CHP, Dershanelerin Kapanmasını AYM'ye Taşıdı

CHP, dershanelerin kapatılmasını da sağlayan ve TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen "Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapan Kanunu" Anayasa Mahkemesi'ne götürdü.

Google Haberlere Abone ol
CHP, Dershanelerin Kapanmasını AYM'ye Taşıdı

İptal dilekçesini Yüksek Mahkemeye sunan CHP, dershane düzenlemesinin teşebbüs hürriyetini ihlal ettiği ve Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki 40 bine yakın yöneticinin görevlerinin yasa ile sona erdirilmesinin Anayasaya aykırı olduğunu vurguluyor.

Meclist'e konuya ilişkin basın toplantısı düzenleyen CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, "Bu dilekçe ile dershanelerin kapatılmasına ilişkin düzenlemeler Anayasa'ya aykırı olarak düzenlenmiştir. Asıl yapılması gereken Milli Eğitim sisteminin reforma tabi tutulmak suretiyle öğrencilerimizin dershanelere ihtiyaç duymadan yetiştirilmesidir. Bu yasa ile HSYK Yasası'nda olduğu gibi Milli Eğitim Bakanlığı'nda görevli bir kısım personelin görevi yasa ile sonlandırılmıştır. Kamu görevlileri görevlerinden ancak idari işlemle alınabilirler. Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu'nun Rehberlik ve Teftiş Dairesine bağlı müfettişlerin müfettişlerinin kaldırılmasına ilişkin düzenlemeyi de iptal davası dilekçemize konu ettik." dedi. Hamzaçebi, asıl reformun dershanelere ihtiyaç duyulmayacak bir sisteme geçmek olduğunu vurguladı.

Daraltılmış bölge tartışmalarına da değinen Hamzaçebi, Başbakanın bunun ilk işaretini 2013 yılında verdiğini hatırlattı. Türkiye halkının daraltıldığını belirten Hamzaçebi, şöyle devam etti: "Bu bir hiledir. Seçim barajını yüzde 3'e indirip demokratik seçim barajını yaratalım. Geçmişte bu yolu deneyen hükümetler olmuştur. Hangi hükümet oyları azaldıysa yaptığı düzenleme ona çare olmamıştır. Rahmetle Turgut Özal döneminde bu düzenleme yapılmıştır ama derde deva olmamıştır. 1994 yılında Tansu Çiller tarafından benzer bir düzenleme yapmıştır ama bu da çare olmamıştır. Daraltılmış bölgeye ilişkin seçeneğin şöyle bir olumlu yanını görebiliriz, hükümet gidicidir, kalabilmek için seçim sisteminden değişiklik yoluna gitmek istemiştir. Biz seçim barajını yüzde 3'e indirilmesini öneriyoruz."

Cumhurbaşkanı'nın Bakanlar Kurulu'na başkanlık etmesinin "Türkiye'yi bir krize taşıyacağım" demek olduğunu dile getiren Hamzaçebi, "Sorumluluk hükümetindir. Cumhurbaşkanının bir sorumluluğu yoktur. Hem sorumluluğu yok hem ben hükümeti yönetecem diyor. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi mümkün değil. Böyle biri Cumhurbaşkanlığına taşınmamalıdır. Onun karşısındaki en güçlü adaya vatandaşlar, oyunu verecektir. Daraltılmış seçim bölgesi yapmak suretiyle gizli gizli cumhurbaşkanlığı ittifakları yapmak sandıkta ters tepecektir. Şunu öneriyorum, 1982 Anayasası o tarihten sonraki bütün Başbakanların Cumhurbaşkanı olması yönünde bir arzusunu tetiklemiştir ve Cumhurbaşkanı olmak isteyen Başbakanlar da Türkiye'de başkanlık sistemini savunmuşlardır. Turgut Özal'da, Süleyman Demirel'de bunu gördük, şimdi de Tayyip Erdoğan'da bunu görüyoruz. Yapılması gereken, Anayasa'yı değiştirip 1961 Anayasa'sının Cumhurbaşkanı modeline dönmektir." şeklinde konuştu.

MİT yasasının Anayasa Mahkemesi'ne götürülüp götürülmeyeceğine ilişkin bir soruya Hamzaçebi, "Hukukçu arkadaşlarımız değerlendirecektir. Sonra yeniden konuşuruz." karşılığını verdi. Cumhurbaşkanlığı konusunda ittifakı seçmenin sandıkta yapacağını vurgulayan Hamzaçebi, adam tartışmaları konusunda ise Necip Fazıl Kısakürek'in "Adam olmak cinsiyet meselesi değil şahsiyet meselesidir." ifadelerine dikkat çekti.

Mevcut Cumhurbaşkanlığı modeli konusunda da Hamzaçebi, "Bu model kaos meselesidir." ifadelerini kullandı.

Yorumlar