Erdoğan: 'Hadi helalleşelim' demek haddimiz değil
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 30 Mart seçimleri sürecinde şantajlar ve tehditler yapıldığını savunarak, "30 Mart öncesinde yapılanlar öyle kolayca unutulacak, üzeri çizilecek, affedilecek şeyler değildi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 30 Mart seçimleri sürecinde
şantajlar ve tehditler yapıldığını savunarak, "30 Mart öncesinde
yapılanlar öyle kolayca unutulacak, üzeri çizilecek, affedilecek
şeyler değildi." dedi. Erdoğan, "Devlete saldırı düzenlendi,
millete saldırı düzenlendi, istiklalimize, istikbalimize saldırı
düzenlendi, bunu affetmek, bunun üzerini çizmek, 'hadi
helalleşelim' demek kusura bakmayın bizim haddimiz de hakkımız da
değildir. Bunların hesabı sorulacak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne
saldırı düzenleyenlerden bunun hesabı mutlaka sorulacaktır.
Milletimiz de zaten bizden bunu istedi, bunun hesabını sorun
dediler.” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde
düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanların Toplantısı'nda yaptığı
konuşmada, 30 Mart yerel seçimleriyle Türkiye’nin hem demokrasi hem
de Cumhuriyet tarihi açısından en zorlu seçimlerden birini geride
bıraktığını söyledi. 91 yıllık Cumhuriyet tarihinde bu kadar çetin,
zorlu, meşakkatli bir seçim yaşanmadığını savunan Erdoğan, 1930
yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nin karşısına Gazi Mustafa Kemal’in
yönlendirmesiyle Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın çıktığını, girdiği
seçimde CHP'nin ve hükümetinin çok ağır baskıları altında bu
partinin ömrünün uzun olmadığını hatırlattı. Erdoğan, daha önceki
seçimlerden örnekler vererek, 30 Mart 2014 yerel seçimlerinin, 1930
seçimlerinden, 1957 seçimlerinden diğer tüm seçimlerden farklı bir
atmosferde gerçekleştiğini dile getirdi.
"ALLAH, DÜŞMANIN BİLE ŞEREFLİSİNİ VERSİN"
Muhalefetin 30 Mart seçimlerinde işi şansa bırakmak istemediğini,
bu yüzden de “Gözleri dönmüş şekilde kesin netice almak için
saldırı başlattıklarını” iddia eden Erdoğan, hedeflerinin “AK
Parti’yi yüzde 30’a ve onun altına nasıl düşürürüz” olduğunu
savundu. Erdoğan, muhalefetin “Her yönden taarruz ettiklerini,
ellerindeki her imkanı sınır, ilke tanımadan, insanı, vicdani
değerleri, onur şahsiyet, şeref gibi insana ait bu kavramları
dikkate almadan saldırdıklarını” ifade etti. Anadolu ve Trakya’da
vatandaşların “Allah, düşmanın bile şereflisini versin” diye dua
ettiğini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öyle
rakiplerle, muarızlara mücadele ettik ki maalesef şeref
yoksunuydular. Bizim geleneklerimizde, bizim devlet geleneğimizde
savaşta dahi uyulması gereken kurallar vardır. İnsanların
ırzlarına, namuslarına, iffetlerine dokunulmaz, insanların
mahremlerine girilmez, kadınlara, çocuklara, yaşlılara ilişilmez,
savunmasız insanlara saldırı yapılmaz, en azılı düşman dahi olsa o
kişi asla sırtından vurulmaz. Mert olan, rakibinin karşısına çıkar
rakibiyle eşit şartlar altında yarışır, belli ilkeler, sınırlar
dahilinde kozunu paylaşır. Namert olan ise rakibiyle yüzleşecek, er
meydanında rakibinin karşısına çıkacak cesarete sahip değildir. O,
sinsice vurmaya, özellikle de arkadan hançerlemeye çalışır. Harp
hiledir, ama hile namertlik değildir, stratejidir, çevikliktir,
akıldır, zekadır. İşte biz her yönden böyle namertçe saldırıya
maruz kaldık. Siyasi partiler halkın karşısına çıkarlar planlarını,
projelerini, yaptıklarını ve yapacaklarını anlatırlar. Birbirlerine
eleştirilerini yaparlar, sonra da sandıktan, milletten yetki
isterler, yetki beklerler. Demokrasi, seçim budur, sandığın manası
budur, ama biz öyle bir seçim yaşadık ki muhalifler tarafından
planlar, projeler hiç gündeme getirilmedi, üstelik bu yerel seçim.
Biz, öyle belediyelerimiz oldu ki bu seçimde, yeni büyükşehir
olanlar projelerini çalışarak, günlerce, haftalarca çalışarak,
hazmederek onu topluma anlattılar, neyi, nerede nasıl yapacaklar
onu anlattılar. Mevcut belediye başkanlarımız yaptıklarını ve
yapacaklarını anlattılar. Muhalefet milletin huzuruna çıkıp
yaptıklarını ve yapacaklarını anlatamadı, çünkü yaptıkları yoktu ki
yapacaklarını anlatsınlar.”
Muhalefet partilerinin demokrasi dışı, hukuk dışı yollara tevessül
ettilerini, gerilimden medet umarak, Meclis’te, sokakta, çarşıda,
pazarda gerilimi körükleyerek, başarı sağlayacaklarına
inandıklarını iddia eden Erdoğan, “30 Mart yerel seçim sürecinde
ekonomiye içeriden ve dışarıdan saldırıldığını, Çözüm Süreci'ne,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurumlarına saldırılar yapıldığını,
şahsına, ailesine, arkadaşlarına, bakan, milletvekili, belediye
başkanı, bürokrat, gazeteci ve sanatçı herkese karşı onursuzca
saldırılar yapıldığını.” söyledi.
Erdoğan, "Şantajlar yapıldı, bu şantajlarla tehditler yapıldı. 30
Mart akşamında da bizden bir balkon konuşması yapmamızı beklediler.
Bir balkon konuşması yapalım, bütün olanları unutalım istediler.
Bir balkon konuşması yapalım, bütün o ahlak dışı saldırıları, bütün
o namertlikleri, alçaklıkları unutalım, üzerine bir çizgi çekelim
istediler. Arkadaşlar 30 Mart öncesinde girdiğimiz 7 seçimde
yapılan hakaretleri, yapılan acımasız eleştirileri seçim
atmosferine bağladık ve yaptığımız balkon konuşmalarında bunların
üzerini çizdiğimiz gibi son 2011 seçimlerinde sonucunda da bütün
avukat arkadaşlarıma söyledim 'davaları geri çekin, ama
karşımdakiler de aynı tavrı takınmalıdırlar' dedim. Biz çektik,
onların bir kısmı çekmediler, ondan sonra ben de arkadaşlarıma
'aynen bundan sonra devam edeceksiniz' dedim. Biz, hesaplaşma
değil, helalleşme yapalım dedik, ancak olmadı. 30 Mart öncesinde
yapılanlar öyle kolayca unutulacak, üzeri çizilecek, affedilecek
şeyler değildi. Devlete saldırı düzenlendi, millete saldırı
düzenlendi, istiklalimize, istikbalimize saldırı düzenlendi, bunu
affetmek, bunun üzerini çizmek, 'hadi helalleşelim' demek kusura
bakmayın bizim haddimiz de hakkımız da değildir. Bunların hesabı
sorulacak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne saldırı düzenleyenlerden
bunun hesabı mutlaka sorulacaktır. Milletimiz de zaten bizden bunu
istedi, bunun hesabını sorun dediler.” diye konuştu. CİHAN
Yorumlar