Erdoğan: Prestij kaybettiğim yok, ben alanlara bakarım
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Twitter'ın kapatılmasından dolayı prestij kaybettiği yorumlarına "Bazı köşe yazarları 'prestij kaybediyor' diyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Twitter'ın kapatılmasından dolayı
prestij kaybettiği yorumlarına "Bazı köşe yazarları 'prestij
kaybediyor' diyor. Hiçbir şey kaybettiğim yok, ben alanlara
bakarım." cevabını verdi.
BİZİM DERDİMİZ TWİTTER'İN KENDİSİ DEĞİL YAKLAŞIMI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuk olduğu NTV kanalında Oğuz
Haksever’in sorularını cevapladı. Burada Twitter konusunda bir
soruya muhatap olan Erdoğan, "Ben burada çok açık net bir şey
söyleyeceğim. 10 milyon tablet bilgisayar dağıtmanın hazırlığı
içindeyiz. Şu ana kadar 260 bin tablet dağıttık. Okullara
etkileşimli tahtaları yerleştiriyoruz. Bu böyle bir hükümet. Bizim
derdimiz Twitter’ın kendisi değil yaklaşımı. Eğer Twitter’da bu tür
ahlaksızlar türer de siz buna karşı ülkemi tahrik eden, huzurunu
kaçıran olayların karşısında defaatle uyarmamıza, mahkeme
kararlarını göndermemize rağmen bunu durdurmazsınız, bize düşen
gerekirse bunu kapatabilmektir. Bu sürekli mi olur ayrı konu.
Düzelirse sürekli olmaz. Bıçağı katilin eline verirse insan
öldürür, doktorun elinde neşter insan kurtarır.” dedi.
BEN ALANLARA BAKARIM
Twitter’ın yasaklanmasından dolayı hakkında gazetelerde prestij
kaybettiği yönünde yorumlara da cevap veren Erdoğan, bazı
ülkelerden Twitter ile ilgili rakamlar verdi. Erdoğan, "Bazı köşe
yazarları 'prestij kaybediyor' diyor. Hiçbir şey kaybettiğim yok,
ben alanlara bakarım. O ifadeleri kullananlar şunu görmeli: Hükümet
ve diğer yetkililerin illegal olduğu gerekçesiyle 365 talebin 305’i
Fransa'dan gelmişti. Türkiye’den giden talep sayısı ikidir. En sık
geldiği ülke ABD’dir. 948 hesap ile ilgili 679 talep, tüm
taleplerin yüzde 80’inin bu ülkeden geldiğini ortaya koymaktadır.
Yüzde 75’inin de karşılanmış olması ilginç. Almanya’da hükümetin
talebi ile Twitter Neonazi hesaplarını engellemiştir. Fransa,
2012’de Fransa da Yahudi aleyhtarı ve ırkçı tweetler üzerine
harekete geçmiş, söz konusu içerikleri siteden kaldırmıştır.
Hindistan'da, Bodo kabilesi ve Müslümanlar arasındaki şiddet
olayları nedeniyle toplu mesajlar yasaklanmıştır ülke genelinde.
Google, Facebook, Twitter açıklama yaparak Hint hükümeti ile ortak
hareket ettiklerini duyurmuştur. 2012’de İngiltere’de çıkan
ayaklanmalar sonunda Cameron, Twitter’a erişim yasağı
getirebileceğini ima etmiş, olaylar yatışması üzerine tedbir kararı
alınamamıştır." ifadelerini kullandı.
BU İŞİN ARKASINDA YOUTUBE VAR
Erdoğan, şöyle devam etti: "Benim ülkemi karıştıranlara karşı bu
hukuk tanımazlığınız nedir? Mahkeme karar alıyor, Twitter’a
iletiliyor ama Twitter ilgi duymuyor. Sen, benden nasıl olur da
hala iyi niyet beklersin? Sen, benim ülkemi karıştırıyorsun, ulusal
güvenliğimi tehdit eden adımlar atıyorsun... Birileri Başbakan’a
'Başçalan' diyecek, bakana 'hırsız bakan' diyecek, bir başka
hakaret var ağzıma almayayım... Uyarılıyor ama kalkıp da bunu
kaldırmıyorlar. Bu hesaplar maalesef kapatılmıyor. Böyle olunca
bizim yapmamız gereken sorumluluk noktasındaki insan olarak bu işi
düzelttiniz, düzeltmediğiniz takdirde biz kesin tavırlıyız bu işi
kapatırız. Yapılması gereken nedir; yasaklara uysunlar, biz de
sorunu bitirelim. Uymadıkları halde, Twitter dediğiniz nedir ya? Bu
bir şirket. Bakıyorsunuz bu işin arkasında Youtube var. Onların
burada temsilcisi falan yok, avukatları ile çalışıyorlar.
Avukatları arkadaşlarımıza geliyorlar. Bir avukat hanım kardeşime
edebe uymayan bir şey yaptılar. Biz, hukuka sahip çıkacağız. Bu,
hukukun, vatandaşın hakkı, bunu bizim yapmamız lazım. Bunlar neyi
savunuyorlar, kimin avukatlığını yapıyorlar anlamıyorum. Çeşitli
ülkelerden örnekler verdim. Bizim ülkemiz 'muz cumhuriyeti'
değildir. Bilmeleri lazım; onlarla ilgili hangi uygulamayı
yapıyorlarsa burada da aynı uygulamayı yapmak zorundalar."
