Başbakan'ın Trabzon Mitingi'nden Notlar
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon’da Fethullah Gülen, CHP ve MHP’ye ağır eleştiriler yöneltti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon’da
Fethullah Gülen, CHP ve MHP’ye ağır eleştiriler yöneltti. Erdoğan,
“Başbakanı, Cumhurbaşkanını, Meclis Başkanını, Bakanları
dinleyemezsin. Hiçbir hakim bununla ilgili karar veremez. Ama
bunlar maalesef casusluk örgütü olduğu için bizi dinlemeye
varıncaya kadar bu yollara başvurdular. Düşünebiliyor musunuz,
ülkeyi yönetenlerin haremine giriyorlar. Bunu tehdit unsuru olarak
kullanıyorlar. Ne yaparsanız yapın, elinizden ne gelirse gelsin,
ininize gireceğiz, ininize. Er veya geç. Bunun şakası yok. Bu
ülkeyi, devleti sokakta bulmadık. Gereği neyse onun hesabını
soracağız” dedi.
TÜRKÜLERLE SELAMLADI
İstanbul’dan özel uçakla Trabzon’a gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Alanı’nda
düzenlenen mitingde yaklaşık 20 bin kişiye hitap etti. Konuşmasının
başında, ilçeleri selamlarken Trabzon yöresel türkülerinden
alıntılar yapan Başbakan Erdoğan, “Oy Trabzon. Uşaklar sizlerin
yürekten selamlıyorum. Oy Trabzon! Al şalım, yeşil şalım, dağları
dolaşalım, sen yağmur ol ben bulut, Maçka’da buluşalım. Oy benum
sevdiceğum, olur mi böyle kader, Of - Sürmene Yaylası, 15 doktora
bedel. Ağasar dereleri, aksa yukari aksa, vermem seni ellere Tonya
üstüme kalksa. Bugün çok farklısın Trabzon, Karadeniz gibi
coşmuşsun. Rabbim Trabzon’i korisun. Rabbim huzurumuzu,
kardeşliğimizi, yol arkadaşlığımızı muhafaza etsin. 30 Mart
seçimleri milletimiz, ülkemiz, demokrasimiz için hayırlara vesile
olsun. Dün Kocaeli bir başkaydı. İstanbul bir başka. 2 milyonu
aşkın insan, Türkiye, adeta İstanbul’da toplanmıştı. İstanbul
Türkiye’nin özeti. Her yerden insan var. İstanbul bir tarih yazdı”
dedi
“ALİ ŞÜKRÜ BEY VE MENDERES’E YAPILAN BİZE DE YAPILMAK
İSTENİYOR”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye üzerine
oynanan bir oyunu Trabzonlu bir kahraman, yiğit ve şehit
olan Ali Şükrü Bey üzerinden anlatmak istediğini vurgulayarak
sözlerini şöyle sürdürdü:“Trabzonlu bir kahraman, bir yiğit, bir
şehit üzerinden Türkiye’de oynanan oyunu sizlere
anlatmak istiyorum. Gençler de bunu öğrensinler. Ali Şükrü Bey,
Trabzon’un meclisteki ilk mebusuydu. 23 Nisan 1920’de meclis
açılırken Trabzon’un temsil etmek için oradaydı. Osmanlı’nın
kahraman subayı olduğu kadar ilk meclisin de en yürekli
vekillerinden biriydi. Her türlü haksızlığa karşı çıkıyordu.
Esarete, korkaklığa, geri adım atmaya tahammülü yoktu. Kürsüye
çıkıyor, kalbinde olan neyse onu söylüyordu. Bu kahraman
Trabzonlu’yu bir gece, tam 91 yıl önce 27 Mart gecesi Ankara’da
alçakça şehit ettiler. Ali Şükrü Bey’in katlinin önemli bir
manası vardı. Katiller suikast düzenlerken her vekile korku
salıyor, ‘doğru durmazsanız, ayağınızı denk almazsanız sonunun
böyle olur’ diyorlardı. 1950’li yıllara kadar, demokrasiye kadar,
hemen her vekilin üzerinde Trabzonlu Ali Şükrü Bey’in akıbeti
tehdit olarak sallanmıştır. Merhum Menderes bu korkuya karşı geldi.
