Erdoğan, PKK’nın dağa kaçırdığı çocukları andı: B, C, D planı devreye girer

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, HDP’ye, terör örgütü tarafından dağa kaçırılan çocukların kurtarılması için devreye girme çağrısı yaptı. Diyarbakır Belediyesi önünde dağa kaçırılan çocukları için eylem yapan anne ve babalardan...

Google Haberlere Abone ol
Erdoğan, PKK’nın dağa kaçırdığı çocukları andı: B, C, D planı devreye girer

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, HDP’ye, terör örgütü tarafından dağa kaçırılan çocukların kurtarılması için devreye girme çağrısı yaptı. Diyarbakır Belediyesi önünde dağa kaçırılan çocukları için eylem yapan anne ve babalardan bahseden Erdoğan, "Ey BDP, HDP siz neredesiniz? Hani zaman zaman gidiyorsunuz, alıyorsunuz, geliyorsunuz ya bu annelerin yavrularını da alıp gelin bakalım. Alıp gelin. Bunların da adreslerini gayet iyi biliyorsunuz. Nerede neyin olduğunu gayet iyi biliyorsunuz. Alıp geleceksiniz. Alıp gelmediğiniz takdirde bizim de B planımız, C planımız devreye girer.” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM’deki Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, son zamanlarda özellikle Okmeydanı’nda meydana gelen olayların Alevi vatandaşlar üzerinde oynanan bir provokasyon olduğunu söyledi. Erdoğan, Okmeydanı’ndaki olayların bir örgüt tarafından ateşlendiğini belirterek, “Alevi vatandaşların sorunları ne bu örgütün ne de bu örgütü besleyenlerin umurunda değil. CHP genel müdürüne defalarca çağrı yaptım. ‘Bu örgüt ile aranıza mesafe koyun. Bu örgütü koruyup kollamaktan vazgeçin’ diye defalarca uyardım. Özellikle o malum Tunceli milletvekili başta olmak üzere CHP milletvekilleri adeta CHP’nin değil o örgütün vekilleri gibi davranmakta hiç tereddüt etmediler ve etmiyorlar. Bir tane CHP milletvekili çıkıp bunun hesabını sormuyor. Zaten Genel müdürünün bu işten hiç alakası yok, o genel müdürlük yapıyor. TBMM’nin bir vekili gibi değil Suriye’deki diktatör, zalim rejimin adeta temsilcisi gibi davranan vekillere CHP içerisinden birisi çıkıp 'siz ne yapıyorsunuz’ demiyor. CHP’li vekillere Esed’e götüren rehberin Reyhanlı saldırısına karıştığını belgeleriyle ortaya koyduk. Hatay’da bazı CHP’lilerin, bazı vekil yakınlarının saldırıya karıştıklarını ortaya koyduk. CHP içerisinden bir tane yürekli vekil ortaya çıkıp da ‘ne oluyor’ diye sormuyor. CHP Alevi vatandaşlarımızın duygularını istismar etmekten, onları tahrik etmekten, onlar üzerinden Türkiye’de çatışma senaryolarını beslemekten başka hiçbir şey yapmamıştır ve yapmaz. Faili oldukları Dersim olaylarıyla aradan yaklaşık 80 yıl geçmiş olmasına rağmen yüzleşme cesaretini gösteremediler.” şeklinde konuştu.

'HIZIR PAŞALAR ASIRLAR ÖNCESİNDE KALDI'

CHP’nin bugüne kadar Alevi vatandaşlar için duyguları istismar etmek dışında hiçbir şey ortaya koyamadığını öne süren Erdoğan, şunları söyledi: "CHP sadece tahrik eder. Sadece duyguları istismar eder. Biz ise bu konuda 12 yıl içerisinde defalarca adım attık. Defalarca reform yaptık. Daha fazlasını da yaparız ve yapacağız. Normalleştikçe ülkemiz Türkiye tabii mecrasına girdikçe on yıllardır, asırlardır devam eden sorunlar tek tek ortadan kalkıyor. Bütün anlamsız yasaklar, bütün anlamsız kısıtlamalar ortadan kalkıyor. Biz Alevi kardeşlerimizin sorunlarını da ne içerde ne dışarda bir istismar ve tahrik aracı olarak kullanılmasına asla rıza göstermeyiz. Yüzyıl boyunca zaman zaman yapıldığı gibi Alevi vatandaşlarımız üzerinden provokasyon yapılarak Türkiye’ye zarar verilmesine asla rıza gösteremeyiz. Kardeşlerim Hızır paşalar asırlar öncesinde kalmıştır. ‘Açılın kapılar şaha gidelim’ diye umutsuzca başka yerlerden medet arama dönemleri de asırlar öncesinde kalmıştır.” dedi.

