Devlet Bahçeli: 17 Aralık AKP’nin yüz karasıdır
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 17 Aralık 2013 tarihinde yapılan büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun AKP’nin yüz karası olduğunu söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 17 Aralık 2013 tarihinde
yapılan büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun AKP’nin yüz karası
olduğunu söyledi.
Trakya Bölgesi’ne yaptığı seçim turunun üçüncü durağı olarak
Edirne’ye gelen Bahçeli, partisinin il başkanlığının ziyaretinin
ardından şehrin en işlek caddesi olan Saraçlar’da halka hitap etti.
Konuşmasında 17 Aralık tarihinde yapılan büyük rüşvet ve yolsuzluk
operasyonuna değinen Devlet Bahçeli, operasyonun yapıldığı günü AKP
açısından “kara bir gün” ve “yüz karası” olarak değerlendirdi.
Operasyonun Recep Tayyip Erdoğan’ın sonunun işareti olduğunun
altını çizen Bahçeli şunları söyledi: "17 Aralık 2013, tek başına
iktidar olan bütün güçleri, etkinliğini ve kendi denetimine alan ve
gittikçe de diktatörlüğe ve tek adamlığa doğru yönelen bir kişinin
artık Türkiye’de fayda yerine zarar getireceğini görmemiz
lazımdır."
Türkiye’de 76 milyon insanın yüzde 59’nun yoksul olduğunu ifade
eden Bahçeli, bu sayının yanında açlık sınırının altında
milyonlarca insanın bulunduğunu kaydetti. "Bu kadar yoksulluk ve
açlık sınırında yaşayan insan bulunurken hala Türkiye’de göz doymaz
bir şekilde 3-4 yandaşı ile Türkiye’nin kaynaklarına el atmak,
kimsesizlerin kimiyiz diyerek aldatıcı sözlerle milletin iliğini
sömürmek kimin hakkıdır?" diye soran MHP Lideri, 17 Aralık tarihin
böyle bir rezalet olduğunu açıkladı.
Devlet Bahçeli, "17 Aralık tarihinde AKP’li bir belediye başkanı ve
kardeşinin, 4 tane bakanı ve çocuğu, üst bürokrat olarak bir genel
müdürün ayakkabı kutularındaki 4,5 milyon doları… Öbür yandan
birçok işadamının kendilerinin imkânlarıyla paylaşarak haram
üzerine kurdukları zenginlikleri dikkate almak lazımdır. İşte böyle
bir durum karşısında 17 Aralık’ın yapısı çok bellidir. 17 Aralık’ta
çok yüksek bir suiistimal vardır. Bu suiistimalinin mutlaka üzerine
gidilmelidir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan yolsuzlukla mücadeleyi
esas almalı ve milletimizin eğer AK Parti olarak nitelendirmesine
inandırmak istiyorsa yolsuzluk ve rüşvetle mücadelede Türkiye’yi
aklama ve paklamalıdır." dedi.
Başbakan’ın bunu yapacağı yerde kalkıp kendi yandaşlarının yaptığı
yolsuzluğun da üstünü örttüğünü dile getiren Bahçeli konuşmasını
şöyle sürdürdü: "Hiçbir bir yerde yolsuzlukla mücadele edeceğini
söylemiyor. Sadece ve sadece söylediği şey yolsuzlukla mücadele
bana bir komplodur, yolsuzluk ve rüşvet ve son günlerde baba oğul
muhabbeti kendisi için bir montaj bunların hepsine her gün
televizyonlarda her TOKİ’nin imkânlarıyla sağlanmış olan
mitinglerde binlerce insanı taşıyarak esas montajı orada yapıyor.
Şimdi soruyorum Edirne’de Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)’nin
mütevazi bir seçim bürosunun açılışında burayı şereflendiren
kardeşlerimin arasında taşıma var mı? Kırklareli’nden,
İstanbul’dan, Bingöl’den, Kocaeli’nden otobüslerle getirilen
herhangi bir kimse var mı? Esas montaj bu kalabalıkları
televizyonlarda olduğundan fazla göstererek bazılarını
birbirilerine ekleyerek montaj yaparak şuna bakınız bu ne kadar
büyük bir kalabalık bu kadar yolsuzluk yapıyor, bu kadar hırsızlık
yapıyor ama kalabalıklar hala yanındadır. Böyle dedirttirmek
istiyor."