Korkmadı, çekinmedi, sinmedi, cesaretle ortaya çıktı. Milletin
sevgisini kazandı ve tek başına iktidara geldi. Ancak 27 Mayıs’la
birlikte Menderes’i milletinden koparmak istediler. Sonra iki
bakanıyla maalesef idam ettiler. Onlar şehit
oldular. Orada da mesaj var. Sonraki tüm vekillere ve bakanlara,
başbakanlara mesaj veriyorlardı. ‘Bizim istikametimizde
yürümezseniz sizin de sonunuz Menderes gibi olur’ diyorlardı.
Siyasete ve hükümetlere korku salıyorlardı. Merhum
Trabzonlu Ali Şükrü Bey’e, merhum Adnan Menderes’e yapılmak istenen
neyse, bize de yapılmak istenen aynı.”
KILIÇDAROĞLU VE SARIGÜL’E: BUNLAR ANARŞİST
Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul
adayı Mustafa Sarıgül’ü de eleştirerek sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Adam ana muhalefetin genel başkanı, bana küfrediyor. İstanbul’daki
Büyükşehir belediye başkan adayı, Trabzonlu hemşehrime el
kaldırıyor. Bunları gördünüz di mi? Bunlar anarşist. Bunların her
yeri terörle ortaklaşa yürüyor. Sen nasıl olur da benim bir
vatandaşıma yumruk sallarsın. Bunlarda edep, adap yok. Ben diyorum
ki, gerçek yumruğu benim hemşehrilerim, Trabzonlu kardeşlerim
sandıkta bunlara vursun. İstanbul vuracak ama Trabzon bir başka
vursun. İnşallah Karadeniz’in dalgaları bunları bu defa çok daha
farklı şekilde boğsun. Statüko istikametinde değil milletin
istikametinde yürüdüğümüz için saldırıyorlar. Elitlerin,
seçkinlerin, bir kısım medyanın, sermayenin çıkarı için değil,
vatanın, milletin, bayrağın çıkarı için çalıştığımızdan bize
yükleniyorlar. Ya Kılıçdaroğlu, kalkmış helal ve haramdan
bahsediyor. Sen ne anlarsın helalden haramdan. SSK’nın genel
müdürüyken helali, haramı bize gösterdin, soydun soğana çevirdin. O
dönemlerde hastanelerde çektiğimiz çileleri biliyorsunuz değil
mi?”
“İNİNİZE GİRECEĞİZ, İNİNİZE”
Başbakan Erdoğan, Pensilvanya’nın CHP, MHP ve BDP’yi de
kiraladığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Bir kısım medyayı da kiraladı. Onlarla birlikte bazı işveren
çevrelerini de şantajlarla emir komutası altına aldı. Şimdi bizi
yıpratmak için gayret içindeler. Fakat diyorum ki, bak benim
abdestimden şüphem yok, namazımdan da şüphem yok. Sen abdestinden
şüphesi olanlarla uğraş. Bizimle uğraşamazsın. Ama sen şu anda
ülkenin milli güvenliğini tehdit eden çalışmalar içindesin.
Başbakanı, Cumhurbaşkanını, Meclis Başkanını, Bakanları
dinleyemezsin. Hiçbir hakim bununla ilgili karar veremez. Ama
bunlar maalesef casusluk örgütü olduğu için bizi dinlemeye
varıncaya kadar bu yollara başvurdular. Düşünebiliyor musunuz,
ülkeyi yönetenlerin haremine giriyorlar. Bunu tehdit unsuru olarak
kullanıyorlar. Ne yaparsanız yapın, elinizden ne gelirse gelsin,
ininize gireceğiz, ininize. Er veya geç. Bunun şakası yok. Bu
ülkeyi, devleti sokakta bulmadık. Gereği neyse onun hesabını
soracağız. Biz Ali Şükrü Bey gibi dik duracağız. Merhum Menderes
gibi milletin hizmetkarı olacağız.”
