Erdoğan: TC Başbakanını montaj kasetlerle dize getiremezler

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hakkındaki iddialar için “Kasetle, ses kaydıyla, montajla hükümeti düşüreceklerini, AK Parti’yi yıpratacaklarını sanıyorlar. Kimse kusura bakmasın, bu CHP değil, bu AK Parti. CHP'de birileri kasetle gelip, gidebilir. AK Parti’de yapamazlar. TC Başbakanını montaj kasetlerle dize getiremezler.” dedi.

Isparta Hükümet Meydanı’nda konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin demokrasi tarihinin en önemli seçimlerinden birine hazırlandığını söyledi. Ispartalılara 30 Mart’ta eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında bir tercih yapacaklarını ifade etti. Muhalefet partileri CHP ile MHP’nin 12 yıldır sandıkta AK Parti karşısında başarılı olamadığını, bu kez başka yollarla partisini yıpratmaya çalıştıklarını iddia eden Erdoğan, “Bu CHP ve MHP ruh ikizidir. Kafa kafaya verdiler. Sandıkta alt edemedikleri AK Parti’yi iftirayla, montaj kasetlerle, çirkin ithamlarla yıpratacaklarını sanıyorlar.” dedi.

“Kasetle gelen, kasetle gider” diyerek CHP Genel Başkanı’na, “Milliyetçi mi, ulusalcı mı, Ergenekoncu mu? Ne olduğunun farkında değil” diyerek MHP liderine işaret eden Erdoğan, iki lider için ‘ruh ikizi’ benzetmesinde bulunarak şöyle devam etti: “Bu ruh ikizleri sandık varken başka yola girdiler. Boğazına kadar da çamura battılar. Kasetle, ses kaydıyla, montajla hükümeti düşüreceklerini, AK Parti’yi yıpratacaklarını sanıyorlar. Kimse kusura bakmasın, bu CHP değil, bu AK Parti. CHP'de birileri kasetle gelip, gidebilir. AK Parti’de yapamazlar. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı montaj kasetlerle yola getiremezler, diz çöktüremezler.”

"ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM"

Isparta’nın Barla ilçesinin, Said-i Nursi Hazretleri'nin uzun yıllar sürgün hayatı yaşadığı ve eserlerinin önemli bir bölümünü telif ettiği yer olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Onun için Barla önemli bir merkez. Tek partinin zulmünü, yani CHP’nin zulmünü burada çekti. Bunu çok iyi bilmemiz lazım. Burada, Isparta’da tarihten çok önemli hadiseyi sizlere anlatacağım. Merhum Bediüzzaman’a neden DP’yi, Menderes’i desteklediğini talebeleri soruyor. Verdiği cevap manidardır: 'Eğer DP düşerse Halk Partisi veya Milet Partisi iktidara gelir. Dolayısıyla sosyal hayatımıza ve vatanımıza dehşetli bir tehlike oluşturur. CHP’nin iktidara gelmemesi için DP’yi Kur’an, vatan ve İslamiyet namına muhafazaya çalışıyorum.' Duyuyorsunuz değil mi? Said-i Nursi CHP zulmünü en ağır şekilde yaşadı. Sürgünden sürgüne, hapisten hapise gitti. Zehirlenmek, öldürülmek istendi ama asla boyun eğmedi. CHP karşısında asla diz çökmedi, asla işbirliği yapmadı. Ülkesinden kaçıp başka ülkelerden burayı karıştırmayı aklının ucundan bile geçirmedi. İstese Barla’dan kaçabilirdi ama o kaçmadı. Tam tersine Rusya’ya esir düşmüşken Sibirya’dan kaçtı. Kendi ülkesine kendi topraklarına geldi. İşin ucunda hapishane olsa da ‘vatanım’ dedi ve şu ifadeyi kullandı: 'Zalimler için yaşasın cehennem.' Burası önemli. Şimdi Pensilvanya’daki zat ağzına hiçbir zaman Bediüzzaman ifadesini almamıştır, kullanmamıştır. Güya onun yolunda gidiyor, yalan. CHP ile şu anda kol kola giren, birlikte hareket eden, birlikte kaset siyaseti yapan biri nasıl Said-i Nursi’nin izinden gidebilir mümkün mü?” diye konuştu.

DÖN ÇAĞRISINI YİNELEDİ

Fethullah Gülen’e ‘dön’ çağrısını yineleyen Erdoğan, “İki yıl önce de söyledim. Dedim ki: Türkiye'ye gel. Gelmedi. Şimdi yine sesleniyorum. Dürüstse, samimi ise bu ülkeyi karıştırmayı bırak, burası senin ülkense dön buraya gel diyorum.” dedi.

"BEN DE DESTEKLEDİM AMA SAFMIŞIM"

Harekete gönül veren, maddi ve manevi destekleyenlere de çağrı yapan Erdoğan, “Ben de samimiymişim ama safmışım. Ben de elimden gelen desteği verdim. Bana gönderdiği kitaplarında öyle methiyeler düzüyordu ki sanıyordum samimi. Bana da tespih gönderdi. Sadece ananas göndermedi. Biz de kalktık bazı açıklamalar yaptık, ama son Türkçe Olimpiyatları’nda Peygamberimiz'in orada olduğunu söyleyince şaşırdım. Bu nasıl tespit, diye şaşırdım. Bazı hocalarımla görüştüm. Hepsi şaşırdığını, bunun itikadi bir mesele olduğunu söylüyor. Bunlar, kendi televizyonlarında Peygamber'i miraçtan indirip kamyonete bindirenler bunlar değil mi?” şeklinde konuştu.

