DÜZELTME VE ÖZÜR
Sayın Abonemiz,BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmayla ilgili haberimizde demokratik özerklik “inşa” edilmesi ifadesi, sehven demokratik özerklik “ilan” edilmesi şeklinde yer.
Sayın Abonemiz,
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Diyarbakır Büyükşehir
Belediyesi’nin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmayla ilgili
haberimizde demokratik özerklik “inşa” edilmesi ifadesi, sehven
demokratik özerklik “ilan” edilmesi şeklinde yer almıştır.
Haberimizi düzelterek yeniden servis ediyoruz. Haberimizin bu son
halini dikkate almanızı rica eder, ilgili taraflardan özür
dileriz.
Saygılarımızla.
Demirtaş: Asıl inşa edilecek şey demokratik özerkliktir
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,
"Asıl inşa edilecek demokratik özerkliktir. Halkın kendini yönetme
anlayışı mekanizması ve sistemidir. Belediyelerimiz artık bunu
fiilen hayata geçirme aşamasına gelmiştir. Yani halk yerelde
kendini yönetebilme aşamasına gelmiştir.” dedi
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin toplu açılış töreninde konuşan
Demirtaş, 'belediyeler arasında ayrım yapmadıklarını' söyleyen
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkça iftira attığını öne sürdü.
Demirtaş, Ankara ve İstanbul belediyelerinin doğalgaz başta olmak
üzere bütün gelirlerinin kasalarında kaldığını, BDP'li
belediyelerden ise yüzde 40'lara varan kesintiler yapıldıktan sonra
hesaplarına para aktarıldığını dile getirdi.
Demirtaş, asıl inşa edilecek şeyin kültür merkezleri, itfaiye
binaları olmadığını belirterek, şunları söyledi: "Asıl inşa
edilecek şey demokratik özerkliktir. Halkın kendini yönetebilme
anlayışı, mekanizması ve sistemidir. Belediyelerimiz artık bunun
fiilen hayata geçirilmesi aşamasına gelmiştir... Ve bütün kentin
kaderinin belediye başkanlarının iki dudağının arasında olmadığı
bir yönetim anlayışını inşa edeceğiz. Ve burada kendi
anadillerimizle, Kürtçe'nin lehçeleriyle Arapçayla, Ermeniceyle,
Süryaniceyle, bu toplum artık kendi diliyle hizmet almanın
aşamasına geldi. Kamusal hizmetin de, eğitimin de bütün
aşamalarında kendi anadilinde hizmet alma aşamasına geldi. Biz
bunları devletten beklemeyeceğiz. Ders kitaplarımızı kendimiz
basacağız. Her dilde. Matematik kitabımız da olacak, coğrafya
kitabımız da. Ve çocuklarımıza bizler kendimiz kendi imkanlarımızla
eğitim vereceğiz... Tarih karşısında boynumuzun bükük olmaması
için, halkımızın bu tarihsel fırsatı kaçırmaması için, kişisel
menfaatlerimizi, ailesel menfaatlerimizi, aşiretsel menfaatlerimizi
bir kenara bırakacağız. Çocuklarımızın, torunlarımızın bizden sonra
yaşayacak bütün nesillerimizin bu topraklarda özgürce
yaşayabilmesi, onurluca yaşayabilmesi için el ele vereceğiz. Bu
fırsatı kaçırmamak için artık 30 Mart seçimleri büyük bir hamle
yaratma, büyük bir çıkış yakalama imkanı sunuyor. Bunu da inşallah
en iyi şekilde değerlendireceğiz. Ve herkes, bize inananlar da,
güvenenler de, bizim karşımızda olanlar da BDP’nin ve batıda da
HDP’nin bu büyük çıkışı karşısında büyük bir şaşkınlık
yaşayacaklar. Bize inananlar büyük bir sevinçle, karşımızda olanlar
da büyük bir şokla bu durumu karşılayacaklar."
Belediye meclis adaylarının tamamlanma aşamasına geldiğini belirten
Demirtaş, “Adaylarımızın etrafında kenetlenerek onların başarısı
için bugüne kadar nasıl çalıştıysak onun daha fazlası bir emekle
çalışıp 30 Mart akşamı demokratik zaferimizi ilan edeceğiz.”
dedi.
MEDYA GÜVENCE ALTINA ALINMADAN DEMOKRASİDEN BAHSEDİLEMEZ
Medyanın güvence altına alınmadan demokrasiden bahsedilemeyeceğini
söyleyen Demirtaş, “Medyanın haber verme ve haber alma hakkı
güvence altına alınmadan demokrasiden bahsedilemez.” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sessiz kalmasının çok üzücü bir durum
olduğunu belirten Demirtaş, Cumhurbaşkanı Gül’ün yürütmenin başı
olarak bu olanlara müdahale etmesi gerektiğini kaydetti. Demirtaş,
“Bir başbakan bunu itiraf ettiğine göre ‘ne oldu ben arıyorum onlar
da görevini yapıyorlar.’ ‘Sizin patronalarınıza da yaptım’ açıkça
bunu itiraf ediyorsa bugün yürütmenin başı olan sayın cumhurbaşkanı
bu konuya müdahale etmesi lazım. Bir başbakan olarak ‘sen bunu
yapamazsın’ diyebilmelidir. Bu yetkini hiçbir Anayasada almıyorsun
böyle bir yetkin yok. Bunu yapamazsın diyebilmesi lazım.
Parlamentonun bu konuda kesinlikle harekete geçmesi lazım.”
ifadelerini kullandı.
“PİŞMANLIK BELİRTMEK YERİNE BÜYÜK BİR PİŞKİNLİKLE
SAVUNABİLİYOR”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kamuoyunda ‘Alo Fatih’ olarak
bilinen yasal tape kayıtlarına değinen BDP Genel Başkanı Demirtaş,
Başbakan’ın bir gazeteyi aradığını rahatlıkla yüzünde bir pişmanlık
kızarması olmadan ifade ettiğini dile getirdi. Demirtaş, “ ‘Ne var
bunda’ diyebiliyor. Onu aradım ama sizin patronlarınızı da aradım.
Bütün gazeteleri aradım diyor. Bu konuda halka karşı ve medyaya bir
pişmanlık belirtmek yerine büyük bir pişkinlikle savunabiliyor.
Başbakanın bu ifadesi karşısında ya onurumu korumak için istifa
ederdim ya da istifa ederdim. Bir başbakan bunu yapamaz bunu
diyebilmelidir, basın mensupları. Aksi takdirde onun adı basın
mensubu olmaz. Başbakandan talimat alan emredersiniz , derhal
yapacağım siz üzülmeyin yeter ki siz üzülünce ben de üzülüyorum
diyen bir basın mensubunun başında basın mensubu sıfatı olamaz.”
diye konuştu.
CİHAN
Yorumlar