“TUZAKLARI BOZACAĞIZ”
Miting alanının yanındaki eski Belediye Binası’nda Menderes’in
konuşma yaptığı balkonu da gösteren Başbakan Erdoğan, sözlerini
şöyle sürdürdü:
“Burası Menderes’in kürsüsüydü. Bunun için bu sahneyi çok anlamlı
buluyorum. Zira Menderes’in Trabzon’a hitap ettiği kürsünün
yanından size hitap ediyorum. 30 Mart inşallah Menderes’in Ali
Şükrü Bey’in verdikleri mücadelenin devamı anlamında bize ayrı bir
güç verecek. Ben size inanıyorum. İnanıyorum ki 30 Mart’ta CHP ve
MHP’ye, Pensilvanya’ya en güzel dersi vereceksiniz. İnşallah
milletimizin desteğiyle tuzakları bozacağız. Geleceğe tehdit ve
şantaj değil, milletin zaferini emanet bırakacağız. Bunların
tuzaklarına karşı bunların bilmediği bir şey var. Milletimin de
tuzağı var. Ama hepsinden önce Rabbimin tuzağı var. Bu mücadeleden
vazgeçersek, eğer boyun eğersek, geleceğin hükümetlerine, ‘Milletin
değil bizim istikametimizde yürüyeceksiniz, bizim çıkarımız için
çalışacaksınız. Türkiye’nin değil, belli bir zümrenin, medyanın
kazancı için çalışacaksın’ derler. Eğer bu mücadeleden zaferle
çıkmazsak, bu istiklal mücadelesini kazanmazsak, geleceğin
hükümetlerine, ‘Sonunuz Ali Şükrü Bey gibi, Demokrat Parti gibi,
Turgut Özal gibi, Ak Parti gibi olur’ diyecekler. Bizim mücadelemiz
bu. Bu tehdit gelecekte siyasetlere, hükümetlere yapılmasın diye dik ve cesur
duruyoruz. Bizden sonrakilere korkuyu miras olarak bırakmak
istemiyoruz. Şantajı miras bırakmak istemiyoruz. Bizden
sonrakilerin kasetlerle, montajlarla, dublajlarla yıpratılmasını
istemiyoruz. Gelecek nesillerin vesayet altında kalmasını
istemiyoruz. Çetelerle mafyayla biz mücadele ettik. Bu ülkede
oyumuzu küfredenlere mi vereceğiz, hakaret edenlere, iftira
atanlara, yalan söyleyenlere mi vereceğiz, yoksa bu milletin
hizmetkarı olanlara mı vereceğiz?”
“KOVDUNUZ Mİ OLARİ?”
Seçimlere 5 gün kaldığını hatırlatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, miting alanındaki
kadın ve erkeklere ayrı ayrı seslenerek şunları söyledi:
“Bunların ablaları varmış. Geldiler mi size. Ne yaptınız? Kovdunuz
mi olari? Bi daha kapiya gelmesunlar ha, tamam mi? Bunlara şunu
söyleyin, ‘Kurun partinizi öyle çıkın meydana. Yalan dolan, iftira,
talanla değil. ‘Siz ne biçim bayansınız ya’ deyin. ‘Benim kızımın
başörtüsünü senin hocan açtı ya’ deyin. ‘Senin hocan, üniversiteye
gidecek olan kızlara başınızı açın da öyle gidin’ dedi ya. ‘28
Şubatçılara ödül verdi senin hocan ya. Geçin artık bunları geçin.
Kendinize çeki düzen verin. Aklınızı, iradenizi kiraya vermeyin’
deyin bunlara. Siz gereğini zaten yapıyorsunuz. Bizim ablalarımız
burada. Ablalar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Bildiklerimizi
bilmeyenlere anlatacağız. Bunların bir de abileri varmış. Abiler
size geldiler mi? Ne yaptınız? İşte bizim abilerimiz de burada.
Abiler, 5 gün, kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Bunlarda yalan çok.