"BARLA’DAKİ Mİ, PENSİLVANYA’DAKİ Mİ?"

“Bunlarda yüz yok. Yalanın bini bir para. Her şeyi söyleyebilirler.” diyen Erdoğan, hareketin destekçilerinden başlarını iki ellerinin arasına almalarını istedikten sonra şöyle devam etti: “Nerede Barla’daki merhum Said-i Nursi, nerede Pensilvanya’daki zat? Zaten hayatında bir kere rahle-i tedrisinde bulunmamış ama öyle yutturmuş, öyle gezmiş. Birisi ömrünü zindanda geçiriyor, diğeri vatanını karşısına alıyor, milletine ihanet ediyor, Müslümanları rencide ediyor.”

"CEBRAİL’E VERMEM DEDİ, CHP’Yİ DESTEKLİYOR"

1995 yılında rahmetli Savaş Ay’a verdiği bir röportajda “Cebrail parti kursa desteklemem.” dediğini iddia ettiği Fethullah Gülen Hocaefendi’yi bugün CHP destekçisi olmakla itham eden Erdoğan, “Televizyonlarda bedduasını izlemedik mi? Soruyorum, bir hocaefendiye bu şekilde beddualar yakışır mı? Bir Müslüman’a yakışır mı? Biz gazap için gelmedik biz rahmet için geldik. Biz rahmet peygamberinin mensuplarıyız, onun izindeyiz. Biz de gazap olmaz. Bu Pensilvanya’daki zat CHP’ye destek veriyor. Tüm gücüyle destekliyor. Cebrail’e vermem diyor, CHP’ye veriyor.” dedi.

CHP'YE "SANA BAŞBAKAN DEMEYECEĞİM" CEVABI

Milletin 30 Mart akşamı yoluna AKP ile devam etme kararı vereceğini savunan Erdoğan, “Türkiye’de bizim bir sıkıntımız var. Türkiye’de muhalefet yok. Son birkaç haftadır yapmadıkları kalmadı. İsteseler de istemeseler de Meclis’ten kanunları geçirdik. CHP iki de bir kalkıyor Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor. Anayasa Mahkemesi reddediyor, akıllanmıyor. Tekrar gidiyor. O kadar telaş içindeler ki. Bu defa da evrak eksikleri var. Git, tamamla, gel. Yarın bakalım ne yapacaklar. Bunlar ne yazık ki bakar kör.” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine başbakan demeyeceği yönündeki sözlerini aktaran Erdoğan, “Sen zaten bana başbakan dersen bu benim için zul olur. Çünkü senin seviyen çok aşağılarda. Bana milletimin başbakan demesi yeter. Sen desen ne olur, demesen ne olur? Size iftiralar yakışıyor. Bak ben adını anıyor muyum? Bundan böyle ne bunun ne diğerinin adını anmayacağım dedim. Sadece sıfatlarını anıyorum. Genel müdür.”

"İNLERİNDEN ÇIKARIP MİLLETİN ÖNÜNDE REZİL EDECEĞİZ"

Erdoğan şöyle konuştu: “CHP’lilerin gizlice usulsüz telefonları dinlendi. Peki CHP genel başkanı tek çift laf etti mi? Etmez, edemez. Niye? Pensilvanya’daki patron izin vermez. Aynı şekilde MHP milletvekilleri de dinlendi. Genel başkan ‘bizi de dinlediler’ diyor. 450 MHP’li dinlenmiş. 41 kişi için dinleme kararı var. 450 MHP’li dinlenmiş. Ey MHP Genel Başkanı bunu sorgulamayacak mısın? Bunun peşine düşmeyecek misin? CHP ve MHP usulsüz dinlemeleri günlerdir diline doladılar, ama kendileriyle ilgili dinlemelerden hiç söz etmiyorlar. Çünkü şantaj var, şantaj. Siyasetçiyi, gazeteciyi, iş adamını dinlemişler, şantaj yapıyorlar. Sadece şantaj değil, haraç topluyor, tehdit ediyor, istediklerini yazdırıyorlar. Aziz milletim müsterih olsun. Türkiye Cumhuriyeti hiçbir şantaj çetesine boyun eğmez. Bu telekulak çetesinin üstüne gideceğiz, gidiyoruz da. Bunları inlerinden çıkarıp milletin önünde rezil edeceğiz. Topladıkları haraçları, yaptıkları tehditleri, yargı içinde oynadıkları kirli oyunları tek tek ortaya döküp bunların ne olduğunu biz de milletimize anlatacağız. Yılanın deliğine de girse bulacak, çıkaracak, yargıya teslim edeceğiz. İşte 30 Mart onun için son derece önemli.”

"BU SÖZÜM SÜLÜĞE HAKARET OLUR"

Ispartalılardan çocuklarını camianın dershanelerine ve okullarına göndermemelerini isteyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Varsa gidenler çekip alın. Devletimizin okulları bize yeter. Çocuklarımızdan zayıf kalanlar varsa yavrularımıza hafta sonlarında biz takviye derslerini devlet olarak vereceğiz. Ücretsiz olarak vereceğiz. Dershaneler Yasası Meclis’ten geçti. Artık bunların sülük gibi vatandaşımı emmelerine müsaade etmeyeceğiz. Bu sözüm de sülüğe hakaret olur. Sülük zararlı kanı emer, faydalı kanı emmez. Yıllık 1 milyar dolar rantı kaybediyorlar. Ondan çıldırdı bunlar.” CİHAN