HESAPLAR KALDIRILIRSA GEREĞİ YAPILIR
Twitter’da son gelinen noktanın ne olduğuna ilişkin bir soru
yöneltilen Erdoğan, “İlkelerle ilgili tamam dediler. Sayı bir iki
tane değil ki. 700’e yakın bu şekilde uygulama var. Peyderpey
onlara bildiriliyor. Bildirilenler karşısında tavırlarını
göreceğiz. Kaldırmaları halinde de gereği yapılır. Mahremiyet var,
ırkçılık var nasıl yayınlarsın ya?” şeklinde konuştu.
CUMHURBAŞKANININ UYGULAMASINI PAYLAŞMIYORUM
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de tavrı sorulan Başbakan Erdoğan,
"Ben, tabi Sayın Cumhurbaşkanı bu tür bir uygulamayı yapmış
olabilir. Ben paylaşmıyorum. Cumhurbaşkanı tweet atabilir, benim
aram yok pek hoşlandığım şeyler değil bunlar. Arkadaşlar gerekli
çalışmaları yapıyorlar. Seçim zamanı ben şimdi alanlarda
koşturuyorum bu tür şeylerle uğraşacak zamanım yok.” diye
konuştu.
OBAMA'YI DİNLEYEBİLİR MİSİNİZ?
Yine Twitter konusunda yabancı ülkelerin tepkisinin de sorulması
üzerine Erdoğan, "Bunlar çarpıtılan şeyler. İşin aslını
bilemeyenler işlerine her geldiğinde 'AB’ye aykırıdır' bu tür
şeyleri söylerler. Çok da kusura bakmasınlar, önce AB, üzerine
düşeni yapsınlar. Hukuka saygıları varsa hukuka saygılı olmaya
mecburdurlar. İç hukuk meselesidir bu adım. Mahkeme kararı vardır.
AB, saydığım ülkelerin uygulamalarını niye gözardı ediyor? Onlara
ne uygulanıyorsa Türkiye’ye de aynısı uygulanmıyor. Kusura
bakmasınlar, biz bu özgürlükler meselesini AB ülkelerinin çok çok
ilerisinde hallettik. Bizdeki iletişim özgürlüğü bunların çoğunda
yok. Adam kalkıyor başbakana istediği gibi küfür ediyor, ne oluyor?
AB ülkelerinin çoğunda bunu yapamazsınız. Bu özgürlük hakkını
ihlaldir. Özel hayatın ihlali de söz konusu. Özel hayatın ihlali
yeni yasada da var, yapamazsınız. Buradan hareketle bizim TİB de
devreye girdi, adımını buna göre attı. Şu anda açık net söyleyeyim,
siz Obama’nın telefonunu dinleyebilir misiniz? Merkel’in dinleme
olayı oldu, ayağa kalktılar değil mi? Bizde niye bu kadar rahat
hareket ediyorlar? Bizim kendi ülkemizin köşe yazarlarının bunu
görmeleri lazım.” dedi.
MİLLET NEGATİF CEVAP VERİRSE BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNE
Erdoğan, başka bir soru üzerine de 17 Aralık ve 25 Aralık
operasyonları ile seçimler sonrasında ne olacağına dair şu
değerlendirmede bulundu: "17 Aralık 25 Aralık bütün bunlar 30 Mart
seçimleri ile çok daha farklı şekilde masaya yatırılacak. 17 Aralık
direkt olarak bu millete karşı yapılmış bir eylem, bir devrimdir.
Böyle bir teşebbüs var. Şahsıma, hükümetime değil, millete, Türkiye
Cumhuriyeti’ne karşı... Aynı şekilde 25 Aralık. Biz, sorumluluk
makamındayız, bunları nasıl gözardı ederiz? Bu, istiklal
mücadelesidir, bu kadar önemli bu. Olay yargıda, yargı da işini
takip ediyor. Bütün bunların ötesinde seçimin hemen ardından
atacağımız adımlar var. Milli irade hırsızlığı yapanlar milletten
cevabını alacaklar. Millet cevap verecek. CHP’ye, MHP’ye, BDP’ye
Pensilvanya’ya bir cevap var. Eğer milletimiz bize negatif cevap
verirse başımız gözümüz üstüne. Diğerlerine verirse diğerleri ne
yapacak merak ediyorum. Kılıçdaroğlu daha önce bırakacağım dedi
bırakmadı. Bu zat dürüst değil, doğru konuşmuyor. Bu seçimde de
kaybedecek. Bahçeli de onun bir benzeri. Hiçbir kazandığı seçim
yok. Biz 16 aylık partiyken girdiğimiz ilk seçimi kazandık. O
gündür bugündür 7 seçim yaptık, hep öndeyiz. Şimdi 8’inciyi
yapıyoruz yine birinci olacağız. Kamuoyu yoklamalarına göre yine
birinci parti olacağız. Bu millet yaptıklarımıza karşı takdirini
gösteriyor. Eğer siz bir şeyler yaparsanız millet sizi
ödüllendirir." CİHAN
Yorumlar