olayları birbirleriyle irtibatlandıralım. Genelkurmay Başkanı suç duyurusunda bulundu. Kim için suç duyurusunda bulundu. İlgili emniyet mensupları için soruşturmayı yapan, yürüten, iddianame hazırlayan savcılar için sonra karar veren hakimler için o halde dünün hakimi, savcısı günümüzün sanığı olacaktır. Bu olayları bir araya getirdiğimizde neticede hükümeti devirmekle Anayasa'ya aykırı olarak parlamentoyu engellemekle suçlanan darbe girişiminde bulunduğu iddia edilen kişiler, yargı kararıyla aklanmış olarak geri gelecektir. Eskisinden daha güçlü bir şekilde.”

"EMNİYET MENSUPLARINI GÖREVDEN ALMAKLA YOLSUZLUĞU ÖRTMEK MÜMKÜN DEĞİL"

İstanbul ve İzmir’de yapılan yolsuzluk operasyonları sonrası emniyet mensuplarının görevden alınmasını da değerlendiren Kamalak, “Emniyet mensuplarını görevden almakla bu yolsuzluğu örtmek mümkün değildir. Yani ortada bir yolsuzluk varsa bunun üstünü örtmekle o pisliği ortadan kaldıramazsınız. Gün gelir o pisliğin üzerini örtenler de o odada duramaz, çünkü pis koku etrafı alabildiğine berbat eder.” diye konuştu.


CİHAN

Yorumlar