Başbakan Erdoğan: Senin okulların senin olsun
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Senin okulların senin olsun. Bize kendi okullarımız yeter, devletin okulları yeter.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Senin okulların senin olsun.
Bize kendi okullarımız yeter, devletin okulları yeter. Zaman
gelecek kendi okullarına öğrenci bile bulamayacaksın.” dedi.
Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile Muğla Esik Otogar alanına
halkı selamlayarak geldi. Başbakan Erdoğan, “Sevgili Muğlalılar,
sizleri hasretle muhabbetle selamlıyorum. Bodrum, Dalaman, Datça
sizleri gönülden selamlıyorum. Milas, Ortaca, Ula, Yatağan sizleri
kalpten selamlıyorum. Efelerin şehri Muğla’yı yürekten
selamlıyorum. Ege'nin Dalaman Akköprü Barajını açtık. Laf değil
icraat ortaya koyduk. Kardeşlerim biz CHP değiliz. Dikili ağaçları
yok. Muğla saltanatını siz yıkacaksınız. Merhum Adnan Menderes
buradan yürüyüşüne başladı. Ezanı aslıyla okumayı yasakladı bu CHP.
Menderes kaldırdı. Kur'an öğrenmenin, öğretmenin üzerindeki
baskıları merhum Menderes kaldırdı. Sanayi dedi, yatırımların önünü
açtı; tarım dedi, Türkiye'nin her tarafında tarıma can suyu verdi.
Şehirleri imar etti. Köprüler, barajlar, yollar, okullar inşa etti.
Merhum Menderes ile birlikte milletin yüzü güldü. Milletin
sofrasına, tarlasına, dükkanına, evine huzur geldi, bereket geldi.
10 yıl boyunca milletinin hizmetkarı oldu.” diye konuştu.
Merhum Menderes’in 10 yıl boyunca milletinin hizmetkarı olduğunu
belirten Erdoğan, “İhtilal yaptılar, CHP bu olayında arkasındaydı.
Benim milletim CHP’ye iktidar vermedi vermez. Çok partili dönemde
dikkat edin, CHP iktidar olamamıştır. Bunların olduğu yerde
yolsuzluk var, bunların olduğu yerde yasak var, bunların olduğu
yerde milletin gerilediğini görüyoruz. Menderes’e hücum ettiler,
ama düşüremediler, sandıkta Menderes'i yenemediler. Merhum
Menderes'i milletinden koparmak için gazetelerle, manşetlerle hücum
ettiler. Sokak olaylarını kışkırttılar. Meclis'te gerginlik
çıkardılar. Menderes'e hücum ettiler. Hiçbirisi itibarını
zedeleyemedi. Sandıkta Menderes'i yenemediler. İşte onun üzerine,
27 Mayıs 1960 askeri müdahaleyle merhum Menderes'i indirdiler.
Menderes’i idam ettiler. Unutuldu mu. Ama idam edenler lanetle
anılıyor. Said-i Nursi birileri gibi kaçıp Pensilvanya’ya gitmedi.
Rusya’ya esir düşmüşken Sibirya’dan kaçtı. Kendi ülkesine kendi
topraklarına geldi. İşin ucunda hapishane olsa da. Pensilvanya’ya
giden Bediüzzaman’ın izindeyim diyordu. Bediüzzaman o cezaevinde
olduğu zaman bir şey söyledi; o çok enteresan, 'zalimler için
yaşasın cehennem' dedi. Menderes’i asanlar için de yaşasın
cehennem.” şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan şöyle devam etti: “Menderes'e yapılanlar şu an
bize yapılıyor. O gün CHP nasıl rol üstlendiyse bugün de aynı rolü
üstleniyor. CHP Muğla’yı 40 yıldır yönetiyor. Alışmışlar nasıl olsa
bize oy veriyor diye. Kardeşlerim bunlar kasaba bile yönetemez. 40
yılın yıkımını gelin beraber yapalım. 30 Mart'ın önemi her geçen
gün artıyor. Kimsenin yaşam tarzına yediğine içtiğine karışmadık.
