İhsanoğlu’ndan, Başbakan'a 'Yahudi Cesaret Nişanı' göndermesi

Muhalefet partilerinin ortak cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, İngilizce bir gazete üzerinden kendisiyle ilgili montaj yapılarak iftira atıldığını söyledi. Kendisinin Filistin Cumhurbaşkanı'ndan ‘Kudüs Nişanı’ aldığını...

Google Haberlere Abone ol
İhsanoğlu’ndan, Başbakan'a 'Yahudi Cesaret Nişanı' göndermesi

Muhalefet partilerinin ortak cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, İngilizce bir gazete üzerinden kendisiyle ilgili montaj yapılarak iftira atıldığını söyledi. Kendisinin Filistin Cumhurbaşkanı'ndan ‘Kudüs Nişanı’ aldığını hatırlatan İhsanoğlu, isim vermeden Başbakan Tayyip Erdoğan’a ‘Yahudi Cesaret Nişanı’ göndermesi yaptı. İhsanoğlu, "Benim, Filistin Cumhurbaşkanı bana Kudüs Nişanı verirken çekilen bir fotoğraf ile başka bir fotoğraf, ben artık onu söylemek istemiyorum. Ben bu sınırlara riayet etmek istiyorum. Lütfen internete, Twitter’a ‘Abbas, İhsanoğlu, Kudüs nişanı’ yazın, ikinci resmin ne olduğunu göreceksiniz." dedi.

Ekmeleddin İhsanoğlu, Bursa’da tarihi Kozahan’da basın toplantısı düzenledi. AK Partili seçmenlere seslenen İhsanoğlu, onları diğer seçmenlerden farklı görmediklerini, ayrılık gayrılık içinde olmadıklarını kaydetti.

'TÜRKİYE’DE BİR KORKU VAR, BİR GERGİNLİK VAR'

Türkiye’de bugün büyük bir uzlaşma başladığının altını çizen İhsanoğlu, şöyle konuştu: "İki parti arasında başladı, şimdi 5 -6 oldu. Şu ana kadar nereye gittiysek insanlar, sadece vatandaşlar geliyorlar, bizim söylediklerimizi onlar söylüyorlar. Bizden daha iyi söylüyorlar. Türkiye’de bir korku var, bir gerginlik var. Kozahan’a gelirken bir bacımız geldi, orta yaşlı bir bacımız geldi, onun söylediğini ben size söylemek istemiyorum. Bir kelime ile söyleyeyim, ‘biz korku içerisindeyiz’ diyor. Peki dedim, 'sandığa gittiğinizde bir çavuş yok ki üzerinizde' dedim. ‘Baskı var, her şeyi söyleyemem’ dedi. Niye bu baskı var, niye insanlar hür bir şekilde sandık başında üç kişiden birine mühür basmasın. Sizin lehinize çalıştığı zaman demokrasi oluyor da sizin aleyhinize çalışma ihtimali varsa veya korkunuz bu istikamette ise niye insanlara bu korkuyu salıyorsunuz?"

'MAĞDURUM DİYE ORTAYA ÇIKMAK NE KADAR REVADIR'

'Biz Türkiye’de bunları yarım asırdan daha fazla bir zamandan beri arkada bıraktığımızı sanıyorduk, şimdi bu noktaya getirip, ‘mağdurum’ diye ortaya çıkmak ne kadar revadır." diyen İhsanoğlu, şunları dile getirdi: "Şimdi devletin bütün imkanları ile bir kampanya yürütülüyor. Bütün özel ve kamu kanalları saatlerce bir adayın konuşmalarını veriyor. Onun karşısında öbür adaylara bir dakika, 3 dakika veriyor. Cumhurbaşkanını halk seçerken niye bu program böyle kanunlaştırıldı. Bunu sormak istiyorum. İki aya sıkıştırmışlar. 10 Temmuz-10 Ağustos. Ondan sonra Amerikan modelinden bahsedeceksiniz. Böyle çelişki olur mu? Türkiye bunu not edecektir, Türk halkı bunu değerlendirecektir. O demokrasinin başladığı, ‘gizli oy, aleni tasnif’in başladığı 1950’den bu yana her zaman ki gibi aklı selimi ile sağduyusu ile vicdanı ile gidecek o mührü beğendiği, layık gördüğü insanın üzerine basacak ve onu Çankaya’ya gönderecektir. Ben bunu görüyorum. Ben bunu görüyorum ve bu halk bu kararı verecektir, doğru karar verecektir."