Bazı yerlerde ne yapıyorlar biliyor musunuz? Bizim müşahitlerimizi
arıyorlar. Ya bunlar sahtekar. ‘Ak Parti genel merkezinden
arıyoruz. Sizin sandıklarınız değişti’ diye yalan yanlış şeyler
söylüyorlar. Şeytanın aklına gelmeyen bunların aklına gelir. Çünkü
bunlar müfteri. Her şeyi yaparlar. Sakın bunlara aldanmayın. Sakın
bu oyunlara gelmeyin. Biz milletin, ülkemizin, bayrağımızın
çıkarlarını kutsal emanet olarak omzumuzda taşıyor, yere
düşürmemenin mücadelesini veriyoruz. Bu bir istikbal ve istiklal
mücadelesidir. Türkiye’yi ya kasetler, tehditler, montajlar,
şantajlar yönetecek ya da siz yöneteceksiniz. Çocuklarımız, millet
yönetecek. Gelecekte Türkiye’yi ya şantaja boyun eğen,
Pensilvanya’ya iradelerini kiralayan CHP ve MHP gibi partiler
yönetecek ya da milletin partisi AK Parti yönetecek. Ya vesayet ya
siyaset. Olay bu. 30 Mart’ta vesayet bir kez daha
kaybedecek, siyaset kazanacak.”
“NAL TOPLAMAK İÇİN SİYASET YAPILMAZ”
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun öncesi seçimlerde Bursa’da bir
televizyon kanalında yaptığı açıklamaya da değinen Başbakan Erdoğan
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ey Kılıçdaroğlu, Bahçeli, dürüst müsünüz, samimi misiniz? Zerre
kadar sizde dürüstlük varsa; çünkü siyaset
önde olmak için yapılır, birinci olmak için yapılır, arkada nal
toplamak için siyaset yapılmaz. Tayyip Erdoğan diyor ki, ‘bu
seçimde eğer biz birinci parti olarak çıkmazsak, ben genel
başkanlığı bırakacağım’. Ey Kılıçdaroğlu, sen birinci parti
olamazsan genel başkanlığı bırakmaya var mısın? Bırakamaz, çünkü
bunda yalan. Bursa’da geçen seçimde ‘yüzde 40’ın altında oy alırsam
ben ve arkadaşlarım bırakacağız’ dedi. Yüzde 26 aldı. Hala
bırakacak. Ya bunda yalan çok. Bunda dürüstlük yok. Utanmadan
sıkılmadan şunu söylüyor; hırsızdan başbakan olmaz! E doğru, zaten
tek doğru lafın o. 5 senedir CHP’nin başındasın, Başbakan
olamıyorsun. 3 seçime girdin. Senin SSK’da hırsızlığını biliyor bu
millet. Neler yaptığın biliyor bu millet. Ya CHP; Anayasa Mahkemesi
tarafından bile bu milletin hazinesini dolandırdığı için
trilyonlarca lira ödemeye mahkum edildin. CHP bu parti. Trabzon,
öyle bir haykır ki bütün Karadeniz seni duysun. Öyle bir haykır ki
bütün Türkiye seni duysun.”
“ULA BU BAYRAKTUR DA”
Ak Parti’nin Bayrak temalı reklamına da değinen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bayrak reklamını
gördünüz değil mi? Nasıl buldunuz? Ya yargı taktı ona kafayı. Dedi
ki; ‘olmaz, öyle reklam yapamazsınız’. Ula bu bayraktur da. Bayrak,
bayrak. Yeter ki CHP de böyle reklam yapsın. MHP de böyle reklam
yapsın. Ama olarin aklina gelmedi. Olarin aklina başka şey vardi.
Biz de bu millet yenilmez bu millet eğilmez dedik” ifadesini
kullandı.
“YAZIKLAR OLSUN”
Erdoğan, Trabzon’un ve özellikle Of ilçesinin alimler, hocalar
yetiştirdiğine de dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Trabzon alimler, hocalar yetiştirmiştir. Ama Pensilvanya’daki gibi
değil ha. Onun kim olduğunu zaten anladınız, tanıdınız. Geçenlerde
benimle ilgili söylediği ifade şu, yazıklar olsun, yazıklar olsun.
‘Bu uzun bize çok hainlik yaptı’ dedi. Nasıl hainlik yaptıysak. 17
üniversite kurmak için geldiler, hepsini onadım. Bu muydu hainlik?
