Destici: Türk okullarını kapatma girişimi, garabet bir uygulama

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı (BBP) Mustafa Destici, yurt dışındaki Türk okullarının kapatılması için yapılan girişimlere tepki gösterdi.

Google Haberlere Abone ol
Destici: Türk okullarını kapatma girişimi, garabet bir uygulama

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı (BBP) Mustafa Destici, yurt dışındaki Türk okullarının kapatılması için yapılan girişimlere tepki gösterdi. Destici, "Bu garabet bir uygulama. Maalesef Türkiye’deki siyasi beklentiler, iç siyaset oralara taşınmıştır. Üzücüdür. Dünyadaki emperyalist ülkeler, farklı ülkelerde kendi dillerini ve kültürlerini yaymak için okullar açmak için uğraşırken, bu konu da uğraş verirken, maalesef Türkiye’nin kendi okullarını şikâyet etmesi anlaşılır değildir." dedi.

Destici, parti merkezinde yaptığı seçim değerlendirmesi ve yerel seçimleri kazanan belediye başkanlarını tebrik toplantısında gündemdeki konuları yorumladı. Toplantıda gazetecilerin de sorularını cevaplayan Destici, bir gazetecinin “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan seçim kampanyaları sürecinde Türk okullarını hedef alan açıklamalar yapmıştı. Şimdi bazı ülkelerde Türk okullarının kapatılması ile alakalı haberler geliyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şöyle cevap verdi: "Bu garabet bir uygulama. Dünyada kendi adını taşıyan okulların, kendini temsil eden okulların kapatılması noktasında Türkiye bir ilktir. Maalesef Türkiye’deki siyasi beklentiler, iç siyaset oralara taşınmıştır. Üzücüdür. Dünyadaki emperyalist ülkeler, farklı ülkelerde kendi dillerini ve kültürlerini yaymak için okullar açmak için uğraşırken, bu konu da uğraş verirken maalesef Türkiye’nin kendi okullarını şikâyet etmesi anlaşılır değildir. Burada, Türkiye içerisinde hukuka uymayan varsa, hukukun dışına çıkan varsa, hukuk içerisinde bu halledilir. Ama bunu ülke dışına taşımak Türk okullarına sirayet ettirmek gerçekten bizim anlayabilmiş olduğumuz bir şey değil. Biz bunu çok yanlış buluyoruz. Bu sadece, oradaki Türk okullarına zara vermiyor. Ya da oradaki hizmetleri yürütenlere zarar vermiyor. Amaçlanan o hizmetleri yürütenlere zarar vermek ya da onların Türkiye içerisindeki etkilerini azaltmaksa belki bir oranda bunu başarabilirler. Ama, burada büyük bedeli ve zararı Türkiye öder. Ve büyük zararı da biz görürüz. Eğer yanlışlıklar varsa ıslah edilebilir. Düzeltilebilir. Ama gidip oralara şikâyet etmek ve kapattırmak aklın alabileceği ve mantığın alacağı şeyler değil.”

"ÖFKE İLE KALKAN ZARAR İLE OTURUR"

Bir başka gazetecinin, “Okulların kapatılması için ülkeler para verildiği iddia ediliyor.” sorusuna da Destici şöyle cevap verdi: “Para vererek, Türk okulu kapatmak Türkiye’ye özgü bir şey olsa gerek. Resmi bütçeden böyle bir şey yapılamaz. Bu yapılırsa, örtülü ödenekten yapılabilir. Böyle bir şey olabileceğine…Türk milletinin bunu kabul etmeyeceğine inanıyorum. Kendi paranla, kendi okulunun kapatılması için birilerine para vermek ya da uygulama peşinde olmak, yapanları da çok zor durumda bırakabilir. Öfke ile kalkan zararla oturur. Bence herkesin artık öfkesine hakim olma zamanıdır.”diye cevap verdi.

"KAMUOYUNDA 4 KİŞİDEN BİRİ SIZDIRDI DÜŞÜNCESİ HAKİM OLUR"

Destici, suç işleyenler masum insanların da birbirinden ayrılması gerektiğinin altını çizdi. Sapla samanı birbirinden ayırmak, kuru ile yaşı birbirinden ayırarak karar vermek gerekiyor. Hukuk dışına çıkan varsa, kimse kim. Yolsuzluğa bulaşanlar içinde geçerli, bir takım hukuksuz dinlemeler yapıp servis edenler içinde geçerli. Kim yanlış yaptı ise hukuk önünde bu işin kararı verilmeli. Bu iş manipüle edilmeye başlandı. Birilerinin elinde oyuncak olmaya başlandı. Suriye ile ilgili yapılan görüşmenin sızlandırılması toplantı dışarı yansıdı. Hükümet bunun faillerini bulup bunu milletin önüne koymazsa, toplumda oluşan kanaat o 4 kişiden birinin sızdırdığı yönünde. Bunun da bir düzmece olduğu yönünde. Sırf siyasi menfaat elde etme adına. Bu tür kuşkular ve şüpheler var. Bu tür şüpheler ve kuşkulardan milleti kurtarmanın yolu net. Milletin önüne koyacaksın ‘Onlar dinledi. Failleri bunlar cezası da bu.’ Bu yapılmazsa toplumda oluşan kanaat, ‘Bu iş bir düzmece idi. Oyunu arttırmak üzere bir hamle idi.’ Bu son sızdırma işi kime yaradı ona bakmak gerekli. Kime yaradı. Ona göre karar vereceğiz.” diye konuştu.

"VER ÖZERKLİĞİ, AL CUMHURBAŞKANLIĞINI BU MİLLET KABUL ETMEZ"

Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmede de bulunan Destici, seçimlerin adaletsiz yapıldığını söyledi. “En azından Cumhurbaşkanlığı seçimleri adil yapılsın.” diyen Destici, şöyle devam etti: “Bir takım manipülasyonlardan ve kamplaştırmadan uzak yapılsın. ‘Ver özerkliği al Cumhurbaşkanlığı’ mantığını bu milletin kabul etmez. Böyle bir süreç varsa, bu ifşa olur. Dolayısıyla hiç kimse bu yola girmemesi gerekiyor. Milletten isteyecekler desteği. O yola girilirse, neticesi millet için faydalı olmaz. Bizim hiçbir peşin hükmümüz ve yargımız yok. Halkın seçmesinin savunuyorduk. Zaten öyle olacak. Burada peşin hükümlü değiliz. aynen referandum sürecinde olduğu gibi, millet ne tarafta durura, BBP son seçim sonuçlarına göre karar vereceğiz. Bizim aday gösterme gibi bir hakkımız yok. Demokrasi diyorlar ama, bu kendileri için. ”

"YSK’NIN VERCEĞİ KARARA SAYGILIYIZ"

Destici, Ankara’daki seçimler için yapılan tartışmaların hatırlatılmasın üzerine de, seçimden dolayı insanların kamplaştırıldığını da vurguladı. “Ona verirseniz bu kazanır, buna verirseniz bu kazanır.” tartışmasının dışında durmaya çalıştıklarını anlatan Destici, tartışmamanın yolunun seçim işbirliklerine imkân sağlanmasından geçtiğini söyledi. Destici şöyle devam etti: “Kıyasıya bir seçim oldu Ankara’da. En son 1994’te yaşanan seçime benzer bir seçim oldu. O zaman da 25-30 bin oyla seçim netleşti. YSK’nın vereceği karara herkesin saygı duyacağını düşünüyorum.”
CİHAN

Yorumlar