Dışişleri Bakanı Davutoğlu: Bin 100 kişinin sınır dışı edildiği doğru değil
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa ülkelerinden Suriye’de savaşmak için gelen bin 100 kadar kişinin Türkiye’den sınır dışı edildiği haberlerini yalanladı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa ülkelerinden Suriye’de
savaşmak için gelen bin 100 kadar kişinin Türkiye’den sınır dışı
edildiği haberlerini yalanladı. Davutoğlu, “Türkiye, bin 100 kişiyi
sınır dışı etti gibi bir haber doğru değil. Ancak bu tür şüpheli
görüntüsü veren veya şüphe unsuru ihtiva eden kesimlere, gruplara
dönük olarak bütün ülkelerle işbirliğimiz sürüyor.” dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Irak Türkmen Cephesi Lideri Erşad
Salihi ile Dışişleri Resmi Konutu’nda görüştükten sonra bir basın
toplantısı düzenledi. Davutoğlu, burada yaptığı açıklamada, Güney
Afrika’nın hayatını kaybeden efsanevi lideri Nelson Mandela’yı da
andı.
"MANDELA’NIN KAYBI İNSANLIK İÇİN BÜYÜK BİR KAYIPTIR"
Davutoğlu, “Gerçekten 20. yüzyılın en önemli sembol şahsiyetlerden
birini kaybettik. Ben sadece Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı
olarak değil, bir akademisyen bir insan olarak da Mandela’nın
insanlık birikimine yaptığı unutulmaz katkıyı yakından takip etmiş
biriyim. 1990’lı yıllarda defalarca Güney Afrika’ya gittiğimde
onunla ilgili yapılan, yazılan çizilenlerin ne kadar eksik
kaldığını görmüşümdür. Nelson Mandela, sadece bir Güney Afrika
lideri değildir aynı zamanda insanlığın ‘apartheid’ denilen
insanlık suçuna, ayrımcılık suçuna karşı verdiği mücadelenin tarih
içindeki belki de en önemli şahsiyetidir. Hem bir devletin yeniden
inşa edilmesini çok acılı yıllardan sonra temin etmiştir hem de
bütün diğer ülkelere, topluluklara, kıtalara örnek olacak şekilde
ayrımcılıkla mücadele etmiştir. Mandela’nın kaybı, insanlık için
büyük bir kayıptır. Başbakan'la istişare ettik, üst düzey bir
katılım olacak. İnsanlığa başsağlığı diliyorum.” ifadelerini
kullandı.
"ANKARA’DAKİ TOPLANTILAR SÜREGİDEN TOPLANTILARDIR"
Ardından, Davutoğlu’na, Batılı ülkelerin bazı Suriyeli İslamcı
gruplarla Ankara’da toplantı yaptığına dair yansıyan haberler
soruldu. Davutoğlu, bu tür toplantıların süregiden toplantılar
olduğunu, olağanüstü bir şey olmadığını belirtti. Davutoğlu, “Bu
ziyaretlerde çok taraflı bir toplantı da olsa her zaman ikili
görüşme imkanları olur. Hem ev sahibi bakanla hem diğer bakanlarla.
