“Hiçbir argüman rüşvet ve yolsuzluğun üzerinin örtülmesini haklı kılamaz”
Antalya Baro Başkanı Alper Tunga Bacanlı, hiçbir argümanın rüşvet ve yolsuzluğun üzerini örtülmesini haklı kılamayacağını söyledi.
Antalya Baro Başkanı Alper Tunga Bacanlı, hiçbir argümanın
rüşvet ve yolsuzluğun üzerini örtülmesini haklı kılamayacağını
söyledi. Bacanlı, yargının var olma nedeninin adalet olduğunu
hatırlattı.
17 Aralık operasyonun ardından emniyet teşkilatı ve yargıda yaşanan
olaylar üzerine Antalya Barosu Yönetim Kurulu ortak görüş bildirdi.
Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Baro Başkanı Alper Tunga
Bacanlı, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve hukukun
üstünlüğü demokratik hukuk devletinin olmazsa olmaz temel
esaslarından olduğunu ifade etti. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin
yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirlerinden bağımsız,
birinin diğerine üstün olmadığı medeni bir iş birliği içerisinde
görev yaptığı sistem olduğunu belirten Bacanlı, Adli Kolluk
Yönetmeliği'nden yapılan bir değişiklikle, savcıların soruşturma
dosyası üzerindeki egemenliğinin sona erdirilmek istendiğini
kaydetti. Ancak bu kararın Danıştay tarafından durdurulduğunu, bu
karar üzerine de Danıştay’ın görev alanın daraltılmasının gündeme
geldiğini hatırlatan Bacanlı, “İdare işlem ve eylemlerin yargı
denetimden çıkarılması yönelik düzenlemelerden kaçınılması
gerektiğini, keyfiyetinin anayasaya aykırılık tespit edeceğini
önemle vurguluyoruz. Ergenekon ve Balyoz davalarında gündeme gelen
yeniden yargılama konusuna da değinen Bacanlı, “Değişen konjektöre
bağlı, 5 yıl gecikmeli ayrıca İstanbul ve İzmir’deki askeri
casusluk, Anakara’daki 28 Şubat davalarını kapsamayan bu tavrı
açıkça eleştiriyoruz. Tutuklu vekillerin tahliye edilmelerini
olumlu buluyor, tek tutuklu vekil olan Engin Alan’ın da bir an önce
tahliye edilmesi gerektiğini ifade ediyorum. Bu noktada yüksek
mahkeme kararlarının suratla uygulanarak mağduriyetlerin
önlenmesini istiyoruz. Terör suçundan yargılana kişilerin serbest
bırakılması karşısında terörle mücadele eden subayların tutuklu
kalması kamu vicdanını rahatsız ediyor.” diye konuştu.
Baro Başkanı Bacanlı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı
Cemil Çiçek’in dile getirdiği, ‘Anayasa'nın 138. maddesi bu
memlekette ölmüştür.’ ifadelerinin en güzel göstergesinin
soruşturma savcılarının dosyada el çektirilmesi, mahkeme kararının
kolluk kararının yerine getirmemesi, Hatay’da durdurulan TIR’ın
aranması yönünde adli işlemin yürütmeye bağlı makamlar tarafından
devlet sırrı gerekçesiyle engellenmesi olduğunu söyledi. Yasama ve
yargının yürütme organı tarafından kuşatılmasının kabul edilemez
olduğunu belirten Bacanlı, “Sadece kendi canımız yandığında hukuku
anlamak ve elimizde tuttuğumuz politik güç sayesinde hukuk
sekilendirmeye çalışmaktan kaçınmalıyız. Hiçbir argüman rüşvet ve
yolsuzluğun üzerini örtülmesini haklı kılamaz, meşrulaştıramaz.
Yargının bu hale gelmesi yüzlerce insanın mağduriyetine sebep
olanların göz yumanların bugün kurtarıcı rolüne soyunmalarını
samimi bulmadığımızı da ifade etmek isteriz.” şeklinde konuştu.
Bacanlı, yürütmenin yargıya baskı yapmasının yargıya vesayet
uygulaması olduğunu belirtti. CİHAN
Yorumlar