'KEM SÖZ SAHİBİNE AİTTİR, HİÇBİRİNE CEVAP VERMEYECEĞİM'

Bu yolda barış, sevgi, saygı, birlik ve dirlik ekmek istediklerinin altını çizen İhsanoğlu, şöyle devam etti: "Bu aziz vatan hepimizin vatanıdır. Ama biz daha müreffeh bir hayat istiyorsak her şeyden önce huzuru sağlamamız lazım. Onun için önce sevgiyi ekmemiz lazım, birbirimize saygılı olmamız lazım. Ben dedim ki biz medeni bir yarış istiyoruz, centilmence, medenice bir yarış istiyoruz. Bu şerefli göreve gelecek insanlar şerefli şekilde davranması lazım. Kem sözle olmaz. Kem söz sahibine aittir, onun için ben bu kem sözlerin hiçbirine cevap vermeyeceğim."

'MONTAJIN ALÂSI VAR, TEZVİRATIN ALÂSI VAR'

Kendisi hakkında yapılan tezvirata dikkat çeken İhsanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir yabancı gazetenin ortasına benim fotoğrafımın montajını yapacaklar ve üzerine İngilizce provokatif bir başlık atacaklar. Montaj yapacaklar yani montaj kelimesi çok meşhur oldu ya bizde, işte montajın alâsı var, tezviratın alâsı var. Ben Filistin meselesine çok büyük hizmetler yaparak tarihe geçtim. Gazze’ye birçok kez gittim, ateşkes sağlamak için, tıbbi ve mali ve insanı yardım götürmek için gittim. Hükümetin kurulmasına katkıda bulundum. Kudüs’e gittim. Kudüs’teki insanların yaralarına merhem olmak için stratejik plan yaptım. Barınma, eğitim, sağlık ihtiyaçlarını karşılamak üzere stratejik planlar yaptım. Cenab-ı Allah bana Mescid-i Aksa’da, Kubbetüssahra’da Peygamber Efendimiz'in (Sas) miraca yükseldiği noktada namaz kılmayı nasip etti. Allah herkese nasip etsin. Ama bunu yapan bir insana iftira atmak çok acı bir şeydir."

"ABBAS, İHSANOĞLU, KUDÜS NİŞANI’ YAZIN, İKİNCİ RESMİN NE OLDUĞUNU GÖRECEKSİNİZ"

Vatandaşın sağduyusu ile internette bir fotoğrafının yayınlandığını hatırlatan İhsanoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Benim, Filistin Cumhurbaşkanı, bana Kudüs Nişanı verirken çekilen bir fotoğraf ile başka bir fotoğraf, ben artık onu söylemek istemiyorum. Ben bu sınırlara riayet etmek istiyorum. Lütfen internete, Twitter’a ‘Abbas, İhsanoğlu, Kudüs nişanı’ yazın, ikinci resmin ne olduğunu göreceksiniz. Şimdi böyle iftiraları atanlar Allah’tan korkmuyorlar mı? Halktan utanmıyorlarsa, Allah’tan korkmuyorlar mı? Birkaç saat içinde yalancının mumunun söneceğini bilmiyorlar mı?"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 26 Ocak 2004 yılında New York’ta düzenlenen törenle American Jewish Committee (Amerikan Musevi Komitesi-AJC) tarafından Üstün Cesaret Ödülü’ne layık görülmüştü. Erdoğan, ödüle teşekkür ederken, şunları söylemişti: "Bu ödülü Musevi kuruluşları ile bugüne kadar sürdürdüğümüz yakın işbirliğinin nişanı olarak alıyorum. Bu ödül ile çağdışı zihniyete, teröre boyun eğmeyeceğiz; terörizmi silmek için dayanışma içinde olacağız mesajı veriliyor."

'YALAN SÖYLEYEN, İFTİRA ATANLARIN HALİ NEDİR?'

Ekmeleddin İhsanoğlu, kendinden bahsetmeyi, böbürlenmeyi sevmediğini, tevazuyu Yozgatlı olan babasından öğrendiğini ifade etti. İhsanoğlu, "Babam az konuşurdu, vakur insanların hali başkadır, biraz ona riayet etmek lazım. Bunu da bazı arkadaşlar din adına yapıyorlar. İslam’ın altın şartı haddini bilmektir. Haddi bilmeyen insanlar, ahlaka riayet etmeyenler, yalan söyleyen insanlar, iftira eden insanlar bunların hali nedir? Peygamber Efendimiz, ‘ben ahlakın güzelliklerini tamamlamak için geldim’ diyor. Şimdi siz oruç tutacaksınız, namaz kılacaksınız ama ahlak bakımından farklı bir noktada olacaksınız. Bu yakışır mı insanlığa, dine yakışır mı? Bunun adı başka bir şeydir. Ben bunu söylemek istemiyorum. Bu işlere kulak asmayın. Bu millet, demokrasi tarihinde çok güzel örnekler vermiştir. 10 Ağustos’ta da bu örneklerin yenisini verecektir ve bütün millet bunu görecektir." CİHAN

Yorumlar