Bozdağ:Hukukumuzda tutuklama bir tedbirdir, Başbuğ'un tahliyesi hayırlı olsun
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Başbuğ’un tahliye kararı hayırlı uğurlu olsun. Kendisine 'geçmiş olsun' diyorum.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Başbuğ’un tahliye kararı hayırlı
uğurlu olsun. Kendisine 'geçmiş olsun' diyorum. Esasında bizim
hukukumuzda tutuklama bir tedbirdir. Maalesef bazı uygulamalarda
istisnai tedbir olan bir husus sanki bir kural olarak uygulandı. Bu
fevkalede yanlış uygulamadır.” dedi.
Yozgat’ın Çekerek ilçesinde partisinin seçim karargah bürosunun
açılış törenine katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, burada yaptığı
konuşmada 30 Mart yerel seçimleri için destek istedi. Bozdağ burada
gazetecilerin gündeme ilişkin sorunlarını cevapladı. Bozdağ,
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un tahliyesiyle ilgili bir
soruya, "Sayın Başbuğ’un tahliye kararı 'hayırlı uğurlu' olsun.
Kendisine 'geçmiş olsun' diliyorum. Esasında bizim hukukumuzda,
tutuklama bir tedbirdir. Maalesef, bazı uygulamalarda istisnai
tedbir olan bir husus, sanki bir kural olarak uygulandı. Bu
fevkalede yanlış uygulamadır. Biz dileğimiz, insanların her hangi
bir suç isnadı olduğunda, istisnai son derece sınırlı bazı hususlar
hariç yargılamaların tutuksuz yapılmasıdır." diye konuştu.
"SUÇLARI SABİT OLDUĞU ZAMAN CEZALARIN İNFAZI İÇİN CEZAEVİNE
GİRMELERİ DOĞRU OLANDIR"
"Suçları sabit olduğu zaman cezaların infazı için cezaevine
girmeleri doğru olandır." diyen Bozdağ, konuşmasına şöyle devam
etti: "Esasında tutuklama yerine adli kontrol tedbiri
uygulanabilir. Yasa koyucu, adli kontrol getirilirken tutuklama
halinin şartlarının olduğu halde dahi mahkemelere, hakimlere,
tutuklama dışında bir tedbir uygulama imkanı da getirdi. Bu yasa
koyucunun iradesini yansıtan önemli bir düzenlemedir. Ama sonuçta
tabi bu konularda karar verme yetkisi, tamamen mahkemelere ait olan
bir yetkidir. Tedbir kararını kaldırmak veya uygulamak, onlar
mahkemelerin karar vereceği hususlardır. Sayın Başbuğ’a tekrar
'geçmiş olsun' diyorum." ifadelerini kullandı.
"ARTIK İNSANLAR TELEFONLARI YANINDA TAŞIMIYOR"
Türkiye’de dinlemelerin insanlarımızı rahatsız ettiğini söyleyen
Bozdağ, "Hepimizin bildiği bir gerçek. İnsanlar artık telefonlarını
yanında taşıyamıyor, sohbet ederken telefonlarını başka yerlere
koyma gibi bir alışkanlık edinmeye başladılar. Sıradan vatandaşlar
dahi acaba bizi birileri dinliyor mu? Diye telefonda konuşmamayı
hatta oturma odalarında iş yerlerinde dahi konuşmamaya başladılar.