80 günden bu yana durum böyle devam ederken Başbakan’ın çiftçinin,
emeklinin derdine çare bulmadığını kaydeden Bahçeli, esnaf, işçi,
memur perişan olduğunu, hayat pahalılığının arttığını, işsizlik
sorunun devam ettiğini ancak Recep Tayyip Erdoğan’ın bunun hiçbir
tanesini ağzına almadığını dile getirdi. Böyle bir durum karşısında
Başbakan’ın bir tek türkü söylediğini anlatan Bahçeli, "Yolsuzlukla
rüşvet bizi yıkmak için ortaya atılmıştır. Bize yargı darbesi
vardır. Bize şu vardır, bu vardır diyor. Sayın Recep Tayyip
Erdoğan, bu halk arasında konuşulduğu müddetçe sen bundan
kurtulamazsın. Yolsuzluk ve rüşvet bir toplumsal hastalıktır. Bunun
tedavisi zamanında yapılmaz gerekli tedbirler alınmaz ve kalıcı
olursa o zaman Türkiye’de toplumsal hareketlilik başlar. Bu
hareketlilik birçok şeyle takviye edilir, ajite edilirse Türkiye’de
önemli sıkıntılar yaşanır. Onun için başta Adalet ve Kalkınma
Partisi’ne oy veren kardeşlerimiz, bu Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı
uyarınız. Onu ikna ediniz. Bu çılgınlıktan kurtulsun. Bu gidişat
iyi değil. Bunların örnekleri var." uyarısını yaptı.
Ortadoğu Barış Projesi’nde görev üstlendiği zaman (o görevi de
malumunuz Amerika Birleşik Devletleri yönlendirmiştir) oraları
dolaşarak Gazze, Filistin, Mısır, Libya diyerek dolaşmadığı yer
bırakmadığını vurgulayan MHP Genel Başkanı, "Oralara Türk
bayraklarıyla gitti. Propaganda gücü olarak sultan geldi, padişah
geldi diye Osmanlı’nın geçmişteki topraklarında bu rüzgarı
estirmeye çalıştılar. Ama şimdi ne oldu? Arap baharı nerede? Bahar
diye bir şey kaldı mı orada? Kanlı bir kış var orada. Bir an
düşünün Mısır’da 33 yıllık devlet başkanı ihtilalle görevden
alındı. Yerine demokrasi adına Mursi getirildi. Daha sonra o da
görevden alındı. Şimdi nasıl bir yönetim olduğu meçhul bir
haldedir. Yarı askeri, yarı demokrasi havası ile dünyayı
aldatıyorlar. Libya’da 35 yıla yakın Kaddafi yönetimi bir linçle
sonlandırıldı. Saddam’ın durumu malumdur. Şimdi ise Erdoğan’ın
yakın arkadaşı şimdi de düşmanı olan Esat Suriye’de baş belası. Tam
130 bin kişi hayatını kaybetmiş. İki milyon insan Suriye’yi terk
etmiş. 700 bini Türkiye’ye gelmiş. Tunus öyle. Bin Ali orada
yolsuzluk ve rüşvetle ailesiyle birlikte bir gece kaçtı. Canını zor
kurtardı. Diğer taraftan da buna benzer konular var. Bunlardan ders
çıkartmamız lazım aziz milletim. Bunları iyi değerlendirmemiz
lazım. Partiyi her zaman kurabilir ve iktidara getirebilirsiniz,
muhalefete düşürürsünüz bunlar olağan şeylerdir. Ama bir sosyal
kargaşayla bir iç savaşla Türkiye karma karışık hale geldiği zaman
bunun tedavisi uzun yıllar alır. Hala Türkiye ara sıra gerçekleşmiş
darbelerle kendisini toparlayamamış, kurumsallaşamamış, istikrar
bulamamış, barış ve huzur olmamış, demokratikleşme, liberalleşme ve
normalleşme hikaye olarak kalmıştır. Bunların hepsinden ders
çıkarmamız lazım." şeklinde konuştu.
Ekonomik sorunların bir anda çözülebileceğini, başka sorunların bir
anda çözülebileceğine vurgu yapan Bahçeli, "Bu iktidar çözmezse
biri gelir çözer. Ama bir iç kavgaya girmiş, Türkiye’yi bölünmenin
eşiğine getirebilecek demokratik açılım zırvalarıyla ihanetin en
büyük işlenmiş bir Türkiye karma karışık olursa yani kriz, kaos,
kargaşa, kamplaşma, kutuplaşma bu ülkede kalıcı ve sürekli olursa
Türkiye’nin sonu Ortadoğu’dan daha kötü hale gelir. Bunu bugünden
görmemiz lazım. Sayın Recep Tayyip Erdoğan 80 günden bu yana
yargıyı harekete geçirerek, savcıları görevlendirerek, yolsuzluk
kime kadar uzanıyorsa uzansın diyeceği yerde bütün bunlardan
kaçıyor. Türkiye’de baskı ile iktidarda baskı ile kalacağını
sanıyor."
CİHAN
Yorumlar