Bu ne vicdandır be. Okullar için yer istedi, verdik. Uluslararası
camiada davet ettiler, devlet hükümet başkanlarına bunları refere
ettik. Olimpiyat dediler, her türlü desteği verdik. Ne nankörlük bu
ya? Ne istediniz de alamadınız? Ama dert başka. Hani dershaneleri
reforme ettik ya. Bunları rahatsız etti. Bunların dershanelerinden
yavrularınızı alın. Hiç çekinmeyin. Hafta sonlarında takviye
kursları adı altında Milli Eğitim ücretsiz olarak yavrularımıza
eğitim öğretim verecek. Bunlar söğüşlediler ya. Bunların
okullarından da çocuklarınızı alın. Devletin okulları bize yeter
babalar. Dünyanın parasını alıyorlar. Ondan sonra bir de kursa git.
Yetti ya. Bunlar sülük gibi emdiler, sülük. Ama sülük faziletli.
Sülük, zararlı kanı emiyor. Bunlar faydalı kanı emdiler. Bunlar
böyle. 1998’de 28 Şubat’ın hemen ardından bu Pensilvanya’daki zat,
Mehmet Ali Birand’a konuşuyor, 28 şubat darbesini var gücüyle
destekliyor. 12 Eylül’ü de zaten desteklemişti. Ne diyor Birand’a,
‘ben şu andaki Türkiye’yi çok iyi görüyorum’ diyor. Neler olmuş,
halden memnunum diyor. Başörtüsü yasaklanmış, imam hatiplerin orta
kısımları kapatılmış. Milletin kutsal değerleri ayaklar altına
alınmış. İnsanlar işten atılmış. Ama Pensilvanya hayatından memnun.
O dönemin hükümetine ‘beceremediniz artık bırakın’ diyor. Oflu
kardeşlerim, böyle hoca, alim olur mu? İnsanların telefonlarını
dinleyen, kaydeden, bunları yayınlayıp şantaj yapardan alim olur
mu?Her işe burnunu sokandan,yatak odalarına kadar girenden alim
olur mu? İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin
bilmezsen, ya nice okumaktır’. Vaka bu.”
SENİN MÜFTÜNÜN NE OLDUĞUNU MİLLET BİLİYOR
Başbakan Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ‘başörtüsü sorununu
ben çözdüm’ dediğini de hatırlatarak şunları söyledi:“Nasıl
çözdüyse. Her zaman bu işin karşısında olan sizsiniz. Artık devlet
dairelerinde de başörtülü memurlarımız çalışabiliyor. Ey
Kılıçdaroğlu, sen yat uyu be. Senden bir şey olmaz. Üsküdar’da
oturuyorum, biliyorsunuz. Gelirken gördüm, CHP pankart asmış,
‘Üsküdar’a müftü yaraşır’ diye. Dini siyasete
bu kadar alet etmek olur mu ya? Ne alakası var bu işin ya. Oraya
müftü demekle sen neyi aldatacağını sanıyorsun. Senin müftünün de
ne olduğunu bu millet biliyor, senin de ne olduğunu bu millet
biliyor. Şair güzel söylüyor. ‘İdraki meali bu küçük akla gerekmez,
zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez’. Bunların idraki bu.”
“CEKETİNİN ÜZERİNDEN TANSİYON ÖLÇÜYORLAR”
Başbakan Erdoğan, rekor katılımlarla mitingler yaptıklarını
vurgulayarak, “Şehirlerimizde rekor katılımlarla miting yapıyoruz
ya. İnanın bu mitingi Pensilvanya’daki zattan gizlemişlerdir. Çünkü
tansiyonu fırlar. Ya da montaj demişlerdir. Bunu kandırmak kolay.
Ceketinin üzerinden tansiyon ölçüyorlar. Hapları verişleri bile
değişik. Ama dün İstanbul’u gördüyse dizlerinin bağı çözülmüştür.
