BBP lideri Destici: Paralel devlet cambaz oyunudur
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, ‘paralel devlet’ söyleminin bir cambaz oyunu olduğunu söyledi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici,
‘paralel devlet’ söyleminin bir cambaz oyunu olduğunu söyledi.
Destici, “Paralel devlet, bize göre tamamen izafi, sanal, tamamen
cambaz oyunu. Bize cambaza baktırıyorlar paralel devlet diye. Öbür
taraftan üçgen devletin kuruluş zeminini hazırlıyorlar” dedi.
Destici, partisinin Bursa Barış Manço Kültür Merkezi’nde düzenlenen
belediye başkan adayları tanıtım programına katıldı. Büyük
haksızlıklarla, büyük adaletsizliklerle dolu bir seçim maratonunda
olduklarını anlatan Destici, “Adaletten bahsedenler, haktan,
hukuktan bahsedenler maalesef işin bu tarafını hiç görmezden
gelmekteler. İktidar partisi başta olmak üzere, ana muhalefet
partisi onların Bursa’da bir ilçe belediye başkan adayının
harcadığı seçim parasını biz bütün genel merkez olarak bütün
adaylarımızla birlikte harcamıyoruz, bundan emin olun. Böyle
adaletsiz bir seçim yarışı içerisindeyiz. 315 trilyon hazineden
veriliyor, bu adil değil ama hukukuna, kılıfına uydurmuşlar. Siz
Sivas’ta 50 bin kişiye miting yapıyorsunuz, o önemli değil adam 500
kişiye konuşuyor televizyonlar onu veriyor. Tamamen bu derece
haksız belki de ilk defa haksız. Kanunların hiç sayıldığı, adaletin
hukukun zerre kadar hesaba katılmadığı seçim sistemi ya da seçim
sathı mailindeyiz. Geçtiğimiz seçimlerde son 10 günde muhalefet
partilerine yer verilirdi az da olsa. Ama bu seçimde asla böyle bir
şey yok. Çünkü Türkiye yavaş yavaş bir hukuk devleti olmaktan
çıkıyor. Çünkü hukukçularınızın, adalet sisteminizin şaibe altında
bırakıldığı, itibarsızlaştırıldığı ve hukukun verdiği kararların
tanınmadığı bir süreçten geçiyoruz. Tabi böyle bir ortamda
belirsizlikler de kaos ortamı da çatışma ortamı da olacaktır” diye
konuştu.
"KANALTÜRK OPERASYONU SİYASİDİR, ZULÜM KİMDEN GELİRSE GELSİN
MAZLUMUN YANINDAYIZ"
Kanaltürk’ün ulusal yayın hakkının iptal edilmesini ve Kaynak
Holding’e yapılan incelemeleri de değerlendiren Destici, şunları
kaydetti: “RTÜK, AK Partili üyelerin oylarıyla Kanaltürk’ün ulusal
yayın hakkını iptal etmiş. Bunun hukuki olmadığını, tamamen siyasi
bir karar olduğunu okuduğumuz anda anlıyoruz. Neden bu televizyona
bu yapıldı, hepimiz anlıyoruz. Yine bir holdinge inceleme, baskın
yapıldığı söyleniyor. Bütün bu uygulamaların haksız ve adaletsiz
uygulama olduğunu biliyoruz. Bunlar intikam hırsıyla, kin, nefretle
yapılan uygulamalar. Bunların hiçbirisinin kabul edilebilir bir
tarafı yok. Kime yapılsa yapılsın, zulüm kimden gelirse gelsin ve
kime yapılırsa yapılsın, biz bunun inancına, dinine, hangi siyasi
parti olduğuna, etnik kökenine asla bakmayız, mazlumun yanında
oluruz, zalimin karşısında oluruz. Nereden gelirse gelsin, kime
karşı yapılırsa yapılsın. 21 yıllık siyaset hayatımızda bunu net
olarak ortaya koymuşuz. 28 Şubat'ta başkalarına yapıldı bu
zulümler, 80’lerde başkalarına, 60’larda, 2002’lerde başkalarına
yapıldı. Bütün süreçlerin tamamında kime yapılırsa yapılsın biz
zulümlerin karşısındayız. Bu tür hukuksuz, kanunsuz ve tamamıyla
intikam hırsıyla, siyasi ihtirasla yapılan bu tür davranışların ne
ülkeye ne de bunu yapanlara faydası olur. Mutlaka ileride bu
yaptıkları yanlışın bir gün bedelini ödemek zorunda kalırlar ya da
bir mahcubiyet içerisinde bulunurlar.”
Bugün yetkiyi elinde bulunduranları herşeyden önce adaletli olmaya,
adil olmaya, hakkaniyetli olmaya davet ettiğini belirten BBP
lideri, “Ne olursa olsun asla adaletten ve doğruluktan
ayrılmamaları gerektiğini düşünüyorum. Eğer haklıysanız zaten bu
ortaya çıkacaktır ve sonuçta sizin haklarınız anlaşılacaktır ama
bir haksızlık yaptıysanız, yanlış yaptıysanız ve bunun üstünü
örtmek için bu tür uygulamalar yapıyorsanız bunun hiçbir faydası
olmaz. Belki belirli süre bunları toplumun gözünden kaçırırsınız,
ama neticede gerçekler bir gün ortaya çıkar ve siz bugün
yüzleşemediğiniz gerçeklerle bir gün yüzleşmek zorunda kalırsınız
ama belki o gün geçmiş olur ömür boyu bu leke alnınızda kalır.