Bu fevkalade kötü bir durumdur. Bir hukuk devletinde, insanların
özel hayatlarına dahil böyle bir endişeye kapılmaları kabul
edilemez, izah edilemez. Böylesi bir olumsuzluğa hiç kimsenin
sebebiyet vermeye hakkı yoktur. Dinleme kararları bizim hukukumuz
içerisinde bir usul dairesinde elbette alınabilir. Ama bizim
düzenlemelerimiz dinlemelerin en son çare olarak başvurulmasını
öngörüyor. Sadece belli suçlarla ilgili bunun yapılmasını
öngörüyor. Ama geçenlerde emekli olan bir istihbarat müdürünün
açıklaması gazetede yer aldı. Orada adeta itiraf ediyor. Diyor ki;
eskiden Türkiye’de işkence vardı, kötü muamele vardı, şimdi ortadan
kalktı. Neden? Çünkü o zaman şüphelileri konuşturmak için kötü
muameleye başvuruluyordu şimdi dinlemeler yapılıyor, kötü muameleye
başvurma ihtiyacı bundan kalktı anlamına gelecek bir değerlendirme
yapılıyor. Bu değerlendirme neyi gösteriyor, son çare olarak ancak
belli suçlarla ilgili başvurulması gereken bir usulün her hangi bir
suç soruşturmasında yapılan ilk uygulama, ilk işlem haline
dönüştürüldüğünü gösteriyor ki bu fevkalade hukuk devleti
bakımından bizim insanımız bakımından, insan onur ve haysiyetini
koruma bakımından tehlikeli ve sakıncalı bir durumdur. Bizim
hukukumuzda, dinleme tedbiri ilk uygulanacak usul hükmü asla
değildir. En son çare olarak uygulanacak bir hükümdür. Bu ortaya
çıkan kayıtlar veriler, esasında dinleme konusunda yasaların
belirtildiği sınırların aşıldığını gösteriyor. Bu sınırların yasaya
rağmen genişletildiğini gösteriyor. Bu da çok tehlikeli bir
durumdur. Zira savcıların veya bu kararı verenlerin herkesden daha
çok hukuka insanların haklarına, özel hayatına, insanların onuruna,
insanların masumiyet ilkesine lekeleme hakkına herkesden daha çok
riayet etmeli gerektiği de bir gerçektir."diye konuştu.
Hukuksuzluğa karşı hep birlikte tavır konulması gerektiğini ifade
eden Bozdağ, "Burda ben muhalefetede bir şey söylemek isterim.
Türkiye’de özel hayata ilişkin, kişi hürriyetine ilişkin,
haberleşme hürriyetine ilişkin, özel hayatın gizliliğine ilişkin,
insan onurunun ve haysiyetinin ihlaline ilişkin, bir takım böylesi
ahlaksız hukukun dışında olan veya hukukun sınırları aşılarak
yapılan hadiseler ortaya çıktığında, bu işlerin odağında olanlar
farklı diye farklı muamele takınmaları ve siyasi etik açısından
doğru değildir. Hep beraber bir ahlaksızlık varsa, onun karşısında
olacağız, ahlaktan yana tavır koyacağız. Eğer bir hukuksuzluk
varsa, onun karşısında olup hukuktan yana tavır koyacağız. Ancak
bizim muhalefetimiz, siyaset kurumumuz malesef henüz bu noktaya
gelmemiştir. Soruşturulan kişi eğer CHP’nin, MHP’nin saydığı,
sevdiği bir kişi ise hakimleri savcıları, yerin dibine geçiren bir
muhalefet, yok onların sevmediği saymadığı, bir kişi ise hakimleri
savcıları kutsayan yapılar her işlemi Ağrı Dağı gibi doğru gören
her ahlaksızlığa, her hukuksuzluğu pirim veren bir yaklaşım bunu
terk etmesi lazım muhalefetin. İktidar ile aynı nokta da bir
hukuksuzluk varsa, bir haksızlık varsa, bir ahlaksızlık varsa, bu
hukuksuzluk, haksızlık, ahlaksızlık kime karşı yapılıyorsa
yapılsın, onun karşısında hukuktan, haktan ve ahlaktan yana tavır
koymalı, hep beraber bunu yapmalıyız. Biz iktidar olarak, bunu
söylüyoruz, kendimizi ayırmadan da bunu söylüyoruz. Ama maalesef
buna insanlar muhalefet partileri şimdilerde pek itibar etmiyorlar.
Eskiden dinlemelerden o kadar rahatsız olanlar şimdi, rahatsız
olduklarını ifade eden cümle kurmaktan dahi çekiniyorlar. Halbuki
hukuk, hepimize lazım, bunun herkesin çok iyi bilmesi gerekiyor."
diye ifade etti.
Bir gazetecinin Başbakan Erdoğan’ın Facebook ve Youtube’yi
kapatabiliriz açıklamasını sorması üzerine Bozdağ, bu soruya cevap
vermekten kaçındı.
CİHAN
Yorumlar