CHP'li Kart: Yargı, Bekir Bozdağ'a bağlanıyor

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, AK Parti'nin HSYK'nın yapısını değiştiren teklifine ilişkin, "Yargıyı alıyorsunuz, taşradaki, HSYK'daki yapılanması ile doğrudan Bekir Bozdağ'a bağlıyoruz.

Google Haberlere Abone ol
CHP'li Kart: Yargı, Bekir Bozdağ'a bağlanıyor

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, AK Parti'nin HSYK'nın yapısını değiştiren teklifine ilişkin, "Yargıyı alıyorsunuz, taşradaki, HSYK'daki yapılanması ile doğrudan Bekir Bozdağ'a bağlıyoruz. Türkiye'deki yargı demek Bekir Bozdağ demektir. Bu hale gelen demokrasi, hukuk, devlet adına içler acısı bir tablodur." dedi.

Parti'nin HSYK'nın yapısını değiştiren teklifin TBMM'ye sunmasına ilişkin Samanyolu Haber'e açıklama yapan Kart, Anayasa'nın HSYK ile ilgili maddelerine dikkat çekti.

Kart, "Anayasa'nın 159. maddesi HSYK'yı düzenler. Bu 159. maddenin 7. fıkrası 'Kurulun yönetimi ve temsili kurul başkanına aittir. Kurul başkanı dairelerin çalışmalarına katılamaz. Kurul, kendi üyeleri arasından daire başkanlarını ve daire başkanlarından birini de başkan vekili olarak seçer. Başkan, yetkilerinden bir kısmını başkan vekiline devredebilir.' diyor. Evet, kurulun temsili Adalet Bakanı'na aittir, diyor anayasa, devamında da bir takım sınırlamalar getiriyor. Söz gelişi, kurul başkanının dairelerin çalışmalarına katılamayacağı gibi düzenlemeleri de somut olarak getiriyor. Yine 10. fıkrada da, 'Kurula bağlı genel sekreter birinci sınıf hakim ve savcılardan kurulun teklif ettiği üç aday arasından kurul başkanı tarafından seçilir, diyor." ifadelerini kullandı.

Kart, şöyle devam etti: "Getirilen teklif, Anayasa'nın 159. maddesinin 7. ve 10. fıkralarına çok açık bir şekilde aykırı. Ve HSYK'yı doğrudan Adalet Bakanı'nın bir sekretaryası haline getiren, Kurul'un gündemini ve önceliğini belirlemekten, Kurul'un yapısının oluşmasından bütün bu konuları doğrudan Adalet Bakanı'na bağlayan nitelikte bir teklif. Burada şunu görüyorsunuz; yargıda tek adam yapılanmasını oluşturuyor. Yani yargıyı alıyorsunuz, taşradaki, HSYK'daki yapılanması ile doğrudan Bekir Bozdağ'a bağlıyoruz. Türkiye'deki yargı demek Bekir Bozdağ demektir. Bu hale gelen demokrasi, hukuk, devlet adına içler acısı bir tablodur. Gelen teklifin özü bu."

Kart, "Bir diğer ibret verici tablo şu; HSYK'nın yapısını değiştiren 52 maddelik bir teklif. Bu teklif falan değil, bu tasarıdır. Bu hükümetin getirdiği bir tasarıdır. Tasarı ile teklifin hazırlanma aşaması farklıdır. Tasarı olduğu zaman öyle veya böyle bir takım ilgili kurumlardan görüş almanız gerekir. Bütün bunları aşmak için daha evvel Torba kanun uygulamalarında olduğu gibi bunu bir milletvekilinin imzası ile getiriyoruz. Yani bir tasarıyı Bakanlar Kurulu imzası ile getirme cesaretini, sorumluluğunu, özgüvenini kaybeden bir hükümet kimliği karşı karşıyayız. Bu çok acı bir tablo. Demokrasimiz adına son derece vahim bir tablodur."

"HSYK'nın yapısı değişirse devam eden davalar nasıl etkilenir?" sorusu üzerine de Kart, şu ifadeleri kullandı: "Bunun yansıması şu; doğrudan emir ve talimatla görev yapan, yani Anayasa'nın 138. maddesi, -Sayın Meclis Başkanı ifade etmişti, ölmüştür dedi- artık cenazesini hep beraber kaldırırız. Meclis Başkanı bir misyon üstlenmek istiyorsa, 30 yıldır parlamentoda 'ben dolduruşa gelmem, dolmuşa binmem' gibi kamuoyuna hoş gelen bir takım ama bulunduğu makamın sorumluluğu ile bağdaşmayan bir takım tekerlemeler, nakaratlar söylemek yerine en başta Meclis Başkanı'nın bir üstlenmelidir."

Kart, "Teklif, kuvvetler ayrılığına aykırı mı?" sorusuna da şu cevabı verdi: "Sonuçta yargıyı doğrudan emir ve talimat mekanizması için tek adam olarak Bekir Bozdağ'a bağlıyorsunuz. Türkiye kanun devleti olmaktan çıkıyor. Doğrudan Adalet Bakanı'nın emir ve talimatları ve genelgeleri ile yönetilen ülke demokrasiden hukuktan söz edemez. Bütün bunlar niye yapılıyor? Bu neyin sonucu? Hükümet aslında Danıştay'da yapmak istediğini, üst kurulda yaptıklarını, Sayıştay'da yaptığını, Emniyet'te yaptığını yargıda da yapmak istiyor. Doğrudan hiyerarşik bir yapı oluşturmak istiyor. Bir hükümet bunları niye yapar? Soygunları örtmek için, Uludere katliamını örtmek için yapar. Bu demokrasi ve hukukun bittiği bir tablodur. Bu tablo Recep Tayyip Erdoğan adında da çok dramatik ve hazin bir tablodur." CİHAN

Yorumlar