KILIÇDAROĞLU’NA YALANCI İMASI

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hep söyledik yine söylüyoruz. Türkiye’de kimin ne meselesi kimin ne derdi varsa o bizim meselemizdir. Bizim derdimizdir. Aradan eli kanlı örgütler çekildiğinde, aradan istismarcılar, tahrikçiler çekildiğinde inanın her mesele çözülecek, çözüm yoluna gidilecektir. Birileri yarayı derinleştirmeye çalışırken biz yaralara şifa olmanın, yaralara şifa bulmanın samimi mücadelesi içindeyiz. Alevi vatandaşlarımızın da bu yaşananlar rahatsız olduğunu biliyorum. Alevi vatandaşlarımız lütfen aradaki istismarcılara, ikiyüzlü siyasetçilere pirim vermesinler. Onları istismar ederek Türkiye üzerine karanlık senaryolar yazanlara dikkat etsinler. Polisle çatışarak, cam çerçeve kırarak masum insanların hatta çocukların ölümüne zemin hazırlayarak hiçbir meselenin çözülemeyeceğini, yaranın dahi bir defa bu noktada şifa bulamayacağını bilmeleri lazım. Halktan silah isteyen bir zihniyet Türkiye’nin, milletin özellikle Alevi vatandaşların iyiliğini düşünüyor olabilir mi? İşte şurada Soma’da yaşananlar. Ya, orada bile bakıyorsunuz Alevi vatandaşlarımızı sağdan, soldan toparlayıp Soma’ya götürüyorsunuz. Niye? Soma’yı karıştıracaklar. 301 evladımız orada şehit olmuş onlar bunun üzerinde ne elde edebiliriz bunun gayreti içindeler. İşte elinde silahlarla İstanbul sokaklarında terör estirmeye çalışan bir zihniyet; kardeşliğin, birliğin, dirliğin peşinde olabilir mi? Silahlı, şiddetle kim ne elde eder? Silah ve şiddet hangi sorunu çözmüş? Hangi sorunu çözebilir? Bizim hiçbir meselemiz çözümsüz değildir. Büyüyen, güçlenen bir Türkiye’de hiçbir sorun kalıcı değildir. Çıkmış bakıyorsunuz Barolar Birliği’nde konuşma yapıyor. Konuşmasında da söylediği şey şu; ‘Başbakan kırılan cam çerçevenin derdinde’ diyor. Yav Başbakan sadece kırılan cam, çerçeveyi konuşmuyor. Ama bu vesileyle orada yaralanan, ölen insanları da bu başbakan konuşuyor. Bilesin ki o cam çerçeveler bir bütünün parçasıdır. Biz bunu böyle kullanıyoruz. Fakat belki de dünyada yalanı bu adam kadar mahir kullanan bir ikinci kişiyi bulamazsınız. Ya bunun eğitimini bir yerden özel olarak aldı ya da genlerinde var.”

77 milyonun huzuru için çalıştıklarını ama Kılıçdaroğlu ve benzeri kişilerin böyle bir derdi olmadığını öne süren Erdoğan, "Onlar terör üzerinden, anarşi üzerinden, öldürme ve yaralama üzerinden rant elde etmeye çalışanlar. Aracıları aradan çektiğimizde, istismarcıları elimizin tersi ile ittiğimizde, yüz yüze görüştüğümüzde, konuştuğumuzda inan aramızda hiçbir fark olmadığını tekrar göreceksiniz. Merhum Aşık Veysel de onu söylüyor; ‘Yezit nedir, ne Kızılbaş, değil miyiz hep bir kardaş. Bizi yakar bizim ataş, söndürmektir tek çaresi.’ Evet bizi yakar bizim ataş. Ama onu biz söndüreceğiz, birlikte söndüreceğiz. Bakın bu aziz millet hiçbir zaman Alevi -Sünni çatışmasına pirim vermedi. Yaşanan onca tahrike rağmen Allah’a sonsuz şükürler olsun bu millet oyuna gelmedi. Sadece oyuna gelmemek yetmez değerli kardeşlerim, biz yeni Burak Can’ların, terörün içine sokulan yeni Berkin’lerin, Okmeydanı’ndaki olaylarda maalesef Umut’ların, Ayhan’ların yitip gitmesine tahammül gösteremeyiz. Hacı Bektaş-i’nin izinde 'Bir olmak, iri olmak, diri olmak' böylece 77 milyon Türkiye olmak, 77 milyon kardeş olmak için hepimiz hassasiyet göstereceğiz.” dedi.