Tir tir titreyip ‘yanlış yaptık’ demiştir. CHP Genel müdürü de
Bozkurt işareti yapıyor. Doğrudan Pensilvanya’nın avukatlığına da
başladı. Ergenekon’un avukatıydı, şimdi de yeni Ergenekon’un
avukatı oldu. Pensilvanya’nın müridi oldu. Zaten kendisine ‘Çark
Kemal’ derler. Türkçe olimpiyatlarına katılacakmış, katılsın.
Yanına Tunceli milletvekillerini alsın. Üniversitelerde ikna
odalarının mucidi olan vekilini alsın öyle gitsin. Silivri’den
çıkan vekillerini de alıp gitsin. Hep birlikte Türkçe
olimpiyatlarına katılsınlar. ‘Pensilvanya’nın askerleriyiz, Hocam
izindeyiz’ desinler, tezahürat yapsınlar. Çark Kemal’e bu yakışır.
MHP de Pensilvanya’dan çok çekti. Milletvekili adaylarının
kasetlerini onlar ortaya döktü, ahlaksızca saldırdılar. Ama MHP
şimdi Pensilvanya’nın vagonu oldu. Ne yaparlarsa yapsınlar,
demokrasi mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Onlar küfretsinler
biz sabredeceğiz. Biz sizinle beraberiz. Siz yanımızda olduğunuz
sürece Allah’ın izniyle, hele hele Kılıçdaroğlu gibi, Bahçeli gibi
genel başkanlar olduğu sürece AK Parti yürüyüşüne devam edecektir.
Kılıçdaroğlu öğrenmiş, Rabia işaretini yapıyor. Ama içeriğini
farklı dolduruyor. Ama doğrusunu da öğrenecek. Çünkü bu taklitçidir
taklitçi. Biz, Rabia işaretiyle ne yapıyoruz; tek millet, tek
bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz. Paralel devlet asla, devlet
içinde devlet asla.”
Erdoğan mitingin ardından helikopterle Ordu’ya hareket etti.
MİTİNGTEN NOTLAR
Miting öncesi paraşüt kısımlarında Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan yazan iki
paramotor, miting alanı üzerinde dolaşarak vatandaşlara karanfil
attı. Miting alanı çevresinde özellikle Fethullan Gülen ve Gülen
cemaatini hedef alan, “Ey Pensilvanya, Karadeniz kabardığında
kurtaramaz seni ne İsrail ne Amerika”, “Pensilvanya’da Toksun, Mavi
Marmara’da yoksun, tek ceketle İsrail’e dostsun” yazılı dev pankartlar dikkat çekti.
Miting öncesinde Başbakan’ın damadı Berat Albayrak ve dünürü Sadık
Albayrak sahneye çıkarak miting alanını inceledi. Başbakan’ın
sahneye Trabzonspor atkısı ile çıkması dikkat çekti. Mitingin sonunda
Erdoğan, boynundaki atkıyı korumasıyla bir partiliye gönderdi.
Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan sahneye çıktığında çalan Dombıra
şarkısının sözlerini bir grup işitme engelli öğrenci işitme
engeliler için işaret diliyle çevirdi. Güneşin tam sahneye vurması
nedeniyle sıcaktan etkilenen Erdoğan, mitingin 5’inci dakikasında
partililerden müsaade isteyerek ceketini çıkardı. Erdoğan, sık sık
yerel şiveyle ‘bir dur da, bi dinleyun uşaklar da’ kelimelerini
kullandı. Bu arada 22 Aralık’ta Erdoğan’ı üzerlerine giydikleri
beyaz kefenlerle Trabzon Havalimanı’ndan uğurlayarak tartışma
yaratan Çarşıbaşı Gençlik Kolları üyeleri, bu kez de Çanakkale
savaşında giyilen üniformalarla alana geldi. Gençlerin elindeki
pankartın bir tarafında Kurtuluş Savaşı’nda çekilen bazı kareler ve
“Bu vatan böyle kurtarıldı”, diğer tarafında ise Gezi Parkı
olaylarında çekilen ve “Böyle kaybedilmeyecek” yazıları dikkat
çekti. Mitingin sonunda eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar da sahneye davet edildi, diğer başkan adayları ve
milletvekilleriyle halkı selamladı. Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan,
mitingin sonunda partililere Trabzonspor kaşkolu ve
karanfil attı.
Yorumlar