Herkesin adaletten ayrılmaması ve asla kimseye adaletsizlik
yapmaması gerekir” diye konuştu.
"ARTIK SURİYE SINIRIMIZ DİYE BİRŞEY YOK"
Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde peş peşe patlamalar olduğunu dile
getiren Destici, “Maalesef artık Suriye sınırımız diye bir şey yok.
Geçtiğimiz hafta Kilis’teydim. 75 bin nüfusa sahip olan Kilis'te
150 bin mülteci var. Maalesef Suriye politikasında büyük yanlışlar
yapıldı. Orada bir tampon bölge oluşturulabilseydi, bizim rahmetli
genel başkanımızın zikrettiği daha sonra bizim devam ettirdiğimiz
Türkiye, bugün belki de bu saldırılarla karşı karşıya kalmazdı.
Allah korusun, belki önümüzdeki günlerde daha farklı saldırı ya da
iç karışıklıklarla karşı karşıya kalacağız. Maalesef hükümet,
Türkiye'yi yönetenler Suriye'yi iyi okuyamadı ve iki yıl sonunda
bugün geldiğimiz noktada maalesef elimizde Suriye'de bulunan Türk
toprağı Süleyman Şah'ın da elimizden çıkmasıyla ilgili bir sürü
haberler var. Siz kararlı, cesur bir duruş sergileyemezseniz,
Irak’ta kırmızı çizgilerinizi ihlal ettirirseniz, önce ‘oldu
bittiye müsaade etmeyiz’ deyip daha sonra Irak’ta kurulan özerk
yanın en büyük hamisi haline gelirseniz, onların yaralılarını bile
Türkiye’ye getirip tedavi ettirirseniz, 30 yıl bu memlekete kan
kusturmuş, binlerce sivil vatandaşın, Mehmetçiklerimizin kanında
elinde bulunduranlarla pazarlık masasına oturur ve müzakere
ederseniz, işte bugün bu sonuçla karşı karşıya kalırsınız.
Defalarca söyledik. Maalesef bunlarla ilgili hiçbir tedbir
alınmadı” ifadelerini kullandı.
"ÖZERLİK İLAN EDECEKLER HÜKÜMETTEN SES YOK"
Televizyonlara bakıldığında PKK’nın siyasi uzantılarının ‘yerel
seçimlerden sonra özerklik ilan edeceğiz’ açıklamalarının
görüldüğünü belirten Destici, “Bu yerel bir seçim değil,
referandum. ‘Özerkliğin referandumu’ diyorlar. O siyasi partiler,
yerel seçimlerde iş, aş vaat etmiyorlar. pankartlarda 'öz yönetim'
yazıyorlar. Yani bunlar, 'Bize oyunuzu verirseniz bu seçimlerde biz
burayı kazanacağız. Artık kendi ders kitaplarımızı basacağız, kendi
okullarımızı kuracağız' diyor. Bunları bizzat kendileri
söylüyorlar. Kısacası, 'Kendi vergi sistemimizi, askerimizi,
polisimizi yani özerkliği ilan edeceğiz' diyorlar. Hükümetten asla
ses yok. Bunları bu kadar şımartan, bunları bu kadar
cesaretlendiren ve pervasızlaştıranlar Türkiye'yi yönetenlerdir.
Onlarla ‘çözüm süreci’ adı altında pazarlık edenlerdir ve el
altından anlaşanlardır. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde
gizli bir anlaşma olduğu, bölgenin yerel seçimlerden sonra özerklik
noktasında anlaşıldığıyla ilgili bize gelen bilgiler var. Çözümü
sürecini eleştirirken ‘Siz savaş mı istiyorsunuz?’ diye nasıl
topluma yutturdularsa ‘keşke barış olsa, hiçbirimiz arkamızı dönüp
gidemeyiz, ama böyle bir şey yok, PKK çekilmeyecek, silah
bırakmayacak’ dedik. Çekilmediği, bugün net şekilde ortada.
‘Paralel devleti bırak üçgen devlete bakın’ dedik. Paralel devlet;
bize göre tamamen izafi, sanal tamamen cambaz oyunu. Bize cambaza
baktırıyorlar paralel devlet diye. Öbür taraftan üçgen devletin
kuruluş zeminin hazırlıyorlar. Irak'ın kuzeyi özerkleştirildi,
Suriye'nin kuzeyinde geçici yönetim oluşturuldu. Barış adına çözüm
sürecini sundukları gibi yerel seçimlerden sonra da birlikte
yaşamanın formülü olarak bize özerkliği dayatacaklar. Hem ülkeyi
yönetenler hem PKK’nın siyasi uzantıları şunu bilsinler; Türk
milleti sabırlıdır, hoş görülüdür ama bıçak kemiğe dayandığında
vatanı milleti için kanını, canını verir, evladını kınalar askere
gönderir ama vatanın bir karış toprağını bırakın bir çakıl taşını
bile kimseye vermez. Onun için bugün Türk milletiyle oyun oynanmaz.
Yeri ve zamanı geldiğinde herkese hadleri bildirilir. Akıllarınızı
başınıza alın. Rüyalarınızı kabusa çeviririz, hayallerinizi zindan
ederiz, heveslerinizi kursaklarınızda bırakırız” şeklinde konuştu.
CİHAN
Yorumlar