Tam tersine biz demokrasinin özgürlüklerin bir arada yaşama
kültürünün yanında olduk. Şimdi, bu CHP geliyor, Muğla'da asılsız
korkular pompalıyor. Söyleyecek projeleri, fikirleri olmadığı için
korku siyasetine sarılıyor. Ama Ankara'da ne yapıyor? Ankara'da
farklı işlerin peşinde. CHP, Ankara'da Pensilvanyalı zat ile her
zaman yaptığı gibi darbe tertip ediyor. Pensilvanyalı zat ile
CHP'nin eline montaj kasetler tutuşturuluyor, ses kaydı
tutuşturuluyor. CHP Genel Müdürü de onunla idare ediyor. Bakın
seçime 28 gün kaldı. CHP'den MHP'den şu ana kadar herhangi bir
proje duydunuz mu? Şehirler için, ülke için herhangi bir hedef,
plan duydunuz mu? Bunlar üç kafadar. CHP Genel Müdürü, MHP Genel
Başkanı, bir de Pensilvanyalı zat karıştı, ortak oldular, kafa
kafaya verdiler, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine hücum ettiler."
Ulusal güvenliğe saldırıldığını ifade eden Başbakan Erdoğan
sözlerine şöyle devam etti:
“Kardeşlerim ulusal güvenliğimize saldırıyorlar. CHP kasetle atama
yaptılar. Güya başbakanı da kasetle. Bu ülke kasetle devrilemeyecek
kadar büyük ülkedir. Pensilvanya dinliyor, 3 bin kişiyi
dinlemişler. Hiçbir ayrım yapmadan AKP’li, CHP’li, bürokratları
gazetecileri tek tek dinlemiş takip etmişler. Yarın Paralel yapı
CHP’yi de MHP’yi de sırtından hançerleyecekler. Bize ettikleri
gibi. Ülkesine ihanet eden, ülkesinin gizli belgelerini,
bilgilerini servis eden, herkese ihanet eder, herkesi hançerler.
CHP’nin genel başkanı kasetle oldu. Şimdi de kasetle başbakan
olurum diye düşünüyor. Adresini bilmeyen, oyunu kullanamayan bir
kişiden ülkeye başbakan olur mu? Milletim bunları biliyor.
Çocuklarınızı bu paralel örgütün dershanesine gönderenler lütfen
alın, okullara gönderenler lütfen alın. Eğer anne baba isterse
takviye kursları okullarda vereceğiz. Sülük gibi emdiler. Ama bu
sözüm de, sülüğe hakaret olur. Sülük zararlı kanı emer. Bunlar
faydalı kanı emdiler. Onun için bunların dershanelerine verip de
geleceğimizi karartmayalım. Ablalar gece kaldırıp beddua
ettiriyorlar. Bunların hocasının nasıl beddua ettiğini gördük. Bir
hoca beddua eder mi? Biz zulümle emrolmadık, biz gazapla
emrolunmadık, biz rahmetle emrolunduk rahmetle. Bizim rahmetimiz
gazabımızı aşacaktır inşallah. Ben o tabandaki temiz kardeşlerimize
sesleniyorum, artık bu oyunu bozun. Artık okullarımıza rahat rahat
gidiyoruz, kızlarımızı başı örtülü diye okullara sokmuyorlardı. Bu
zat ne diyordu o zaman biliyor musunuz? 'Başörtüsü furuattır'
diyordu. Aynı zat, daha önce de itikadi noktada, başörtüyü inkarın
küfür olduğunu söyleyen zattı. Akşam başka sabah başka. Niye? 28
Şubat böyle talimat verdi ve dediler ki 'ne istiyorsanız onu
yaparız.' Hatta okulları paşam size teslim ederiz dedi bu zat.
Şimdi bana haber gönderiyor. 'Eğer başbakan istiyorsa, biz
okullarımızı ona teslim ederiz'. Senin okulların senin olsun. Bize
kendi okullarımız yeter, devletin okulları yeter. Zaman gelecek
kendi okullarına öğrenci bile bulamayacaksın. Çünkü artık güven
vermiyorsun. Bunlara tavrınızı koyun, bunların gazetelerini falan
okumayın atın çöpe. Yalan dolan her şey var.”
Mitingin ardından Başbakan Erdoğan, Muğla Valiliğini ziyaret etti.
Daha sonra Başbakan, karayoluyla Dalaman'a hareket etti. CİHAN
Yorumlar