PKK’NIN DAĞA KAÇIRDIĞI ÇOCUKLAR

Erdoğan son olarak şunları ifade etti: "Bu topraklar Hz. Peygamber sevgisiyle, Hz. Ali, Hz. Hasan-Hüseyin ehlibeyt sevgisiyle yoğurulmuş topraklardır. Bu topraklarda fitne filizlenemiyor. Allah’ın izni ile milletimizin ferasetiyle, dirayetiyle inşallah hiçbir zamanda filizlenmeyecek. Buradan, AK Parti grubundan bir mesaja daha veriyorum. Bu mesaj önemli bir mesaj. Burada aynı zamanda tabiî ki BDP’ye, yeni adıyla HDP’ye bir çağrı yapıyorum veya ikisine fark etmez. Diyarbakır Belediyesi önünde dağa kaçırılan çocukları için şu anda eylem yapan anneleri-babaları yürekten selamlıyorum. 15 yaşında çocukları dağa kaçırılan, yürekleri yanan annelerin, babaların bu feryadını tüm Türkiye’nin, Türkiye ve dünya medyasının görmesini özellikle arzu ediyorum. Neredesin dünya medyası? Galatasaray Lisesi’nin önünde oturma eylemi yapanları yazardınız. Görüntülerdiniz. Peki yavruları dağa kaçırılan bu anneleri niye görmüyorsunuz? Niye bunları yazmıyorsunuz? Türkiye medyası bir kısmını tenzih ediyorum. Ama duyarsız kalanlara sesleniyorum: Siz niye yazmıyorsunuz, siz niye görmüyorsunuz. Ey BDP, HDP siz neredesiniz? Hani zaman zaman gidiyorsunuz, alıyorsunuz, geliyorsunuz ya bu annelerin yavrularını da alıp gelin bakalım. Alıp gelin. Bunların da adreslerini gayet iyi biliyorsunuz. Nerede neyin olduğunu gayet iyi biliyorsunuz. Alıp geleceksiniz. Alıp gelmediğiniz takdirde bizim de B planımız, C planımız devreye girer. Anneler, babalar tehdit nedeniyle bu feryatlarını dile getiremiyor. Acılarını içlerine atıyorlar. 15 yaşlarında nice çocuklar kandırılıp dağa götürülüyor, pervasızca ölüme yollanıyor. Cenazeleri dahi annelerine teslim edilmiyor. Kimileri infaz ediliyor, sömürülüyor ama ailelerine yalan haberler veriliyor. Terör örgütünden kaçan üç kızın işkenceyle öldürülmesi henüz unutulmadı. Askerimizin mağaradan çıkan teröristle diyaloğu, teröristin annesini özlediğini ve görmek istediğini söylemesi henüz hafızalardan silinmedi. Oğlu Güneydoğulu anneler artık yüreklerini ortaya koyuyor. Ve çocukların kaçırılmasına itiraz ediyor. Bu itirazın, bu feryadın duyulmasını, o annelerin haklı mücadelesinin 77 milyon tarafından desteklenmesini diliyoruz ve ben de özellikle hanım milletvekili kardeşlerime özellikle Diyarbakır’dan Oya ve Mine hanım kardeşlerime, bu konuda grup başkanvekili Belma hanım kardeşlerime hepsine oradaki kardeşlerini yalnız bırakmadıkları için teşekkür ediyorum. Biz de anneleri çocuklarıyla buluşturmak için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da çabamızı kararlılıkla sürdüreceğiz.” CİHAN

Yorumlar