Gidince şu anda planlanmış bu gezinin detayları planlanmadı. Bugün
itibariyle resmi olarak katılacağımız bilgisi iletildi. Programın
detayları oraya bir hafta içinde netleşecek. Fakat biz her zaman
zaten daha önce de birçok kereler Ermenistan Dışişleri Bakanı ile
görüştük. Her zaman da görüşürüz. Bundan sonra da güney Kafkasya’da
barış yönünde atılacak adımlar konusunda herkesle her yerde
görüşmeye hazırız. Her şeyden önce bizim Suriye sathında yürüyen,
ortaya çıkan gelişmelerde ilkesel bir tutumumuz oldu. Uluslararası
terör örgütleri, irtibatlı ve Suriyeli olmayan kesimlere karşı hep
bir mesafe içinde olduk her zaman. Buna mukabil Suriyeli olup da
kendi şehrinin, köyünün halkının savunması için çaba sarf eden
gruplara kesimlere, özellikle de Suriye’nin birliği, bütünlüğü
içinde düşünen başta Selim İdris olmak üzere Suriye Ulusal
Koalisyonu (SUK) ile irtibatlı olan unsurlarla her zaman irtibat
halinde olundu. Bunlar da Suriye ordusunun parçası olup, bu zulme
dayanamadıkları için kaçmış ayrılmış unsurlar. Yani bunlar herhangi
bir şekilde dışarıdan gelmiş unsurlar değil. Tabi dönem içinde çok
sayıda grup ortaya çıktı. Bazen şehirlerin, köylerin iç
savunmalarına gruplar şey yapmaya başladı. Cenevre Konferansı’na
giderken tabi ki hem alanda hem de Suriye Ulusal Koalisyonu
çerçevesinde birlik ve beraberlik önemli. Bu tür temaslar,
bahsettiğiniz sanki çok olağanüstü bir gelişmeymiş gibi duyulan
temaslar, eskiden beri süregiden temaslardır. Biz nihayet alandaki
herkesin Cenevre Konferansı’na katılan Suriye Ulusal Koalisyonu’na
destek vermesini istiyoruz. Yoksa SUK’un Cenevre’deki temsil
kabiliyeti zayıflar. Bunu olağanüstü haber gibi yansıtmak bir şey
değil. Bu, yürüyen bir süreçtir. Bütün tarafların da niyeti
açıktır. Radikal, aşırı terör unsurları dışında herkesin ve tabi
Şebbiha gibi rejim yanlısı terör unsurları dışında herkesin
Suriyeli olan herkesin, Suriye dışından gelen hiç kimsenin böyle
bir hakkı yoktur, bu sürece katılması yönünde çabalar olmuştur.
Bundan sonra da olur. Bunları sanki böyle olağanüstü gelişme gibi
yansıtmak doğru değil. Esas bu tür çabaların hedefi en geniş bir
şekilde Cenevre 2 Toplantısı’nın yapılabilmesini, katılımın temini
ve desteğin sağlanması yönünde yapılan çalışmalardır. Bahsettiğiniz
gazetenin bahsettiği toplantıyla ilgili söylemiyorum, bu tür
toplantılar diyorum. O toplantıyı teyit etmek için söylemiyorum ama
bu tür görüşmelerin doğallığını anlatmak için söylüyorum.”
değerlendirmesinde bulundu.
"BİN 100 KİŞİNİN SINIR DIŞI EDİLDİĞİ DOĞRU DEĞİL"
Davutoğlu’na, ardından, Avrupa’dan gelip Suriye’ye savaşmaya giden
bin 100 kadar kişinin sınır dışı edildiğine dair haberler soruldu.
Bakan Davutoğlu, şunları ifade etti: “Diğeri ise söz konusu böyle
bir şey yok. Ancak şu kimi zaman Türkiye’den bu tür talepler söz
konusu olduğunda biz her zaman ilkesel bir tutum sergiledik. Hiçbir
şekilde Türkiye’nin herhangi bir aşırı faaliyetin ve terör
faaliyetinin geçiş hattı gibi kullanılmasına izin vermeyiz. Bu
yönde de güvenlik güçlerimiz, istihbarat birimlerimiz her türlü
çalışmayı yapar. Ancak Türkiye, 34 milyon turistin geldiği ve
Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğu gerçeğini de göz önünde
bulundurduğumuzda, burada uluslararası bir işbirliği önemli. Biz
bütün muhataplarımıza şunu söyledik. Şüphelendiğiniz unsurlar
varsa, bunların ülkenizden çıkışına izin vermeyin. Şüphelendiğiniz
unsurlar varsa istihbari işbirliği yapın. Ama hem o unsurlar, o
ülkeler demokratik yapıya sahip, dolayısıyla engelleyemeyiz deyip
istihbari işbirliği yapılmazsa bu tür insan geçişkenliklerini
engellemek zor. Son dönemde bu konudaki işbirliği çalışmaları
artmıştır. İstihbarat eskiden beri de süregelen yoğun bir istihbari
işbirliği zaten vardı. Yoksa böyle Türkiye bin 100 kişiyi sınır
dışı etti gibi bir haber doğru değil. Ancak bu tür şüpheli
görüntüsü veren veya şüphe unsuru ihtiva eden kesimlere, gruplara
dönük olarak bütün ülkelerle işbirliğimiz sürüyor.” CİHAN
Yorumlar